https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Asya'nın bahtına saplandım 2

06-06-2010 14:27

Semanın altıncı katıdır.

  H.z Musa ile H.z Resulullah konuşmaktadır.

   H.z Musa:

   -“Ya Nebiyi muhterem, ümmetine 5 vakit de ağır gelir var git az daha indir. Ben tecrübe etmişim.”

   Resulullah:

   “Ya Musa artık gidemem rabbim 50 dedi 5’e indirdi her birisine 10 sevap verdi, yine 50 yaptı. Artık hicap ederim.”

   H.z Musa mütebessimdi yüzüne baktı Resulullah’ın.

   “Ümmetin” diyecekti ki durdu. Kim bilir ne diyecekti.

   Bir an derin bir sükût yaşandı.

   Sonra yüzünü Kâbe’ye dönderdi.

   Gözlerinde Kudüs ışıldıyordu.

   “Işık Kâbe’de parlayacak artık” dedi.

   Sonra Gazze’yi okudum gözlerinde…

   Gazze’de çocuklar tanklara taş atıyordu.

   Zamanın ezeliyetinden sesleniyordu.

   -“Ümmetim” dedi.”ümmetim haram işliyor.”

   Sonra Asya’nın bahtı parladı uzaktan uzağa.

   Sonra bana baktı ve beni görmedi.

   Ben de Asya’nın bahtına saplandım.

*

   Bu gün bir hıçkırık tuttu beni.

   Günahlarım boyumu çoktan aşmıştı.

   Ruhuma kezzap dökülüyordu.

   H.z İsa zamanında yaşasaydım onun ayaklarının altında beni de çarmıha gererler miydi?

   Duygusuzluklarımın hicabıdır beni kahreden.

   “İnsanı yardım” adına ölemeyişimdir belki de…

   Yahut da tur dağında H.z Musa’yı beklemeyişim…

   Belki de Taif’te Resulullah’a atılan taşlara perde olamayışımdır.

   Daha da kötüsü, öksürüyor diye kızımı yatağı başında sabaha kadar beklerken, Gazze de anasını yitiren bebeğe mama bulamayışımdır.

   Hissizliklerim yüzüme vuruyordu.

   Gözlerimdeki ışık kayboluyordu ki;

   Asya’nın bahtına saplandım.

* * *

   Bir siren sesi duydum peşine takıldım.

   Bir gemi dolusu oyuncak vardı Gazzeli çocuklara alınmıştı.

   Yüzlerde tebessüm ruhlarda ılıklık vardı.

   Gemideki kadınlar ve kızlar kurbanlık koyun gibi kına yakmış bende boyun bükmüştüm.

   Bir bebeğin ağlayışına irkilmiştim ki bir it hırıltısına dönmüştü.

   Çöken bir duman canhıraş bir karanlığa bürünmüştü.

   Deniz durmuş mahlûkat lal kesilmişti.

   Bir kez daha şahit olunacaktı “bozguncu milletin” bozgunculuğuna.

   Aslında Gazzeli bir çocuğa oyuncak yakışmayacağı için bu kaderin bir hükmüydü.

   Onlara rabbimin ilhamıyla attıkları taşlar en güzel oyuncaklardı.

   Ve farkında olmadan oyuncaklarını ellerinde alacaktık.

   İşte o zaman Gazzeli bir çocuğun neden tanklara taş attığını anlamıştım.

   İşte o zaman Gazzeli bir çocuğun büyüklüğüne saygıyla eğilmiştim.

   Hatta onu kurtarmaya giden gemilerle birlikte Gazzeli çocuğun arkasına sığınmıştım.

   Gazzeli çocuk gözlerimde o kadar büyümüştü ki İsrail altında ezilmişti.

   İşte o zaman Gazzeli çocuğun elini öperken Asya'nın bahtına saplandım.

*

   Yüzü yaralı gözü donuk Gazzeli bir çocuk ilk kez farklı bir ümitle bir gemi bekledi.

   Belki annesinin kokusunu hatırlayacaktı.

   Belki de babasının eve dönüşünü hissedecekti.

   Dünyadan Amcalar, Teyzeler kendisini sevecekti.

   Sahile çıktı gözlerini ufuk’a dikti.

   Geldi gelecekti gemi.

   Gün boyu bekledi. Gece yatmak istemedi.

   “Ya gelirde göremesem” diye.

   Ama gelmedi işte.

   Sonra duydu ki İsrail askerleri bırakmamış.

   Ateş fışkıran namlularını gemiye dikmişler gemiyi durdurmuşlar.

  “onların elinde hiç mi taş yoktu ki şu pis askerlere atsalardı.” Diye düşündü.

   Sonra küçücük avuçlarını Sema’ya kaldırdı:

   “Allahım “dedi sadece...

    Gerisini getirmedi ne diyeceğini bilmiyordu çünkü.

  Ama cevap verecek birisinin olduğunu biliyordu.

   Onun için avuçlarını açmış sadece “Allahım” demişti.

   Sonra ellerini yüzüne sürdü oyuncak taşlarını toplamaya gitti zıplaya zıplaya…

   Onun yerine ben düşündüm: Arşı alayı titreten bu kelime yani “Allahım” ne demekti?

   O kahhar demektir.

   O Adil demektir.

   O Hafiz-i mutlaktır.

   O Halıktır.

   Her şey onundur.

    Peki, her şey onun mülkü ise…

   Onun mülkünde bunca eşkıyalık neyin nesi?

   O:” küfür devam eder ama zülüm devam edemez” demişti.

    Lakin hala zülüm işleniyordu.

   Birden yine “O” aklıma geldi.

   O “Hâkim”di hikmetle iş yapardı.

   Bunca büyük bir zülüm küçücük bir dünyada cezalandırılamazdı.

   Demek büyük bir ceza yeri vardı.

   Demek her şey bir mahkeme-i Kübra’ya bırakılıyor.

   Demek Asya’nın bahtı hala “miftah” bekliyor.

   Demek bende Asya’nın bahtına saplanıyorum.

 

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...