https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Tehlike kapımızda 2

12-10-2010 17:37

Vay anam vay vay

Ben nere gidem.

Şu belalı başımla

 Kime ne diyem.

Bir önceki yazımızda insanlarımız yummuşlar gözünü açmışlar ağzını misali öyle bir saldırmışlar ki hakaretin bini bir para…

Normalde sitemizde bir yazı bir hafta sonra kalkar.

Fakat bu yazımı özellikle kaldırtmadım.

Çünkü insanlarımızın farklı bir yönü ortaya çıkıyordu.

Hoş eskiden beri yazılar okunmadan yorumlanır ve çoğunlukla yazının tamamen dışında garip tartışmalar başlardı bizim sitede.

Ve en klasiği de yazara hitaben;"sen artık yazma yazmak senin neyine" türü yorumlar uçuşurdu.

Yani yazılan yazı ve fikir hiç kaale alınmazdı.

Çünkü adam yazarı sevmediği için direk o şekilde saldırırdı.

Lakin bu sefer daha değişik bir yaklaşım his ettim.

Evet, bu yorumlar tamamen tepkisel yorumlar olarak ortaya çıkıyordu.

Daha doğrusu bir refleks olarak tepkiler doğuyordu.

Ve beni çok şaşırttılar.

*            *           *

Yorumları okuyunca direk aklıma iki şey geldi:

Birincisi: sanki şahsıma karşı bir kin oluşmuş.

Bir öfke meydana gelmiş.

Ve bunu fırsat bilip saldırmışlar.

Eğer bu tepkiler bundan dolayı ise bu suç benimdir.

Demek ki insanları farkında olmadan kızdırmışım.

Ve bunun için herkesten özür diliyorum

Hakkınızı helal edin.

Benim hiç bir zaman hiç kimseyle bir alış verişim olmaz.

Yinede şunu itiraf edeyim ki konunun bana göre ehemmiyetinden dolayı keşke saldırılar şahsımdan dolayı olsa da düşünceden dolayı olmasa.

Zira bu yorumlardan ortaya çıkan yaşam şekli Çelikhan’ın kadim yaşam şeklini(öğünerek bahsettiğimiz ) zir-ü zeber ediyor.

Onun için isterim ki bu öfke şahsıma karşı olsun fikre karşı olmasın.

İkincisi: yazıdaki fikre ve düşünceye karşı bu öfke oluşmuştur.

Eğer bu ikincisi geçerliyse işte o zaman vay halimize.

İşte o zaman tehlike bir değil bin kez kapımızda hatta kapımızda değil böğrümüze kadar inmiş demektir.

Çünkü bu saldırganlık sefihane bir saldırganlıktır.

Çünkü bu saldırganlık (kimse kusura bakmasın) bir nevi şeytanın avukatlığıdır.

Bir kere yazıyı bin defa okusanız da asla "kız öğrenci okumasın" diye bir mana çıkartamazsınız.

Kız öğrenciler okumasın diye asla bir yaklaşım yok. Zaten şahsım adına söylüyorum ki kız öğrencilerin okumasından yanayım.

Bunu her zaman ve zeminde savunmuşum.

Dolayısıyla yorumcu bu noktada ofsayt’a düşmüştür.

Yahu benim eleştirmek istediğim konu karma eğitimdir.

Okuduğunu anlamayan çeyrek âlimler gibi hemen kaleme sarılıp saldıracağınıza önce ne demek istediğimi anlayın sonra istediğiniz kadar hücum edin.

Ayrıca bu saldırının psikolojik karakteri gerçekten ürkütücüdür.

Bu tutum tam incelenirse şu gerçek ortaya çıkıyor:

  Hareket noktası ve nasırına basılmış bir adamın çığırtkanlığı gibi gösterilen tepki sefihane bir yaşam şekline karşı çıkışa olan bir tepkidir…

Kızlı erkekli bir ortamda his ve hevesin alabildiğine serbestiyetinin sonunun gelmesi korkusudur.

(bunun için "şeytanın avukatlığı "diyorum.)

Ondan da öteye ideolojik bir yaklaşımdır.

Çünkü ülkemizde cumhuriyet kurulduğundan beri ideolojik bir eğitim anlayışı hüküm sürmektedir.

Zaten beni şaşırtan ve özen şey bu zihniyetin Çelikhan’da yeşermesidir.

Dolayısıyla beni yerden yere vursanız da ben bu fikrimin arkasındayım.

Ben karma eğitime karşıyım.

Bu sistemin çürüklüğünü ise her platformda savunmaya da hazırım.

Bir diğer ofsayt’a düştükleri konu; yazıda rahmetlik topçunun tespitindeki olayların altında bir kadının olması…

Bu tespiti gerek topçu yaparken gerekse ben yazarken;”hâşâ kadınlar genel manada kötüdür manası asla çıkmaz…

Hepimiz biliyoruz ki ta eskilerden beri kadınların hiçbir müdahale hakkı yokken bile kadınlardan uzakta kadınlardan dolayı olaylar gelişiyordu.

Çoğunlukla kadın ve kız evinde, işinde, gücünde iken, hiçbir şeyden haberi yokken bile kavgalar çıkıyordu.

Bunun birçok örneğini “çığlık” adlı kitabımda yazmışım.

Dolayısıyla kadının hiçbir olayda hiçbir müdahale şansı yokken bile o kadar olayların sebebini teşkil ediyor idiyse bu gün iç içe yaşadığımız bu çağda çok daha vahim olayların çıkmayacağını kimse garanti veremez.

Nitekim emarelerini hepimiz son bir iki yıldır gördük.

Ve ben geçmişe bakıp bu gün ve yarın oluşabilecek muhtemel olayların önünü kesilmesi adına müdahale edilmesini istiyorum.

Çünkü genel kaide olarak dini bir tespit orta yerdedir: namahrem yan yana olan kadın ve erkeğin üçüncü arkadaşı şeytandır.

Ben kısaca ne şeytanı görelim nede lanet okuyalım diyorum.

Evet, sevgili okuyucular!

Benim karşı çıktığım karma eğitimdir.

İnşallah bir sonraki yazımı bu konuya ayıracağım.

Bu konuyla ilgili bir fikriniz varsa buyurun hodri meydan…

 

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...