https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Hangisi daha tehlikeli?

17-05-2013 12:05

 

Yüzyıldan fazladır Fener-Galatasaray maçları oynanır.

Dünya durdukça da devam edeceğe benziyor.

Futbolu çok seven bir Galatasaraylı olarak, futbolda en çok iki şeyden zevk alan bir futbol sever olarak, yani en çok Galatasaray’ın galibiyeti Fenerin mağlubiyetinden zevk alan birisi olarak, binlerce defa Galatasaray’ın Fenere yenilmesine “evet” der ama bir insanın ölmesine asla rıza gösteremem.

Bunun aksini düşünmek hastalıktır.

Maalesef ülkemiz bu hastalığa duçar olmuştur.

Yaratıcının nezdinde bir insanı boş yere öldürmek kâinatları öldürmeye eş değer olarak kabul görülüyorsa bir maç için bir insanın ölmesi/öldürülmesi bütün şampiyonluklara değer mi?

Madem hakikat noktasında değmiyorsa, o zaman oturup düşünmek lazım.

İnsanları böylesi dolduruşa getiren etkenleri ortaya serip yok edilmesi gerekmez mi?

Ülkemiz başındaki belaları defetmenin eşiğine gelmişken birden fanatizm canavarının kendini göstermesi, çok daha önemli bir handikapla karşı karşıya olduğumuz gösterdi.

Her ne kadar devlet olarak büyük hedefler koymuş dünya çapında söz sahibi olmak yolunda adımlar atılıyorsa ülke insanı olarak 3. dünya ülkeleri konumunda olduğumuz bu hadiselerle görüyoruz.

Bu hal asrımızın dünyayı idare eden emperyalist güçlerin insanları idare şeklidir.

Yani insanları hedefsiz bırakıp, sanal uğraşlarla kitleleri idare edip sömürme metodudur.

12 Eylülle ülkemiz bu hastalığa düştü ve maalesef hala o atmosferin içindeyiz.

Çünkü o zaman gençliğimizin elinde idealler alındı kafamız boşaltıldı.

Bu boşluğu ise spor ve müstehcenlikle doldurdular.

Çünkü gaye-i hayal olmazsa zihinler benliğe dönecektir.

İnsanlar kendi zevkinin peşine düşecek bencilleşip muhataplarını tanımayacaktır.

Ülkemiz dünya çapında genç nüfus potansiyeline sahip ender ülkelerden birisidir.

Eğer gençliğin önüne büyük hedefler koymazsak, gençliğin fıtratında ki o dinamizm mutlaka bir mecra bulup çıkacaktır.

Ve bu çıkış kontrolsüz olacaktır.

Aslında bu mesele o kadar önemli ki ne kadar kafa yorarsak yeridir.

Ne yazık ki bu konuya harcanan zaman yok denecek kadar azdır.

Ülkemiz on yılın hatta yirmi yılın planlarını yapmaya başlayalı beri en önemli kısmı hesaplamamış gibidir.

Eğer yirmi yılın programını yapıyorsan yirmi yıl sonra o programı uygulayacak uygulayıcıları da yetiştirmen lazım.

Oysa bu günkü yeni nesil’e baktığımızda; yüzdeliği çok düşük bir oran sadece sınav yarışlarıyla gelişirken (sosyal hayattan bihaber), diğer büyük kesim, internetin kucağında, futbolun küfürbaz meydanında naralar atarak büyüyor.

Belki çok büyük bir kesimi de uyuşturucu tuzaklarına doğru yol alıyor.

*                 *                     *

Allah aşkına bu gün gelin lise birinci sınıftan ta üniversite son sınıfa kadar bütün gençleri bir araya getirelim ve çeşitli fikir teatisinde bulunalım. Eğer tek bir gençten tek bir fikir çıkarsa (aykırıda olsa, aptalca da olsa kabulüm.) hiçbir şey bilmiyorum demektir.

Çünkü gerçekten kafalarda sadece boşluk var, sadece internet sevgilisi var, sadece futbol var.

Eğer ki birisinde bir fikir varsa da medeni cesaretsizlikten konuşamaz.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım:

Suçlu gençlik mi yoksa 30 yıldan bu yana 12 Eylül zihniyetiyle idare edilen ülke idaresi midir?

Evet, bu sistem düşünen gençlik, düşünen insan istemiyordu.

Bu gün bu hale baktığımızda ise hala istemediğini görüyoruz.

Eğer bu söylediklerimi net görmek istiyorsanız;

Her hangi bir ilçenin veya bir ilin düşünen kafaları bir araya gelsin ve oranın idaresine gidip gençliğe bu manada bir hizmet istesin bakalım onlara ne önerecekler.

Emin olun ki yapacakları tek şey hemen bir sportif bina sözü verirler.

-“Gençlik enerjisini buralarda harcasın” derler.

Değil midir ki “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” klişesi bizi bir asırdır oyalıyor.

Kafayı sağlamlaştıralım derken içini bom boş bıraktık.

İçine ideal yüklemesi yapmayınca bu sefer boş ve muzır alanlara enerji boşalması yapıldı.

Eh 30 yıldan bu yana genciliğin o ele avuca sığmaz enerjisini boş yere heba ederseniz karşımıza tabii ki bu günkü gibi manzaralar çıkacaktır.

Ve tabii ki Reyhanlıda dehşetengiz bir patlama olur belki yüzlere varan insanlarımız ölür ve bunun arkasında ülke bir savaş cehennemine sürüklenebilir bir tehlike gözükür, bütün düşünen kafalar bu olayı konuşurken, daha da çok konuşması lazımken birden bire başka hiçbir şeyimiz yokmuş gibi Fener- Galatasaray maçına endeksleniriz.

Sonra maç sonunda bir gencin ölümüyle irkilirken birden bakarız ki, asıl bir başka büyük tehlike o canipte bizi bekliyor.

Zira gençlik öfke kazanına dönmüştür.

Şimdi bütün samimiyetimle bir soru sormak istiyorum:

Ülkemizin Ortadoğu cehennemine sürüklenip bir savaşa girmesi mi çok tehlikeli, yoksa kafasının içi boş bir şekilde her türlü tuzağa girmeye hazır bir gençlikle karanlık bir geleceğe doğru sürüklenmesi mi?

 

 

 

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...