https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Kudüs Gezisi

03-10-2013 15:07

Mescid-i Haram,Mescid-i Nebevi,Mescid-i Aksa…

Mekke, Medine ve Kuddüs…

Resulullah, Kubbet-u Sahra ve Kabı Kavsen…

İslam’ı mana aleminde içine alan ma’nevi bir üçgen…

 

Bu üçgeni bir prizma halinde tasavvur ettiğimizde en uç nokta mi’raçtır.

Bu üçgeni tarihi seyri içinde düşündüğümüzde ise son derece trajik bir hakikar karşımıza çıkıyor.

Çünkü çoğunlukla İslam üçgeninin bir açısı kan revan içindedir.

Mahzundur.

Himmet bekliyor…

Daha doğrusu üçgenin bir tarafı çökmüştür.

Ne malum ki bu çöküntü, bu mahzuniyet kadere fetva verdirmiştir ki İslam bu çöküntüye paralel olarak bölük pörçük olmuştur.

Haniya “İslamiyet  Ömer’e(r.a) kadar gelen adam Ömer’den sonra giden adam” dır ya…

Haniya H.z Ömer Kuddüs’ü almıştı ya…

İslam üçgeninin bir bütün yapmıştı ya…

İşte o demdir ki, o demden sonra İslam medeniyeti parladı.

İşte o demden sonradır ki “Ömer’in adaleti insanlığa hediye edildi.

İşte o demden sonradır ki insanlığa alternatif bir medeniyet sunuldu.

Sonra Kuddüs haçlı ordularıyla çökünce fetret devri başlamış İslam azameti sönmüştü ya…

Kuddüs kiliseye çevrilince İslam diyarında ye’cüc ve me’cücler türemişti ya…

Ne zaman ki Selahaddin tulu etti (1187) kuddüs tekrar dirildi.

Ve ondan sonradır ki İslam üçgeni bütünlüğü kazandı.

Ve miracın yolu tekrar açıldı.

Halktan hakka kelimatı tayibeler yükselince haktan halka rahmet akmaya başladı.

Böylece Osmanlı şahlandı…

Evet, sevgili dostlar Kuddüs’e doğru yol almaya başladığım andan itibaren yoğun savruk düşünceler ruhuma hücum etmeye başladığında, o yoğunluk içinde ancak yukarıdakileri yakalayabildim.

Ne diyeyim gideceğim yer İslam âleminin Kur’an’ı azimüşanın tesciliyle üçüncü beldesiydi.

Cenabı hakkın “etrafını mübarek kıldığım” dediği yerdi.

İşte oraya gidecektim.

Daha önce Mekke ve Medine’ye doğruda yola çıkmıştım.

Oraya giderken ki halet-i ruhiyem ile buraya giderken ki halet-i ruhiyem neden bir birine benzemiyor?

Mekke ve Medine’ye giderken kara yoluyla gittiğim halde bulutların üstünde uçtuğumu hissediyordum.

Oysa Kudüs’e uçakla gidecektim.

Neden şimdi içim acıyla doludur?

*                 *                *

Bir İstanbul sabahında sabah namazına müteakip hava alanına doğru yola çıkmıştık.

Birbirimizi tanıdıkça tamamen kafa dengi olduğunu gördüğüm on genç koca yürekle beraber...

Hava alanına vardığımızda ilk şokla karşılaşmıştım.

Çünkü bineceğimiz uçak “Telaviv” uçağıydı.

Ve İslam âleminin acı bir gerçeğiyle karşı karşıyaydık.

Yani İslam âleminin üçüncü derecede en kutsal bir beldesine İslam’ın bağrına bir hançer gibi girmiş İsrail kontrolünde gideceğiz.

Bu gerçeğe ilk defa tosluyordum.

Evet itiraf ediyorum İslam alemine bu kadar yabancıyım.

İçimi acıtıcı bir hüzün sardı, ruhum feverana başladı.

Bir banka oturup ince ince gözyaşları eşliğinde derin derin düşündüm.

-“Dini İslam bu kadar mı sahipsiz…

Bizler İslam’ı temsil edenler bu kadar mı uzaklaşmışız kendi değerlerimizden ki kader bizi böylesine cezalandırıyor.

Kuddüs İsraillilerin elinde, peki Mekke Medine kimlerin elinde.

Oraya kimlerin kontrolünde gidiyoruz.

Neden İslam’ın beldelerine İslam’ın gerçek sahipleri sahiplik yapmıyor?

Hz Ömer’in ruhu âlileri nasıl bir öfke ile bizlere sitem ediyordur.

Selahattin’in ruhu ne kadar inciniyordur.

Ahh koca Osmanlı bayrağı teslim edecek kimseyi bulamadın mı?”

Bu düşüncelerin kıskacında kıvranırken arkadaşlar beni uyardılar.

Kontrolden geçecekmişiz.

Sıraya girince Yahya hocaya yarı şaka yarı ciddi:

-“Yahu bana “yeryüzünde gitmek istemediğin tek yer neresi? Diye sorsalar, İsrail derim. Oysa şimdi direk oraya gidiyorum.

Kuddüs’e gitmenin başka yolu yok mu?”

Yahya hoca:

-“Maalesef “

*                      *                     *

Madem Mescid-i aksa hatırına böyle bir mecburiyetle karşı karşıya isek bu durumdan da bir çıkar elde edebilirdik.

Zira yine itiraf etmem gerekirse her yönüyle bana ilginç gelen İsrail’i inceleme fırsatı bulacaktım.

En azında başta tüm İslam âlemine sonra bütün dünyaya kafa tutan bu küçücük ülkenin sırrını kendimce öğrenebilecektim.

Çünkü zahiri manada kur’an’ın söylemleriyle şu an yaşanan arasında bir zıtlık gözüküyordu.

Cenabı hakkın lanet etiği ve hep hakir ve zelil olacak dediği bir millet bu gün kıskanılası bir güç gösterisi yapıyordu.

İsrail ülke olarak pervasız hareketler yaptığı gibi dünya çapında her taşın altında Yahudi izlerine rastlanılıyordu.

Adeta dünyaya idare eden gizli bir güç gibi muammalara bürünmüştü.

İkinci dünya savaşında yeryüzü bunlara dar geldiği ve gerçekten büyük bir soykırım yaşadıkları halde bu günkü başarısı dikkat çekiyordu.

devam edecek

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Tahrik,yara ve kontr hareketler. Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...