https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/599b1a16-8d13-45b0-9e1b-7fb86a5a1caa.jpg
Sabri Altun

Tahrik,yara ve kontr hareketler.

04-09-2009 00:00

Eski defterler yeni defterler...
Eski hesaplar yeni hesaplar...
Bana göre hepsinin kesiştiği tek bir defter var.
Oda; Ergenekon defteri…
Türkiye bu gün yüzyıllık bir hesaplaşmanın tam orta yerinde patolojik olguların enfeksiyonel taraflarını yontmakla uğraşıyor.
Etraf toz duman.
Konuşulan gündem herkesi şaşkına çevirmiş.
Gelinen nokta çok ilginç…
Bazı dostların tedirginliği gözlerinden okunuyor;
“Acaba bu açılım lafıyla Ergenekon geri plana mı itildi?”
“Zira en büyük mesele bu gün itibarıyla Ergenekon’dur ve Ergenekon şu an hiç konuşulmuyor.”
Oysa bana göre tam tersi:
Bence bu açılım Ergenekon’un yeni bir dalgasıdır.
Bence devlet yetkilileri ya da hükümet işin ucunu tamamen ele geçirdikleri için ya da Ergenekon’un nihai sınırları kâğıda çizildiği için bu çıkışı yaptılar.
Çünkü ülkenin bu hale gelmesindeki tek neden Ergenekon yapılanması ve felsefesidir.
Yani hekim hastalığın teşhisini tamamen koymuş durumdadır.
Ve bu gün tedavi seanslarına geçilmeye başlandı
Bir yandan semptomatik tedaviye başlandı zaten diğer yandan etkenin ortadan kaldırılması için uğraşılıyor.
Şu an zayıflanan bünyenin kuvvet bulması için yan tedaviler yapılmaktadır.
En başta ise kanayan yaranın dindirilmesidir.
Kanayan yara ise Kürt yarasıdır.
Aslında hekim gözüyle meseleye baktığınızda buna yara demek pek uygun düşmüyor.
bu enfeksiyon sonucu oluşan bir yara değildir.
Bu durup dururken bir darbe sonucu oluşan bir yaradır.
Aslında bu yaraya bakarak Kürt milletinin dirayeti ve sadakati net bir şekilde anlaşılıyor.
Şöyle düşünün:
Vücudun herhangi bir yerinde oluşan bir yarayı eğer sürekli deşerseniz, yani kabuk bağlayıp iyileşmeye yüz tuttuğu bir anda tekrar deşerseniz ve bunu mütemadiyen tekrarlarsanız o yara kansere dönüşür.
Kansere dönüşen bir yaranın tedavisini de her kes biliyor.
Tek çare koparıp atmaktır.
İşte ben bu Kürt meselesini de böyle bir yaraya benzetiyorum.
Tam yüzyıldır kasıtlı bir şekilde Kürt’lerin bağrına hançer sokuldu.
Darbe üstüne darbe yedi.
İnsanlar tahrik edildi.
Kimisi kurşuna dizildi kimisi işkenceye maruz kaldı.
Kimisinin namusu payimal edildi. Kimsinin gözleri önünde evlatları katledildi.
Yani insanın aklına hayaline gelmeyecek insanlık dışı muamelelere maruz kalındı.
Kültürel hakları ise zaten tamamen yok kabul edilmişti.
Evet, yüzyıllık tahrik işkence hiçe sayma ve asimile politikalarına rağmen eğer hala yapılan bir araştırma sonucu sadece yüzde 7 si farklı bir devlet istiyorsa bu milleti farklı görmek tamamen insanlık dışı bir anlayıştır.
Yani bütün bunlara rağmen hala farklı bir devlet istenmiyorsa bu milletin alnından öpmek lazım.
Yahu kimse kendisini azınlık görmüyor ki.
Her kes kendisini bu vatanın gerçek sahibi olarak görüyor.
Öyleyse kimden korkuluyor.
Öyleyse demokratik bir açılımdan rahatsız olmak neyin nesi…
Öyleyse bu ateşin sönmesini gerçekten istemeyen ve kanla beslenenler var.
*                        *                    *
Kim ne derse desin bu açılım Ergenekon’un yeni bir dalgasıdır.
Bu dalganın arkasında gidilse tesir alanına bakılsa ucu çok daha ciddi kişilere dayanacaktır.
Bir kere şunu iddia ediyorum ki PKK diye bir belayı kesinlikle Ergenekon ya da Ergenekon’un yan bir kolu ülkenin başına musallat etmiştir.
Şu anekdot okunsa iddiam daha iyi anlaşılacak sanıyorum:
"'Uğur Mumcu'nun çözdüğü olaylardan birisi 12 Mart döneminde daha büyük ceza almaktan kurtarılan Abdullah Öcalan'ın nasıl daha sonra derin devletin elinde, yani o çizgide palazlandığını çözmüş olmasıyla ilgili. Öcalan'la ilgili olarak, 12 Mart döneminin savcısı Baki Tuğ tam ceza verilecekken MİT tarafından kendisine "bizim adamımızdır" yazan bir kağıt geldiğini ve uzun süre ceza almak yerine üç aylık cezayla kurtarıldığını Uğur Mumcu'ya söylüyor. Uğur Mumcu o kağıdı Baki Tuğ'dan alamadan hunhar bir suikasta kurban gitti. Bu da onun birtakım şeyleri çözmüş olmasıyla alakalı yani sisteme temel anlamda muhalif olmayan, ama zaman zaman eleştiriler yapabilen bir insanın dahi hayatının tehlikede olabileceğini burada görüyoruz.'"( Baknz:12 Ağustos 2007, Pazar Zaman gazetesi, S.Yalsızuçanlar)
Yani düşünebiliyor musunuz?
Mit bu adam için devreye giriyor ve zamanın savcısına ;”bu adam bizim adamımızdır” diyor.
Ve bu adam PKK yı kuruyor.
Bu adam 40 bin insanın ölümüne sebep oluyor. Ve bu adam yıllardır İmralıda adeta yeni görevler bekliyor.
Gerçekten iyi hesaplayın böyle bir kişilik dünyanın herhangi bir devletinde olsaydı ve yakalansaydı kaç saat canlı kalabilirdi?
Türkiye’de ise değil öldürülmesi bir rivayete göre meclise bile gireceği söyleniyor
Şimdi bu düşünceler doğrultusunda meseleye baktığımızda açılım için muhatap alınacak mercilerin çok iyi hesaplanması gerektiğine inanıyorum.
Aslında olayın gerçekliliği yukarda anlatmaya çalıştığım şekilde ortaya çıkarsa iş daha da çetrefilleşeceği muhakkaktır.
Zira bir zamanların derin devletinin yada Ergenekon örgütünün cürümü çok daha büyüdüğü ve çok daha korkunç boyutlara ulaştığı gibi,durup dururken Kürt halkına yapılan bu kurgusal aldatmanın açtığı menfezi doldurmak için devletin açılımdan öteye özür dilemesi bile gerekeceğine inanıyorum.
Hakikaten böyle bir olay tarihin hiçbir döneminde yaşanmış mıdır?
Yani topyekûn bir halkı yok kabul edip, yok etmeye başlayacaksın, çeşitli hadiseler bahane edip katletmeye başlayacaksın, o yetmedi sürgüne göndereceksin, asimilasyon politikaları uygulayacaksın, baktın olmuyor tahrik edeceksin, hakaret edeceksin ki ayaklansınlar yine olmayınca tamamen meşrulaştırmak için kendi elinle örgüt kurup kendi askerini öldürteceksin ve yıllarca memleketi kan gölüne çevireceksin…
Şimdide kalkıp böyle bir açılımı ihanet kabul edeceksin.
Gerçekten bu milletin günahını çok aldınız.
Bu günah sizi boğar.
Evet, bütün uğraşmalarınıza rağmen yara henüz kansere dönmemiştir.
Eğer kansere dönerse şu kesinlikle bilinsin ki vücut tamamen ölecektir.
Zira yara denilen şey aslında zoraki yara haline getirilmiş vücudun bir parçasıdır.

DİĞER YAZILARI Bebeklerin Gücü.... Devletin inisiyatif gücü “Vurun kahpeye” Ormanda 15 Temmuz Orantısız Kavgalar Orman'da Yeni Düzen! Pralamenter sistem aslında ne demek Bir eseri hiddet… Küffara giden dualarımız. 15 Temmuz Ve Bir Öneri! Bediüzzaman ve parlamenterler sistem Panama Leaks ve Bediüzzaman Görüyorum ama diyemiyorum. Bir Devrin Anatomisi İnsanları idare edenlerin gözünü kan bürümüş. Ayrık otları ve yaşlı kadınlar Müslümanlar savaşıyor. Sınırı olmayacak… Alın o sapıkları başınıza çalın SÖZ Allah rızasını düşünen üçüncü şahıslara duyurulur Dilimizi yüreğimizle güçlendirmek… Milenyum nesli ve tenha siyaset Neden Mustafa Bulut… Batının gücü nerden geliyor Sineklerin kartallalra savaşı… Ucb’un böylesi… Kavgayla gelen bir mecburiyet İsrail'in muvaffakiyeti, Müslümanların muvaffakiyetsizliği Kutsal mekânlar hapishane gibi Her karışı Peygamber kokuyor Kudüs Gezisi Hiç büyümeseydim Olimpiyatları alsak ne yazar? Dağ tepeye, tepe kuma dönmesin… Mağlubiyetin sırrı SBS'deki başarının çarpıcı öyküsü. Ey menhus ruh artık titre İftar çadırı ve nesli ati Bediüzzaman ve gezi hareketi Belki Garip, Ama Bir Öz Eleştiri Son Osmanlıya son saldırı… Kadınlık onuru Dehlizlerdeki sahte kahramanlar Çelikhan Türkiye’ye sığmıyor. Hangisi daha tehlikeli? Biz Ne Olacağız? Takdir ve İhanet Ne idik, ne olacağız? Mustafa Şahin Bir Liderin Doğuşu Yaşayan Efsane,Reis Yaylagül Mahmut Şahin Toplumsal refleksler Sükût Ediyorum Gelemeyen Bahar Herkes işine Baksın... Suçlu Benim Ormanın Tarihi Yeniden Yazılıyor Baykuş’un Gözleri Bir Masalım Var Deccal operasyonu mu Kürt sorunu mu? Eğitim, Toplum Ve İntihar Çelikhan Ve Kızların Hakkı Bir Çağın İz Düşümleri 2 Bir Çağın İz Düşümleri 1 Kelimeler canlanır mı? Kavimler neden helak oldular? Ene ve nefsin serüveni Amerika’yı sömürmek… "mahşeri gördüm" Küre-i Arz Konuşunca... Kim ayvayı yiyecek? Baba mı dediniz? Hangi rejim? Bir Çıkmazın Anatomisi Hayal hakikat arası bir şey Zindandaki delik Yumurta idaresi Hain Köpek Bireyin gücü mü cemiyetin gücü mü? Acıdan söz et bana Bu film burda bitmez Demokratik yağmurlar Çelikhan Net ve TOKİ sürecinde almamız gereken ders Ahde Vefa Veya Mü’min’in Yitik Malları Kaymakamların rolü ve Anadolu Mayası Kaymakamlar Geçidi Düşman içimizde… Kördüğüm Bir Dünya… Yansın Tahrir Meydanı Görüyorum ama diyemiyorum Mahkum adam nasıl hür adam olur? “Hür Adam”la açılan ufuklar… "Yarab hayretimi arttır" Her şey 'kün' de saklı Eyvah Amerika'yı kızdırdık Asrın en büyük eğitim yanlışı Tehlike kapımızda 2 Tehlike kapımızda Haritaya dikkat! Devlet ve Ramazan Bayramı Onlar rahmete uçtu ya bize ne olacak? Perde gerisine bakalım bence… En büyük buluşma Yıkılmayan duvarlar (Mutluluğa yolculuk-2) Heni en lekum (Mutluluğa yolculuk) Asya'nın bahtına saplandım 2 Şahin Bakışlı adam Hesaplanmayan Hesap Dağdan iniş… Cennette futbol var mı Gerçeğin çizgileri ve bir Ceylan Bayramlar Ve Bazı Adetlerimiz Irmak Ummanda Boğulur Cüruf’a Dikkat Ham Çarık Ve Kıl Çorap Uygun Adım Şimdi Jari Zamanı Ve yeni valimiz...