Irak'ın kuzeyinde bulunan bölge 11 Mart 1970'te Saddam Hüseyin ve Molla Mustafa Barzani arasında yapılan anlaşma üzerine kurulmuş.
Özerklik anlaşmasına göre Irak'ın kuzeyindeki üç il, Erbil'de kurulucak bir yerel parlamento tarafından yönetilecekti.
Bunun yanı sıra Irak Meclisinde 5 bakan ve başbakan vekili Kürt olacaktı. Kürtçe ülke genelinde Arapça'nın yanı sıra ikinci resmî dil olacaktı.
İran-Irak Savaşı sırasında bu bölge merkezi hükümetin kontrolünden çıkmış, İran saflarında Saddam Hüseyin'e karşı yer almıştı. Saddam Hüseyin savaştan önce anlaşmayı kaldırmış ve 1974'te Kürt bakanları meclisten çıkarmıştı. Bu durum üzerine Molla Mustafa Barzani isyan etmişti.
Bu durum Irak için çıkan savaşı kötü etkilediği, çünkü Saddam Hüseyin'e karşı Kuzey, İran ile ittifak etmişti.
Birinci Körfez Savaşı öncesi ve savaş sırasında Saddam Hüseyin'den kaçan on binlerce Kürt, Türkiye'ye sığındı. Türkiye tarafından kurulan kamplarda Kürt mültecilere sağlık, barınma ve giyim yardımları yapıldı. Saddam Hüseyin devrilip Kürt liderler yeni dönemde söz sahibi olana kadar yurt dışına Türk Pasaportu ile çıktılar.
Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra çıkarılan uçuş yasağından dolayı bölge bugüne kadar Bağdat'ın yönetimi altında değildir. Bölge Kürdistan Parlementosunun kontrolü altındadır.
Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi ile Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliğinin arasında çıkan anlaşmazlıklardan dolayı Bölge ikiye bölünmüşse de, son yıllarda yani 2008 yılında Celal Talabani Irak Cumhurbaşkanı olunca sorun kalmamıştı.
Kuzey Irak (Kürdistan Özerk Bölgesi),Resmi dili Kürtçe ve Arapça, Yönetim biçimi Özerk Cumhuriyet, Devlet Başkanı Mesut Barzani, Başbakan Neçirvan İdris Barzani, Özerk oluşu 11 Mart 1970 Özerklik Mart 1974’de kaldırılmıştı.
Ekim 1991 yılında tekrardan bağımsızlığını aldı. 30 Ocak 2005 yılında bağımsızlığını ilan etti.
O günden sonra Kuzey Irak bölgesi Kürdistan Özerk bölgesi olarak anayasada yerini aldı.
Küzey Irak (Kürdistan Özerk bölgesi) hakkında bilgi verdikten sonra şimdi ise gezi ile ilgili olarak gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Adıyaman özel İkbal Koleji’nin düzenlemiş olduğu 2 günlük gezi için Cuma günü Adıyaman’dan yola çıkarak Kuzey Irak’a doğru yol almaya başladık.
Yol süresince dikkatimi çeken en önemli husus doğuya vardıkça dinlenme tesislerinde Mescid yerine camilerin olmasıydı. Adıyaman’dan İstanbul’a gittiğimizde yol üzerinde bulunan tesislerde sadece Mescid var. Oysa Adıyaman’dan Şanlıurfa, Viranşehir, Kızıltepe, Nusaybin, Cizre ve Silopi’ye varana kadar bulunan tesislerde Mescid yerine Camilerin olması doğunun dini hassasiyetlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Cizre Nuh turizme ait otobüs şoförü güler yüzlü ve şakacı biri olması yolculuğun neşeli geçmesini sağladı.
46 kişilik ekipte çoğunluğunu öğretmenler oluşturuyordu. Benim gibi farklı meslek gruplarına ait kişilerde vardı.
Hayatımda ilk defa Diyarbakır’ın ötesine geçiyordum. Yine hayatımda ilk defa Yurt dışına çıkacak olmanın heyecanını yaşıyordum.
Çocukluğumda Irak denilince, Barzani, Talabani, Saddam, Kerkük ve Musul’u bilirdim. Bilinçaltımda bu isimler yerleşmişti.
Cizre’ye vardığımızda bize rehberlik edecek Cemaatin önde gelen abilerinden Azat abi otobüse bindi.
Azat abi yol boyunca 1990’lı yıllarda Devlet ve PKK’nin halka yaptığı zulmü anlatıyordu.
Zaman zaman gözlerimiz yaşardı. Aslına bakarsanız anlatılanları ben biliyordum. Fakat Adıyaman’da çalışan Batıdan gelen öğretmenler bilmiyordu. Azat abinin anlatımı onlar üzerinde büyük etki bırakmıştı.
Yolculuk esnasında tanıştığım Adıyaman İmam hatip Lisesinden 4 öğretmen arkadaş, gezimizin renkli geçmesini sağlamışlardı. Espiri anlayışları geniş, ve sohbeti seven arkadaşlardı. Tabi Çelikhan’dan geziye katılan Çelikhan Lisesi Müdürü Hasan Elmas, Yunus Emre orta Okulu Müdür yardımcısı M.Emin Şahin ve Dağaşan İletişim sahibi Ömer Dağaşan gezi boyunca güzel anılara vesile oldular.
İl Tarım Müdürlüğünden Hüseyin Hoca, Kerim Abi, Bilal Abi, Mustafa Hoca, adını bilmediğim bir sürü yeni insanla aynı araçta aynı amaç doğrultusunda yolculuk etmenin keyfine vardık.
E tabi otobüsün muavinini unutamayız. Genç kardeşimiz Serdar’da tam şen şakrak bir kardeşimizdi.
Silopi’de bulunan Habur Sınır kapısına geçtiğimizde Irak Kürdistan Özerk bölgesi asker ve polislerini gördük.
Hepimiz şaşkınlık içerisindeydik. Kırmızı, beyaz Yeşil ortasında sarı renkli güneş şeklinde bayrağın dalgalandığını gördük.
Artık Zaho’da idik. Zaho 200 bin nüfuslu Duhok’un ilçesiydi. Ticaret merkezi olduğunu öğrendik. Zaho’da Duhok’a geçerken ve Halepçe’ye gidene kadar her yerleşim biriminde askeri kontrol noktaları ile karşılaştık. Türkiye’den geldiğimizi söyleyince çok fazla bekletilmeden kontrol noktalarını geçtik. Halepçe’ye varana kadar 8 defa kontrol edildik. Kontrollerin amacı Şii, sunni çatışmasının yaşandığı Irak’ın güneyinde olan patlamaların Bu bölgede olmasını önlemek olduğunu öğrendik.
Kuzey ırak ( Kürdistan Özerk Bölgesi) 7 ilden oluşuyor.
Duhok, Süleymaniye, Erbil, Kerkük, Nineva, Diyela ve Selahaddin kentleri ve bu kentlere bağlı onlarca ilçe…
Kuzey ırak bölgesel yönetiminin kontrolündeki 7 ilde 5 milyonu aşkın insan yaşıyor.
Bunların %
Geriye kalanlar Türkmenler, Araplar ve diğer halklardan oluşuyor.
Kuzey Irak’da medeni hukuk ve Şeriat hükümleri geçerlidir. Suç işlemiş bir vatandaş her iki şekilde de yargılanmayı isteyebilir.
Burada en büyük suç hırsızlıktır. Çarşı pazarda esnaflar işyerlerinin kapısını kapatmadan camiye gidiyorlar.
Çarşı pazarlarda dövizcileri görmek mümkün. 10-20 bin dolar beklide daha fazla para küçük bir masa üzerinde duruyor. Alım satım ayaküstü yapılıyor. Buda hırsızlık ve gasp olayının çok az olduğunu gösteriyor.
Devam edecek…