4 günlük İstanbul seyahatim sonucunda edindiğim gözlemleri sizinle paylaşma gereği duydum.
Açıkçası her il dışı veya büyük bir şehre gözlemleme maksadı ile çıktığımda farklı düşüncelere kapılıyorum. Farklı hayaller kuruyor, Adıyaman için Çelikhan için kurgu yapıyorum.
Öncelikle Adıyaman ve İstanbul’u kıyaslamıyorum. Kıyas yapılmayacağını biliyorum. İstanbul’da yaşamanın güzelliklerinin yanında sıkıntılarının daha fazla olduğunu,İstanbul’da yaşayabilmek için aylık gelirin 10 bin liradan fazla olması gerektiğini net bir şekilde gördüm.
İstanbul’da çalışan birinin 3-4 saati trafikte geçiyor. 8 saat çalıştığını düşünün …
Adıyaman’da kendisine 5-6 saat ayırabilen biri, İstanbul’da 1 saat ayıramıyor. İstanbul’da yaşam böyle bir şey…
İstanbul’un tarihi ve güzellikleri anlatılmaz. Arada gidip bu güzellikleri görme imkânı olan herkese öneririm.
İstanbul’daki Adıyamanlılar bir şeyler yapmak istiyorlar. Ancak bir grup dernek gibi kuruluş adı altında öne çıkmaya çalışanları sindiriyorlar. Önlerini kapatıyorlar.
Adıyaman’da birçok güzel insan etrafına yardımcı olmaya çalışıyor. Ayağından tutup çekmeye çalışanlara rağmen…
Adıyamanlıların İstanbul’da etkin olabilmesi için birkaç nesil geçmesi gerekiyor. Adıyaman daha 1 nesilde…
Adıyaman’da bir çok dost ve arkadaş ile görüşme fırsatım oldu. Başta Abdullah Doğan,Mehmet Baykurt,Hacı Orhan, Orhan Karaman ve Murat Hakverdi’ye teşekkür ederim. Ziyaret edipte edemediğim, davet eden ve gidemediğim tüm arkadaşlara teşekkür ederim.