Bir önceki yazımızda Erbil sokaklarında gezinirken ticaret hukuku ile ilgili olarak gözlemlerimizde kalmıştık.
Geziye katılan hemen hemen herkesin gözü iphone telefonlardaydı. Özelliklerine göre Türkiye’de ki fiyatların %30-40 daha ucuz olduğunu gördük. Marlbora sigaralar 2700 lira idi. Türkiye’de 9500 lira olduğunu düşündüğümüzde fiyat farkının ne kadar olduğunu son derece açık.
Bu ve buna benzer ürünlerin genel fiyatı böyle, Türkiye’de 100 bin lira olan bir araç burada 25 bin lira. Mazot 1200 lira, yollar 40-60-100 metre genişliğinde…
Kürdistan Özerk bölgesinin her tarafı adeta şantiye görünümünde… İnşaatlar, duble yol çalışmaları yoğun bir şekilde sürüyor. 10 yıl sonra buraları tanımak mümkün olacağını sanmıyorum.
Herşeyden öte yollarda yaya geçiş üstünlüğü çok net şekilde görülüyor. Türkiye’de sürücüler yola giren yayalara hakaret ederken, burada araç durur ve yayanın geçmesini sağlar.
Erbil caddelerinde gezerken, kendinizi Şanlıurfa, Diyarbakır sokaklarında hissedersin. Eğitimli insanlar 4 dil konuşurken, sıradan vatandaşlar ise, Arapça, Kürtçe ve bir bölümü de Türkçe konuşuyor.
Erbil, Süleymaniye, tarihte yerleri olan önemli yerler, biz bu iki şehirde azda olsa gezebildik. Dünyanın farklı noktalarında aynı amaç için gelmiş öğretmenlerle sohbet etme imkanı bulduk.
Cemaate ait 33 okul bir üniversite var. Bölgesel Kürt yönetiminin Başbakanı Neçirvan Barzani cemaate okul yapıp anahtarını teslim etmiş. Üst düzey bürokratların hepsinin çocukları bu okullarda okuyor.
1995 yılında Kuzey Irak’a giden ilk isim olan Muammer Türk'ün dersine katıldık.
Anlatımı benim gözlerimi yaşarttı. Yorgundum. Uykuluydum. Buna rağmen Tabiri caizse anlatımı tereyağı gibi gidiyordu.
İslami ahlak çerçevesinde iyi yetişmiş bireyleri yetiştirmenin heyecanını anlatıyordu. Buraya geldiğinde karşılaştığı sorunları yazmaya kalksam ne sayfalar yeter nede ben anlatabilirim.
Muammer bey, yapılan hizmeti anlatırken, birçoğumuz şaşkınlık içerisindeydik. Özellikle cemaatin çalışmalarını bilmeyenler hayretler içerisinde dinliyorlardı.
Ben Cemaatin çözüm ve Barış sürecine yeterli desteği vermediğini düşünüyordum. Bu yüzden eleştiriyordum. Ancak Cemaat çözüm sürecinin karşısında değil havası verildi. Aslına bakarsanız her ne kadar 1995 yılında bölgede okul açılmışsa da 2011 referandumu ile birlikte Cemaat’in Kürt sorununa bakışı biraz daha değiştiğini düşünüyorum.
Muammer Türk beyin anlatımından çıkardığım sonuç, Cemaat sınırı olmayan büyük bir devlet. Büyük bir yapı. Hayırlı işler yapıyorlar. Güzelliklere imza atıyorlar. Kürdistan özerk bölgesinde 33 okul bir üniversite ile yollarına devam eden Cemaat, burada kendi okullarında 4 dilde eğitim veriyorlar.
Yazının bu bölümünde bir bilgiyi vermeden geçemeyeceğim. Yıllarca Barzani’nin Ermeni, Yahudi olduğunu hafızalarımıza yerleştirmişlerdi. Oysa Molla Mustafa Barzani’nin en büyük hayali Kürt İslam Cumhuriyetini kurmakmış. Ermenilik, Yahudilik nerde Barzani nerde biz neredeyiz… Molla olan İslamiyet’i iyi yaşamaya çalışan bir liderin ermeni, Yahudi diye tanıtan yalanlarla dolu resmi tarih elbet bir gün düzelecektir.
Bir sonraki yazıda Halepçe katliamı, insanlık müzesi ve bazı diğer detayları yazmaya çalışacağım