Uzun yıllardır çevre illerimizden Çelikhan'ı tanıyanlar, dost ve ahbaplar vasıtasıyla Çelikhan da yazlık için bir arsa satın almak istiyorlardı. Çünkü Çelikhan yazın boğucu sıcaklığında yaşanacak en ideal yerdi. Çelikhan'da çevrenin en güzel havası vardı. Zira bölgenin en serin merkeziydi. Akli selim düşünen herkes gelecekte yaşanası en güzel yer olarak burasını düşünüyorlardı. Çünkü Çelikhan-Malatya yolu mutlaka yapılacak hesabıyla düşünüldüğünde ulaşım sıkıntısının olamayacağı bir "yazlık kenti" olmaya namzet bir yerdi. Akdağ’da ki yaylalarla dolu bir cevhere sahip olmasının yanı sıra, Merg bölgesinde çay boyunca yapılması muhtemel yazlık evlerle birlikte, tertemiz çat barajı etrafıyla bakir yazlık alanlara varıncaya kadar belki de tatil beldeleri için gerekli her şeye sahip olması hesabıyla gelecek vaad eden bir mekândı. Gerçek manada ise bölge yazlık turizmini tamamen karşılamaya yetecek bir potansiyele sahip olan Çelikhan'ın en vazgeçilmez orijinalliklerinden biriside buz gibi suyu idi. Oysa bu gün Çelikhan'ın geldiği nokta hiç kimsenin aklına gelebilecek bir durum değildi. Yani kim bilebilirdi ki Çelikhan susuzluktan kavuracak. Bölgenin en temiz, en soğuk, en sağlıklı suyuna sahip olacaksın ama susuzluktan yanacaksın? Gerçekten çok garip… Bu dehşet bir durumdur. Bu gün tatilciler Çelikhan'a gelmek istemiyor. Değil yabancı tatilciler yerli tatilcilerimiz bile başka yerler tercih etmeye başladılar.
Çelikhan neden böyle oldu? Çelikhan'a ne oldu? Kısa bir zaman diliminde susuzluktan neden kıvranıyor? Bunun için hiçbir yetkili neden açıklama yapmıyor? Neden görevliler vatandaşı bilgilendir miyor? Bilinçlendirmiyorlar? Suyu daha tasarruflu kullanmaları yönünde gerekli bilgiyi vermiyor, gerekli denetimi yapmıyorlar?
Çelikhan'ın havasından suyundan istifade etmek isteyenler, Çelikhan'a gelmek istemeleri kadar doğal bir istek olamaz.
İnsanlar Çelikhan'a gelmek istiyorsalar, Çelikhan'ın gelişmişliği için değil, Havası ve suyu için gelmek istiyorlardı. Şimdi su da kalmadı, sadece havası kaldı.
Suyun olmadığı bir memleket ölmeye mahkûmdur. Dört bir tarafımız su olmasına rağmen biz susuzluktan ölüyoruz. Adıyaman değil içmeye kullanmaya bile su bulamazken, adamlar burnumuzun dibinde bütün su kaynaklarımızı alıp götürecekler.
Zerban hariç bölgemizdeki bütün su kaynaklarını alıp götürecekler. Kana kana da içecekler. İçsinler, afiyet şeker olsun. Olsun olmasına ama birazda bize afiyet olması gerekmez mi?