Ak Parti Grup Başkan vekili Ahmet Aydın, Cuma günü mesai bitimine doğru beni aradı. Adliye süreci ile ilgili yaptığı mücadeleyi anlattı bana…
Başta şunu söyleyeyim.
Ben Ahmet Aydın’a inanıyorum. Güveniyorum.
2005 yılından beri takip ediyorum.
İl Başkanlığı ve ilk dönem Milletvekilliği ile şimdi Grup başkan vekilliği dönemlerini yakından takip ediyorum.
Bugüne kadar Çelikhan ile ilgili kendisine ne iletilmişse elinden gelen gayreti göstermiştir.
Bu gayret gücü nispetinde ve bizim isteğimiz ile örtüşmüş bir durumda ilerlemiştir.
Biz ne kadar istemiş isek Ahmet Aydın’da o isteğimiz doğrultusunda hareket ettiğine şahidim.
Mir suyu tartışmasında Mustafa Bulut ve Mehmet Bora’nın da olduğu ortamda Adıyaman’ı desteklememiş ve Çelikhan’dan yana olmuştur.
Belediye başkanımız Mehmet Bora’ya DSİ Genel Müdüründen randevu almış ve işlerimizin hızlanmasını sağlamıştır.
Çünkü Çelikhan’ın bu konuda mağdur edildiğine inanmış ve inisiyatifini bizden yana kullanmıştır.
Oysa o Adıyaman genelinin Milletvekiliydi ve tarafsız kalabilir ya da çoğunluktan yana destek verebilir di.
Fakat o bunu yapmadı ve olması gerekeni zayıfın ve mağdurun yanında yer alarak bugün çalışmaya başlanılan içme suyumuzun gelmesini sağladı.
Tütün konusunda yine çabalayan kişi o idi.
Ben bunu oturduğum ortamlarda söylüyorum.
60 yıllık rüyamız olan Çelikhan-Yeşilyurt Malatya yolumuz onun girişimleri ve mücadelesi ile sağlanıyor.
Çat barajı tüneli onun ve Mehmet Erdoğan’ın girişimleri proje çalışması bitiriliyor ve 2013 yılında büyük ihtimal çalışmaya başlanılacak.
Bu iki örneği verdikten sonra diğer yapılan çalışmalara girmeyeceğim. Çünkü okuyucularım Ahmet Aydın’ın avukatlığını yaptığımı sanacaklar.
Allah şahit olsun ki, Ahmet Aydın Çelikhan’ı seviyor ve Çelikhan’a hizmet gelmesini istiyor.
Konumu itibari ile bizden çıkan istek ve kararlılık doğrultusunda koşturuyor.
Biz ne kadar istiyorsak o da o kadar mücadele veriyor.
Bu cümlemin analizini sizlere bırakıyorum.
Ne demek’’biz ne kadar istiyorsak o kadar hizmet’
Bu oy karşılığında olan bir şey değildir.
Bu cümle bizim pozisyonumuzu ortaya koyuyor.
Çelikhan olarak birlik olamıyor ve kararlı davranamıyoruz.
Diğer konuları geçiyorum.
Konumuz Adliye ve Adliyemizin kapanmasının arka planında yaşanılanlar ve bizim yaptıklarımızı anlatacağım.
Bugüne kadar yazdığım 3–4 yazıda 10’dan fazla haberde Çelikhan’ın gereken tepkiyi göstermediğini ve içten içe Adliyenin kapanmasına sevinenlerin olduğunu yazmıştım.
Çelikhan Adliye konusunda birlikte hareket ederek gür bir ses çıkaramadı.
Bu sessizliğimize rağmen sadece gazetemizden gösterilen tepkiler ışığında Ahmet Aydın konuyu Ak parti MYK’sının gündemine getirmiş, Başbakan’a söylemiş ve bakanın gündemine sokmuştur.
Bakan HSYK’a itiraz ederken(44 Adliye açılmadan önce) Çelikhan en önde olan listedeydi.
Geri açılması istenilen Adliyeler arasında en başlardaydı.
Adalet bakanı Çelikhan’ın Karagöl köyünün adını duymuş ve Çelikhan’ın coğrafi şartlarını öğrenmişti.
Bunu yapan Ahmet Aydın’dır.
Ayrıca Mehmet Erdoğan Adalet bakan yardımcısı ve Müsteşarı ile görüşmüş ve durumu izah etmiştir.
Yazının sonunda söyleyeceğim şudur.
Çelikhan halkı, yöneticileri ve stk’ları her konuda olduğu gibi bu konuda da üzerine düşen görevi yapamamıştır.
Yapsalar dahi bu ortamda bir şey elde edemezlerdi.
Çünkü açılan adliyeler sadece bakanların ve HSYK üyelerinin yaşadığı illerin ilçeleridir.
Ak Parti bu yüzden bir birine girmiş durumda..
Çelikhan siyasilerinin ve stk’larının tek derdi belediye Başkanlığı koltuğu olmuştur.
Bir zamanlar Mustafa Bulut’u bitirmeye çalışanlar kabuğuna çekilmiş Bulut’un hareketliliği karşısında ‘nasıl sokulabilirimin’ hesabını yapmaktalar.
Ve yine Bir zamanlar Mehmet Bora’nın avukatlığını yapanlar Mehmet Bora’nın biraz güç kaybetmesiyle eleştirmeye başladıklarını görüyorum.
Mehmet Bora’dan umduğunu bulamayan gruplar farklı hesaba bürünmüşler.
Bu gruplara önerim siz bu zihniyette olduğunuz sürece kimse size yar olmaz.
(Bu konuyu ileride detaylı açacağım)
Çelikhan Adliye konusunda tepkisini ve dirayetini gösterememiştir.
Bizden çıkan ses’den çok fazlasını Ahmet Aydın çıkarmış ve mücadele etmiştir.
Ve son söz biz bu zihniyete sahip olduğumuz sürece ne hizmet alabilir nede bir sonuca varabiliriz.