LAMBADA TİTREYEN ALEV ÜŞÜYOR

Kültürümüzün en nadide, en dokunaklı ürünleri türkülerimizdir. Kimi zaman; aşkı, özlemi, sevinci kimi zaman; ayrılığı, gurbeti, acıyı en saf, en içten şekilde anlatırlar. Derin anlamları, içten duyguları en vurucu kelimelerle ifade ederek adeta gönlümüze tercüman olurlar. Mesela ‘’Lambada titreyen alev üşüyor.’’ dizesinin verdiği hissiyatı ifade etmeye kalksak kelimelerimiz yetersiz kalır.

Çocukken, şehirlerarası bir yolculukta aracın radyosunda ‘Yolun sonu görünüyor’ türküsü çalmıştı, kulak kesildiğimi hatırlıyorum; o zamanlar çok bir şey anlamasam da türkünün sözlerini tek seferde ezberlemiştim.  Yıllar sonra, bu türkünün bir annenin ölüm döşeğindeki son sözlerinden ilham alınarak, evladı tarafından yazıldığını öğrendiğimde çok etkilenmiştim. Her türkünün etkileyici bir hikâyesi oluyor. Bir dizesini yazımıza başlık olarak alıntıladığımız ‘Mihriban’ türküsünün hikâyesi de yine hepimizde derin izler bırakmıştır.

Zamanında nice imkânsızlıklarla derlenip toplanıp söylenen türkülerimiz, yıllar içerisinde değerinden hiçbir şey kaybetmemiş. Bugün nesil fark etmeksizin herkesin dilinde aynı türküler var. Günümüzde müzik piyasasına sürülen derinliği olmayan melodiler, birkaç ay hatta birkaç gün içerisinde unutulup gidiyor. Kalıcılığı yakalayanlar da var elbette ancak bir elin parmağını geçmiyor. Aklıma İbrahim Tenekeci’nin şu cümlesi geldi: ‘’Kalbe dokunmayan her şey eksik kalır.’’

Türkülerimizde, gül, bülbül, kar, dağ gibi tabiat motifleri sıklıkla kullanılmıştır. Hislerimizin yansımasını; bazen dumanlı dağlara yağan karda, bazen güllere karşı figan eden bülbülde buluyoruz. Bu durum, türkülerimizin oluşum sürecinde doğanın yadsınamaz bir etkisinin olduğunu gösteriyor. Doğaya çıktığımızda genellikle türkü dinlemek istememizin sebebi de bu olsa gerek.

Zarif duyguların ve büyük bir emeğin ürünü olarak günümüze kadar gelmiştir türkülerimiz. Hemen her duygumuza eşlik etmişlerdir. Kesilen nefesimize nefes, acıyan kalbimize teselli, kimi zaman ise sevincimizin ortağı olan bu duygu mirasının, bugün olduğu gibi yarın da gönüllerdeki yerini koruyacağı kanaatindeyiz.

[email protected]