Yine Ankara yine ülkenin kalbi yine bomba, yine ölen insanlar ve yaralılar. Yine masum insanlar, yine yitip giden canlar, yok olan umutlar!
Bazen yaşadıklarınız karşısında yutkunursunuz, kelime bulamazsınız işte o duyguyla bu yazıyı yazıyorum.
Bir ülkenin başkenti böyle üst üste vurulamaz. Türkiye’nin güvenli kenti bu hale mi gelecekti? Düşünün başkentte son beş ayda yaşanan üçüncü büyük saldırı. ( Ekim’de Ulus Tren Garın’da 103 kişi, Şubat’ta Hava Kuvvetleri önündeki saldırıda 29 kişi hayatını kaybetmişti. ) Kızılay’da ölenler ve yararlıların sayısını söyleyemiyorum bile…
Terörle yaşamaya alışmalısınız diyorlar. Yok kardeşim, bombalar kalbine tam isabet ediyorken, sevdiklerimiz, yakınlarımız, gençlerimiz, masum insanlarımız gözlerimizin önünde yok ediliyorken, biz buna alışamayız.
Bir kez daha sormak istiyorum, ‘’ Ne Olacak Bu Memleketin Hali?’’ demekten yorulduk artık.
Yok, efendim dış güçlerdi, yok iç güçlerdi, yok yan güçlerdi, şuydu buydu, yok misliyle cevap verilecek. Bu lafları duymaktan artık gına geldi.
Evet, haklarını yememeliyim, bakın hemen önlem aldılar. Her patlamada olduğu gibi acil olarak basına yayın yasağı getirildi.
Daha kaç kişi ölecek? Bunu hesabını kim verecek? Bizim ülkemizin vatandaşları kendini güvende hissetmeyecek mi?
Bu ülkede hiçbir siyasi sorumluluk almayan yetkililere sormak istiyorum,
ABD Büyükelçiliği iki gün önceden kendi vatandaşını olası bir patlamaya karşı uyarırken, mesaj yayınlarken siz nerdeydiniz?
Dış politikadaki yanlış tutumun ülkeyi getirdiği noktayı hala görmemekle ısrarcı olacak mısınız?
Bizi Ortadoğu bataklığına sürükleyenler kimlerdi?
Ve tüm vicdanlara sesleniyorum! Avrupa ülkesinde bu kadar insan ölseydi böyle mi olurdu?
Yöneticilerin bu topluma hesap vermeleri gerekmiyor mu? 15.03.2016