Güneydoğu’dan batıya doğru yol alırken Toroslar’ı aşınca sıcaklığı hissetmeye başlarsınız.
Güneydoğu yazın kavurucu sıcak, kışın ise olabildiğince soğuktur. Dağları Kasım ayından itibaren karla kaplanır.
TEMA Vakfı Temsilciler Toplantısına katılmak için Fethiye’ye gitmek üzere yola koyuldum.
Kasım ayının ortaları olmasına karşın, Adıyaman’ın dağları kar biriktirmeye başlamış bile. Gerger, Sincik ve Çelikhan ilçelerimizde kış kendini iyice göstermeye başlamışken, Adana ve Mersin’e vardığımda içim ısınmaya başladı.
Kıraç dağlardan yeşil dağlara doğru yol alıyoruz.
Ege tıpkı Akdeniz gibi mavi ve yeşilin hakim olduğu bölgelerimizden.
Dağların tepeleri karlı, etekleri yeşil…
Yollar geniş ve temiz, kıvrım kıvrım…
Gittikçe bir cennete doğru yol almış gibi oluyorsunuz.
Gittikçe atalarımıza geçmişten beri duyduğum minnet duygularımın arttığını, kabardığını hissediyorum.
Cennet vatanımızın bu güzide coğrafyasını düşmana kaptırmadıkları için sonsuz minnet duydum ecdadıma.
* * * *
Özlediğim dostlarımlayım.
Özlemini çektiğim Akdeniz’i aşıp, nadiren gidebildiğim Ege’ye varınca sıcacık bu bölgede, sıcacık insanların tebessümleri ile karşılanmanın mutluluğunu yaşadım.
Muğla ve Fethiye temsilcisi Okyay Tirli’nin organizesinde, Fethiye Belediyesi ve diğer destekçilerinin katkıları ile kusursuz bir program gerçekleştirildi.
Okyay Bey ve saygıdeğer eşi Pınar Hanım, Belediye Başkanı Sayın Behçet Saatcı ve personeline, güvenlik güçlerine, misafirperver Fethiyelilere ve bütün emeği geçenlere yürekten teşekkür ediyorum.
Başarılı bir toplantı ile birlikte çok güzel vakit geçirdik toprak ve doğa dostları ile…
Fethiye’nin doğal güzellikleri, başta ölü deniz olmak üzere sahilini, çevre ve koylarını gezerek, cennetten bir parça olan Fethiye’yi doya doya teneffüs ettik.
Yörük çadırında sabaha kadar gönül dostları ile canlı müziğe doyduk.
* * * *
Gidiş ve gelişimde yol boyunca düşüncem Adıyaman ve bölgenin diğer illerine takılı kaldı.
Neyimiz eksikti Akdeniz, Karadeniz veya Ege’den?
Toprağımız fazlasıyla var. Güneşimiz pırıl pırıl, havamız tertemiz, tarihi ve turistik yerlerimiz daha fazla. Doğamız daha az sanayiden etkilenmiş. Belki tek eksiğimiz deniz denebilir ama bizimde Atatürk Barajı gibi, tatlı suyla dolu kocaman bir gölümüz var.
O halde buraların daha yaşanılır kılınması mümkün. Sadece iyi bir eğitim ve kültürle zihniyet değişikliği yapılması gerekiyor.
Eğitim, ekonomi, sağlık, kültür ve güvenlik gibi yaşamsal konularda bölgeyi iyileştirebilirsek, diğer bölgelerden hiçbir eksiğimiz kalmayacak. Bunun içinde tek yapmamız gereken şey karar verebilmek, yani zihniyet değişimi…
Başka diyarlara imrenmek istemiyorum. Kendi memleketimi sevmek, yaşadığım yerle gururlanmak istiyorum.
Daha mutlu yarınlar dileğiyle…