Anayasa değişiklik paketine 12 Eylül 2010 günü “hayır” oyu vermeyi planlayanlar oldukça bilinçli bir şekilde oy kullanacaklardır.
Tıpkı “evet” diyecekler gibi.
Yani olay sıradan bir EVET-HAYIR çekişmesi değil.
Anayasa değişiklik paketinin oylanacağı gün, bir anlamda milat kabul edilebilecek bir tarih.
Hayırlısıyla “evet” oylarının fazla olması durumunda bir devir kapanacak NETEKİM.
Ülkenin gerçek sahiplerinin sesi gür çıkacak, öz yurdunda garip olmaktan kurtulmuş olacaklardır.
Artık birileri kendi ürettikleri, anlamsız kavramları kullanarak, çeşitli yakıştırmalarla dinimize, diyanetimize, milli ve manevi değerlerimize küfredince ödül almayacak, aksine hukuk önünde hesap verecekler. Hayır diyenler bunun bilincindeler ve oyunu kullanırken bunu göz önünde bulunduracaklardır…
Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma adına biraz daha mesafe kat edilecek ve artık birileri sözüm onu çağdaşlık, demokrasi, adalet havariliği yapamayacaklar. Hayır diyenler, eminim bununda bilincindedirler…
Artık taşlar yerine oturacak. Sistemin çarkları gıcırdamadan, çarkın dişleri bir birini yemeden dönecek.
Herkes kendi işini yapacak, kimse üstüne vazife olmayan işlerde durumdan vazife çıkarmayacak. Anayasayı, hukuku, demokrasiyi geçici veya kalıcı bir şekilde rafa kaldırmak isteyenler bunun hesabını verecek. Evet diyenler gibi hayır diyenlerde bunun bilincinde olarak oy kullanacaklardır.
* * * *
Bu ülkenin insanı artık ne yaptığını biliyor.
Anayasadaki bu değişikliğin onaylanmasıyla bazıları ah-vah edip nelerin elinden kaçtığına yanıyor, bazıları birinci sınıf vatandaş olmanın teminat altına alınacağının umudu ile sabırsızlanıyor. Yani herkes oyunu bilinçli kullanacak, buna eminim.
Aslında yeni sivil anayasanın kokusunun gelmesiyle birlikte demokratik hayatta kıpırdanmaların olduğunu görüyoruz.
Mesela parti genel başkanlarının vesayetine karşı çıkan partililerin dik duruşları haberlerini okuyoruz. Şimdiye kadar parti genel başkanlarının kararları tartışılmadan kabul edilirdi. Bakıyoruz ki, bazı il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, hatta milletvekilleri bile partilerinden ayrılma pahasına da olsa genel başkanlarının fikrine zıt düşünceler beyan etmektedirler.
İşte gücünü milletten değil de başka yerlerden alan genel başkanlar, vatandaşın yorgun ayak seslerine değil de, daha ritmik ses çıkaran ayak seslerine alışık genel başkanlar bu yüzden çırpınıp duruyorlar.
Ben bu anayasa değişikliği ile hukukun itibar kazanacağına, en saygın kurum olan silahlı kuvvetlerin saygınlığının daha da artacağına, vatandaşın kendini daha güvende hissedeceğine ve demokratik kuralların daha güzel işleyeceğine inananlardanım.
Nasıl ki, “Hayır” diyecekler bilinçli bir şekilde sandığa gidiyorlarsa, bende bu bilinçle sandığa gidecek, güzel ülkemiz için açılacak beyaz sayfaya mühür basacağım.
Çağdaş Türkiye, mutlu yarınlar dileğiyle…
Fahrettin Çelik
Adnan Boynukara
ABD ve İsrail’in “Büyük Savaş” Arzusu
Mustafa Aloğlu
Son 20 yılda Adıyaman ve ilçeleri belediye seçimleri
Erkan Altaş
GELEN GEÇER, KONAN GÖÇER
Fahrettin Çelik
KİM BU RAMAZAN HOCA…
Mücahit Bilici
Son Bakışta Şair
Necati ATAR
ŞEYTANDAN ATEŞTEN BELADAN KAÇAR GİBİ KAÇIN ROMAN OKUMAYANLARIN DÜNYASINDAN
Aynur Sel
Namuslu Bir Ömür Üstüne
Misafir Yazar
Kur’anda Haram Kılınan Şeyler
Sabri Altun
Bebeklerin Gücü....
Sinan Temel
#Adıyaman66yaşında
