Sinan Temel
Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım
01-01-2017 19:24
Eskiden beri ülkemiz üzerinde hesapları ve emelleri olan, bu yüzden de her türlü alçak ve hain saldırıları yapan, yaptıran ve destekleyen güçlerine hepsine birden “Batı” diyoruz.
Üzerinde bulunduğumuz konum ve sahip olduğumuz değerlerle doğrudan alakalı olan bu hesaplar üzerine kurulu senaryolar zaman içerisinde şiddetini azaltmış ya da artırmıştır.
Eskiden ince hesaplar ya da diplomatik kıvırmalarla yapılan bu senaryolar son yıllarda artık alenileşmiştir. Önceden yüzüne gülüp arkandan dolap çeviren Batı, bugün her türlü yol ve dille niyetini aşikar etmiştir.
Azıcık ilgisi olan herkesin artık ezberlediği sağ-sol, Türk-Kürt, Alevi-Sünni vb. her türlü bölücü, ayrıştırıcı ve nifak sokucu senaryoları denemesine rağmen amacına ulaşamayan Batı, baskısını daha da şiddetlendirmek için vekalet savaşları yolunu tercih etmiştir.
Tarih göstermiştir ve gösterecektir ki, her dönem satılık, kiralık, hain ve alçaklar vardır ve olacaktır. Bu maşa ve piyonlar marifetiyle ülkemize saldırarak huzur ve güvenimize kastedip, toplumda kaos ve kargaşa çıkarmak istemektedirler.
Görüşü, rengi ve inancı ne olursa olsun ülkemizdeki insanların kahir ekseriyeti bu alçak planları boşa çıkarıcı duruş içerisindedirler. Zira düşman artık alenileşmiş ve oyunlarını açıkça oynamaya başlamıştır.
İnsanlarımızın sağduyusu ile genel olarak sağladığı birlik ve beraberliğe rağmen, eğer aptal ya da salak değillerse, provokatör ve yardakçı olan tipler de eksilmiyor maalesef. Bulundukları konum ve ellerindeki imkanlarla sesi çok çıkan bu kesim, bilerek ya da bilmeyerek hainlere destek gafletine düşmektedirler.
İki şeyin altını özellikle çizmek istiyorum.
Birincisi, bu senaryo ve oyunlardan her bahsedilip tuzaklara dikkat çekildiğinde, mutlaka birileri çıkıp komplo teorisi yapmakla, hedef şaşırtmakla ve bazı şeyleri gizlemekle itham etmişleridir. Hatta güvenlik güçlerini ve devleti acziyet ve zaafa düşürücü ifadeleri pervasızca kullanmışlardır. Bunlar da, “çok bilmiş” ya da “aptal” değillerse eğer mutlaka “yardakçı” ve “provokatördür.” Ne yazık ki bu tipler de eksik olmuyor ve olmayacaklardır.
İkincisi, hükümet, yönetim ya da yöneticiler hatalı ve yetersiz olabilirler. Bu durum, “Batı”nın alçak ve hainliğinin olmadığı anlamına gelmez. Maşa ve piyonlar vasıtasıyla ortaya konan vekalet savaşları ile terör gerçeğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla konumu, sıfatı ya da etiketi ne olursa olsun, bu konularda yönetimi eleştirenlerin çok dikkatli ve hassas olmaları, terörü ve hainleri mazur ve masum göstermek gibi kendilerinin de asla kabul edemeyecekleri bir yanlışa düşmemeleri gerekmektedir.
Daha iyiyi ve daha doğruyu bulma adına yapıcı ve tamamlayıcı eleştiri ve öneriler elbette hatta mutlaka olmalı. Bunu yaparken kullanılan vasıta, dil ve üsluba çok dikkat edilmeli. Bazen niyet iyi de olsa, kaş yaparken göz çıkarma kabilinden oynanmak istenen oyuna gelme ve onların değirmenine su taşıma hatasına düşülebiliyor.
Saldırılar hedef gözetmiyor. Katledilen insanların fikrine, ırkına ve inancına bakılmıyor. Buna rağmen birileri çıkıp olayları mezhep, siyasi ya da inanç vb. gerekçelerine dayandırmak istiyorsa eğer bunlara karşı çok dikkatli olmalıyız.
Bu hain saldırıları fırsat bilerek söylem, eylem ya da yazıları ile mezhep, ideoloji ya da etnik ayrımı körüklemek, toplumu infiale, kaos ve kargaşaya sürüklemek, saldırıları Müslümanlara yıkmaya çalışmak, olaylar üzerinden bir şekilde teröre ve teröristlere prim yaptırmak isteyenlere de dikkat etmek gerekir. Zira bunlar da, ellerindeki imkanlarla terörün ve teröristin amacına hizmet etmektedir. Teröristin silah ya da bomba ile yaptığı alçaklığı bu tipler kalemi ya da diliyle yapabilmektedir.
Özellikle de, bombalar patlar patlamaz, silahlar çekilir çekilmez, olay yerine henüz ambulanslar bile ulaşmadan sosyal medya üzerinden algı operasyonları yaparak teröristleri korumaya alma ve saldırıları haklı gösterme gayretine girenlere anında müdahale imkanı geliştirilmelidir.
Eminim devletimiz bunun farkında ve gereğini yapıyordur.
Önemli olan bizlerin sağduyuyu elden bırakmadan olayları değerlendirip ona göre konum almasıdır. Birlik ve beraberliğimize halel getirecek her türlü söz ve davranıştan kaçınmalıyız. Bu hain ve alçaklara toplum olarak verilebilecek en önemli ve etkili cevaplardandır.
DİĞER YAZILARI
#Adıyaman66yaşında
Bu şehir hak ediyor…
Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız…
Ya odunum?
Bölerek çözmek çare mi?
Bir olay üç farklı algı
Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina
Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik?
Bu bir halk sağlığı savaşıdır
Tahta Bavul
Cümle âlem?
Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma!
Gözün Aydın Adıyaman!
Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü…
Tanıtım Günlerine dair…
Kârda mıyız yoksa zararda mı?
Gidişat hiç de iyi değil...
Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında…
Dünya Adıyamanlılar Günü
Fili tarif edenler…
İki dinle bir söyle
Tereyağının hesabı
Önce Mahalleyi kaybettik!
Men Dakka Dukka!
Keşke Hiç Olmasaydınız!
Hz. Safvân b. Mu’attal (ra)
Şehre karşı işlenen suçlar…
Ulumoğlu Türküsü
Elim bir olayın düşündürdükleri…
Tecrübe ve hayâl…
Kumdan kaleler…
Havanda Su Dövmenin Adıyamancası…
Her koyun kendi bacağından asılır
Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler…
Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte...
İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi
15 Temmuz üzerine…
Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi
Çok çalışmamız gerek çook…
Edebi dairesi
Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar
Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz
Hımbıl gibi bir şey…
Eşek anırdı abdest bozuldu
Ölçü bozulmaya görsün…
Memleket meselesi
Yazık oluyor bu şehir’e
Hiç oğlu hiçler…
Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça…
Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı?
Köpeğini İdam Eden Çoban
Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı
Adıyaman’da Nevruz
Depremin Düşündürdükleri…
Kan Emiciler
Arayacaksan, şehrini gönlünde ara
Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!)
Hangi Balık?
Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız?
Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı?
Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz
Şehir Kültürü Üzerine
Asıl Marifet
Milli İradeye Sahip Çıkmak
Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa!
Didişmeden Didinmek Gerek
Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi
Beraber Çalışabilmek Başarıdır
İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj
Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz?
Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin
Çoğunluğun Yalnızlığı
Yakası Dar Gömlek Gibiler
Ne Kadar Adaletliyiz?
Ah Şimdiki Aklım Olsa…
Papa ve Moiz
Kendi Memleketine Yabancı Olmak…
Aborjinlik Yapalım
Süreç Yönetimi ve Aptallık
Kimin İşine Yarar?
Muhalif Duruş
Soba Borusu
Şekere Boy Abdesti Aldıranlar
Bir Fotoğrafın Hüznü
Buyur Buradan Yak
Ne Yapmak Lazım?
IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar?
Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur
Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez
Memleket Meselesi
Adıyaman’ı Tanı(t)mak II
Zokayı Yut(tur)mak
Saray Soytarısı
Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral
Kulak Misafiri Muhabbeti
Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa
Eşeğin Gölgesi
Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı
Tottik Meselesi
İhtiyaca Binaen Bir Yazı
Beş Maymun Hikayesi
“Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin”
Önce Kendi Çizgini Uzat
İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın!
Ya Benim Odunum?
“Ayağını Denk Al”
Cahilliğin Çeşitleri
Hemşehrilik Dayanışmadır
Pis Kokular Geliyor
Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır
Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı
Postlara Bürünmüşler…
Derviş Hırkası Giymiş Avcılar
İnsan Kendine Yakışanı Yapar
Çiftçinin Verdiği Ders
Haram Olsun!
Antika Tipler
Dürüstlük Çiçeği
Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir
Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders
Her Ağzı Olan Konuşmalı mı?
Kral, Müneccim ve Eşek
Ne Ekersen Onu Biçersin
İğneyi Ahırda Aramak Gerekir
Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak
Maksat Sohbet Çay Bahane
İtibar ve Karakter
Say ki Sayılasın...
Hızır’ı Beklerken
Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar
Adıyaman Görücüye Çıkıyor
“Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da
Sultan Kim?
Adıyaman’ı Tanı/t/mak
Zor Olanı Yapmak
Öğrencileri Bekleyen Tehlike
Sen Yılma Öğretmenim
Boğa
Bırakın İyiler İyi Kalsın
Deve İle Fare
Baki Kalan Eşeklik(!)…
Risk Nedir?
Körlerin Hikayesi
Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği
Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine
Projeler Kenti Adıyaman
Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir…
Birlikte Ayrılık
Seyret, Sus ve Dinle
Beynimizdeki Zehir
“Hardal Yedirme” Taktiği
Dursun Çavuş Filmine Dair
Düzeltilmesi Gereken İnsanlar
Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten
Padişaha Verilen Ders
Makam Hırsı
Doğum Günü Hediyesi
Balıklar Ve Kuşlar
Çizgiyi Aşmak
Susturucu Takılmış Toplum
Denetime Takılmayanlar
“Mıh Çık”
Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat
Size Zahmet Olacak…
Başka Şehirler Görmenin Zararları
Ubuntu
Cahil Cesareti…
Bir Teşekkür, Bir Selam
“Adıyaman Günleri” Başlıyor…
Değerleri Yitirmeye Değer mi?
Anmaktan Anlamaya…
Harika Bir Memleketim Var
Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar
Esas Sorunumuz Zihniyet
Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz?
Değer Vermek Üzerine
Maymun İştahı
Bir Öğretmenin Sitemi
Haydi, Yeni Köprüler Kuralım
Bir Vesile Daha…
AKSEB Buluşmaları
Farkı Fark Etmek
Gönül Vermek
Durduğumuz Yer
“İyi Olmak” ama Kime Göre?
Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık
''bizim mahalle''
Allah Islah Etsin
“Marifet İltifata Tabidir”
“Ağzı Olan Konuşuyor”
“Büyüyünce Senin Gibi Olacağım”
Hayırlı Yolculuklar
Öküzlüğüne Bağışlayın!
Basit Bir Tercih
Arpa ve Saman
Bana da mı Lolo?
Her Şeyi En İyi Ben Bilirim!
Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki…
Freni Nerede?
Haddini Bilmek
Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven…
İnsana Dair Notlar
Övgü ve Yergi
Ayağımı Sıkıyor!
Adıyaman ve YGS Sonuçları
Eşeklikten Kurtulma