Sinan Temel
15 Temmuz üzerine…
16-07-2018 23:56
Bundan iki yıl önce, 15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemiz, milletimiz ve devletimiz çok büyük bir badire atlattı.
Milletimizin hazırlıksız ve hesapsız yakalandığı ve ilk anda ne olduğunu anlayamadığı o meşum, melun ve hain FETÖ girişimi, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız başta olmak üzere devletimizi yönetenlerin dirayeti ve feraseti ve her şeyden öte Allah (cc)’ın inayeti ile atlatmasını bildi.
Bütün hesapların üstünde bir hesap olduğunu, bunun da Cenâb-ı Allah’ın hesabı olduğunu bilmeyenlerin, anlamayanların hesaba kat/a/madığı şeydi bu.
İki yıldır neredeyse en ince detayına kadar çok şeylerin yazılıp çizildiği, resmedildiği ve anlatıldığı bu süreçte tam olarak neredeyiz, ne haldeyiz diye bir soru sorulsa, cevap tam olarak ne olur doğrusu bilmiyorum.
Zira doldurulamayan boşlukların, giderilemeyen endişelerin ve cevabını bulamayan soruların olduğunu bu işin bilincinde olan herkes ifade ediyor.
Yarın ne olur, zaman ne gösterir bilinmez. Az önce ifade etmeye çalıştığım gibi, herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır ve bu bütün hesapların üstündedir.
Anadolu insanının ve irfanının samimiyeti ve teslimiyeti ile söyleyecek olursak “Allah Kerim” diyerek üzerimize düşeni yaptıktan sonra, ötesini Cenâb-ı Allah’a bırakmaktan başka bir şey de elden gelmez.
Ardahanlı bir çoban amcamız Köksal Yardımcı’nın dediği gibi:
“Allah Teâlâ zûl Celâl Hazretleri memleketimize, yurdumuza, devletimize, milletimize kem gözlerle bakanın gözlerini çıkarsın… Allah onların planlarını bozdu, Rabb’ül Âlemin kirli oyunlarını başlarına verdi…”
***
Hafızamızın zayıflığı milletçe düçar olduğumuz marazlardan biridir. Çabuk unutuyoruz.
15 Temmuz olayında da böyleyiz maalesef. Yıldönümünde oynatılan görseller, yazılan yazılar ve konuşturulan insanlar olamasa çabucak hafızamızın arkasına atıveriyoruz onca yaşananları.
Oysa 15 Temmuz’un ve 15 Temmuz’a getiren sürecin tekrar yaşanmaması için hafızalarımızda, hatıralarımızda ve hissiyatımızda hep canlı hep diri tutulması gerekiyor. Bozulmadan, değiştirmeden ve tüm gerçekliği ile mütemadiyen yeni nesillere aktarmamız gerekiyor.
***
Toplum olarak karşılaştığımız acı geçeklerden biri de “sahte kahramanlar”dır.
Olayın, tehlikenin cereyan ettiği sürede ortalıkta görünmeyen, tırsan, sıvışan, aklı sıra ortamı koklayan ve gelişmelere göre tavır belirleyen, durum atlatıldıktan sonra da ortaya çıkan bu insancıklar süt liman ortamı bulduktan sonra herkesten öne çıkmaya, herkesten fazla bağırıp çağırmaya başlarlar.
Bu konuda hassas herkesin ittifaken kabul ettiği şu bir gerçektir ki; Zamanında FETÖ denen melanete yanaşan, yılışan hatta çıkar sağlayan birçok kimse, ihanet aşikâr olduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hatta kahramanca bir eda ile arzı endam etmeleri maşeri vicdanı hep rahatsız etmiştir.
Bu, böyle badirelerin normal olmayan ama birilerince normal sayılan sonuçları olabilir. Kabul etmek mümkün mü? Etmesek de elden bir şey gelmiyor ne yazık ki.
***
Bu konuda bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettiğim, sizlerle halleşmek istediğim için bunları yazıyorum. Bir nevi kendi adıma tarihe not düşmek, iz bırakmak da diyebilirsiniz.
***
Şu notu da düşelim. Özellikle de kraldan fazla kralcıların, kendi gizlemek isteyenlerin ve kendini ispat etmek isteyenlerin sebep olduğu o kadar çok mağduriyet var ki… Bu mağdurların ahları Arş-ı Âlâ’ya çıktığı halde, hâlâ gerektiği kadar duyul/a/maması, sürecin henüz bitmediğinin bir göstergesi mi, yoksa gittikçe sağırlaşıp duyarsızlaştığımızın bir sonucu mu kestiremiyorum doğrusu.
***
Sözü çok fazla uzatmak istemiyorum. Yazıyı konu ile alakalı sosyal medyadaki bazı paylaşımlarıma yer vererek bitireyim.
***
Ey siz değerli yöneticiler;
15 Temmuz programlarını ne olur şahsi/nefsi arzularınıza malzeme olarak kullanmayın.
Kendinizi pazarlama ve reklam aracına dönüştürmeyin. Samimi olun.
İnsanlarımızın özellikle de yeni nesillerin hafızasında kalacak, şuur verici şeyler yapın.
Aksi vebaldir. Unutmayın esas kahraman bu millettir.
Ayrıca 15Temmuz ruhuna uymayan hatta zarar veren şeylerden biri de onu sulandıracak ve magazinleştirecek şeylerdir, kaçınmak gerek.
***
15 Temmuz’da "ben" değil “biz” olduk. Bunu dünyaya gösterdik. Bu yüzden hiç kimse gerek kişisel gerekse kurumsal "ben" duygusunu öne çıkarmasın. O gece "biz" ve "bir" olduk, öyle de devam edelim...
***
15 Temmuz'un üzerinden iki yıl geçti ve bildiğim kadarıyla hâlâ ciddi bir film, roman vb. bir çalışma ortaya konmadı... Bu konuda doğru bilgi ve bilinç verici eserler ortaya çıkmadıkça nesillere aktarımlar duygusunu ve etkisini kaybedecektir...
***
"Ortada kimse yoktu biz sökerken bayırı... Açıldı şimdi sahte mürşitler panayırı... (Necip Fazıl Kısakürek)
***
Eğer bugün; o meşum gecede yaşananları hatırlayıp yüreğimiz kabarmıyorsa... Öfkemiz canlanmıyorsa... Gözlerimiz ıslanmıyorsa... Veyl olsun bize...
***
Şu da bir gerçek ki; "Kim olursak, her ne halde olursak olalım; bu milletin asırlardır ruhuna sinmiş olan İ’lâyi Kelimetullah ve şehitlik ruhunun tortusu bile tarifsiz bir güç! 15 Temmuz şahlanışını ancak böyle bir güç başarabilirdi. Bizi en büyük yapacak olan yine bu ruhtur."
***
"Sen içinde bir İbrahim biriktirmeye bak, o vakit en harlı ateş dahi serinlik olur sana!"
Vesselam.
DİĞER YAZILARI
#Adıyaman66yaşında
Bu şehir hak ediyor…
Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız…
Ya odunum?
Bölerek çözmek çare mi?
Bir olay üç farklı algı
Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina
Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik?
Bu bir halk sağlığı savaşıdır
Tahta Bavul
Cümle âlem?
Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma!
Gözün Aydın Adıyaman!
Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü…
Tanıtım Günlerine dair…
Kârda mıyız yoksa zararda mı?
Gidişat hiç de iyi değil...
Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında…
Dünya Adıyamanlılar Günü
Fili tarif edenler…
İki dinle bir söyle
Tereyağının hesabı
Önce Mahalleyi kaybettik!
Men Dakka Dukka!
Keşke Hiç Olmasaydınız!
Hz. Safvân b. Mu’attal (ra)
Şehre karşı işlenen suçlar…
Ulumoğlu Türküsü
Elim bir olayın düşündürdükleri…
Tecrübe ve hayâl…
Kumdan kaleler…
Havanda Su Dövmenin Adıyamancası…
Her koyun kendi bacağından asılır
Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler…
Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte...
İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi
Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi
Çok çalışmamız gerek çook…
Edebi dairesi
Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar
Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz
Hımbıl gibi bir şey…
Eşek anırdı abdest bozuldu
Ölçü bozulmaya görsün…
Memleket meselesi
Yazık oluyor bu şehir’e
Hiç oğlu hiçler…
Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça…
Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı?
Köpeğini İdam Eden Çoban
Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı
Adıyaman’da Nevruz
Depremin Düşündürdükleri…
Kan Emiciler
Arayacaksan, şehrini gönlünde ara
Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!)
Hangi Balık?
Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız?
Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı?
Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım
Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz
Şehir Kültürü Üzerine
Asıl Marifet
Milli İradeye Sahip Çıkmak
Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa!
Didişmeden Didinmek Gerek
Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi
Beraber Çalışabilmek Başarıdır
İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj
Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz?
Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin
Çoğunluğun Yalnızlığı
Yakası Dar Gömlek Gibiler
Ne Kadar Adaletliyiz?
Ah Şimdiki Aklım Olsa…
Papa ve Moiz
Kendi Memleketine Yabancı Olmak…
Aborjinlik Yapalım
Süreç Yönetimi ve Aptallık
Kimin İşine Yarar?
Muhalif Duruş
Soba Borusu
Şekere Boy Abdesti Aldıranlar
Bir Fotoğrafın Hüznü
Buyur Buradan Yak
Ne Yapmak Lazım?
IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar?
Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur
Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez
Memleket Meselesi
Adıyaman’ı Tanı(t)mak II
Zokayı Yut(tur)mak
Saray Soytarısı
Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral
Kulak Misafiri Muhabbeti
Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa
Eşeğin Gölgesi
Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı
Tottik Meselesi
İhtiyaca Binaen Bir Yazı
Beş Maymun Hikayesi
“Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin”
Önce Kendi Çizgini Uzat
İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın!
Ya Benim Odunum?
“Ayağını Denk Al”
Cahilliğin Çeşitleri
Hemşehrilik Dayanışmadır
Pis Kokular Geliyor
Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır
Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı
Postlara Bürünmüşler…
Derviş Hırkası Giymiş Avcılar
İnsan Kendine Yakışanı Yapar
Çiftçinin Verdiği Ders
Haram Olsun!
Antika Tipler
Dürüstlük Çiçeği
Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir
Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders
Her Ağzı Olan Konuşmalı mı?
Kral, Müneccim ve Eşek
Ne Ekersen Onu Biçersin
İğneyi Ahırda Aramak Gerekir
Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak
Maksat Sohbet Çay Bahane
İtibar ve Karakter
Say ki Sayılasın...
Hızır’ı Beklerken
Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar
Adıyaman Görücüye Çıkıyor
“Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da
Sultan Kim?
Adıyaman’ı Tanı/t/mak
Zor Olanı Yapmak
Öğrencileri Bekleyen Tehlike
Sen Yılma Öğretmenim
Boğa
Bırakın İyiler İyi Kalsın
Deve İle Fare
Baki Kalan Eşeklik(!)…
Risk Nedir?
Körlerin Hikayesi
Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği
Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine
Projeler Kenti Adıyaman
Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir…
Birlikte Ayrılık
Seyret, Sus ve Dinle
Beynimizdeki Zehir
“Hardal Yedirme” Taktiği
Dursun Çavuş Filmine Dair
Düzeltilmesi Gereken İnsanlar
Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten
Padişaha Verilen Ders
Makam Hırsı
Doğum Günü Hediyesi
Balıklar Ve Kuşlar
Çizgiyi Aşmak
Susturucu Takılmış Toplum
Denetime Takılmayanlar
“Mıh Çık”
Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat
Size Zahmet Olacak…
Başka Şehirler Görmenin Zararları
Ubuntu
Cahil Cesareti…
Bir Teşekkür, Bir Selam
“Adıyaman Günleri” Başlıyor…
Değerleri Yitirmeye Değer mi?
Anmaktan Anlamaya…
Harika Bir Memleketim Var
Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar
Esas Sorunumuz Zihniyet
Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz?
Değer Vermek Üzerine
Maymun İştahı
Bir Öğretmenin Sitemi
Haydi, Yeni Köprüler Kuralım
Bir Vesile Daha…
AKSEB Buluşmaları
Farkı Fark Etmek
Gönül Vermek
Durduğumuz Yer
“İyi Olmak” ama Kime Göre?
Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık
''bizim mahalle''
Allah Islah Etsin
“Marifet İltifata Tabidir”
“Ağzı Olan Konuşuyor”
“Büyüyünce Senin Gibi Olacağım”
Hayırlı Yolculuklar
Öküzlüğüne Bağışlayın!
Basit Bir Tercih
Arpa ve Saman
Bana da mı Lolo?
Her Şeyi En İyi Ben Bilirim!
Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki…
Freni Nerede?
Haddini Bilmek
Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven…
İnsana Dair Notlar
Övgü ve Yergi
Ayağımı Sıkıyor!
Adıyaman ve YGS Sonuçları
Eşeklikten Kurtulma