Sinan Temel
Esas sorun, kurtarıcılardan kurtulamaması mı?
04-07-2017 08:08
Bir memlekete zarar veren zihniyetlerden biri de, kendisini çok önemli ve vazgeçilmez sanan zihniyetlerdir.
Yeterli olgunluk ve erdeme ulaş(a)madıkları halde, hasbelkader bir şekilde elde ettikleri mevki ve makamı işgal etmekte ısrar edenler ile böylesi mevki ve makamlara bir şekilde gelmek isteyenlerin yaptığı tahribat ilk anda çıplak gözle görülmeyebilir. Zira yoğun bir iktidar ya da gücü ele geçirme mücadelesi vardır ve ortalık toz dumandır.
Tehlikeli gidişatın farkında varan ve durumun vahametini görebilenlere itibar ve itimat edilmediği hatta yok sayıldığı için işin bu kısmını geçiyorum. Zira böylesi kişiler dinlenildiği taktirde ya yolları kesilecek ya da tekerlerine çomak sokulmuş olacaktır.
Bu durum belki bir çoğumuz için geçerli olabilir.
Mevki ve makam, güç ve kuvvet esrarlıdır, sarhoş edicidir, baş döndürür. Aklıselimi uyuşturur, feraset ve basireti bağlar.
Kimin umurunda.
Önemli olan hedefe ulaşmaktır. Önemli olan o gücü ele geçirmektir.
Bu uğurda yitirilen, zayi edilen değerleri “eğitim zayiatı” babından görüp belki de kâr hanesine yazanlar bile olabilir.
Sözlerimde başka maksatlar arayanlar olabilir, çok görmem. İçine düştüğümüz sarhoşluk ve esiri olduğumuz nefis, bize birçok şeyi başka şekillerde gösterebilir.
Dümeni şehvet ve hazzın eline verdikten sonra aldatılmamak mümkün mü? Bu durumda encamını düşünmekten bile aciz olur insanoğlu.
T.S. Eliot derki, “Bu dünyaya verilen zararların yarısı kendini önemli hissetmek (ya da hissettirmek) isteyen insanların eserleridir.”
Katılmamak mümkün mü?
Dikkat edelim ve iğneyi önce kendimize batıralım. Çünkü burada hassas olan bir denge vardır ki, o da şudur:
Eğer mevzu bahis kendimiz isek bu söylediklerimin havada kalması kuvvetle muhtemeldir. Tabi arzu ve heveslerimize kapılmamışsak. Kapılmışsak, biz vazgeçilmeyiz yok kapılmamışsak zaten itibar ve itimat edilmez.
Hırs, arzu ve heveslerimize kapılmış (ki çoğu zaman farkında olmayız) ve gözlerimiz kararmışsa eğer, işte o zaman bizden önemlisi yoktur. Bizden vazgeçen, vazgeçmek isteyen kim ya da kimler olursa olsun kaybetmeye, memleket yıkılıp viran olmaya, insanlar mutsuz ve huzursuz olmaya mahkum olur.
O halde, memleketi kaybetmekten ve yıkılmaktan kurtarmak, insanları mutluluk ve huzura ulaştırmak için mevki ve makamı, gücü bir şekilde ele geçirmek gerekiyor ve elzemdir ve bu yolda her şey mübahtır.
Çünkü bizden ehil, bizden eğitimli ve bizden bilgili ve görgülü kimse yoktur.
Çünkü biz çok önemliyiz, çünkü bizsiz olmaz, çünkü söz konusu olan memlekettir. Çünkü memleketin ve davanın bize ihtiyacı vardır.
Ve çünkü en büyük hatta tek kurtarıcı biziz.
Bu durum her ahval ve şerait için geçerlidir. Kurum ve kuruluşlardan tutun da her yönetim kademesine kadar uzatın.
Çünkü kurtarıcılar her yere lazım.
Pardon, anlamadım?
Ne dediniz?...
“Bu memleketin esas sorunu, kurtarıcılardan kurtulamamasıdır.” mı dediniz?
Hadi canım…
DİĞER YAZILARI
#Adıyaman66yaşında
Bu şehir hak ediyor…
Dünyanın Ahvalini Soracak Olursanız…
Ya odunum?
Bölerek çözmek çare mi?
Bir olay üç farklı algı
Hayalimiz yeşil alan, gerçeğimiz beton bina
Eskiler mi güzeldi, eskiden mi güzeldik?
Bu bir halk sağlığı savaşıdır
Tahta Bavul
Cümle âlem?
Bana anlattığın hikâyeyi sakın Padişaha anlatma!
Gözün Aydın Adıyaman!
Diyelim ki, Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü…
Tanıtım Günlerine dair…
Kârda mıyız yoksa zararda mı?
Gidişat hiç de iyi değil...
Eskisaray Cami Çınarı bir simge aslında…
Dünya Adıyamanlılar Günü
Fili tarif edenler…
İki dinle bir söyle
Tereyağının hesabı
Önce Mahalleyi kaybettik!
Men Dakka Dukka!
Keşke Hiç Olmasaydınız!
Hz. Safvân b. Mu’attal (ra)
Şehre karşı işlenen suçlar…
Ulumoğlu Türküsü
Elim bir olayın düşündürdükleri…
Tecrübe ve hayâl…
Kumdan kaleler…
Havanda Su Dövmenin Adıyamancası…
Her koyun kendi bacağından asılır
Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler…
Ne yapılırsa yapılsın olmuyor, tutmuyor işte...
İlimizdeki Mermer Ocakları ve Bölgenin Ekosistemi
15 Temmuz üzerine…
Bu da geçecek, tıpkı öncekiler gibi
Çok çalışmamız gerek çook…
Edebi dairesi
Bize Benzeyip Bizden Olmayanlar
Şehre duyarlı nesiller yetiştirmeliyiz
Hımbıl gibi bir şey…
Eşek anırdı abdest bozuldu
Ölçü bozulmaya görsün…
Memleket meselesi
Yazık oluyor bu şehir’e
Hiç oğlu hiçler…
Çoğaldık sanıyoruz azaldıkça…
Köpeğini İdam Eden Çoban
Sahabe Hz. Safvan Kur’an ile Buluşturulmalı
Adıyaman’da Nevruz
Depremin Düşündürdükleri…
Kan Emiciler
Arayacaksan, şehrini gönlünde ara
Yeter ki Efendilerin Canı Sıkılmasın(!)
Hangi Balık?
Ölçümüzü Yeniden Sorgulamaya Var mısınız?
Bizi Doğrultacak İnsanlar Var mı?
Hainlerin Değirmenine Su Taşıyanlardan Olmayalım
Önce İnsan Olmayı Öğre(t/n)meliyiz
Şehir Kültürü Üzerine
Asıl Marifet
Milli İradeye Sahip Çıkmak
Halk Dans Edip Oynamaya Başladıysa!
Didişmeden Didinmek Gerek
Bu Utanç Bitmeli veya Yaşlı Evleri Sitesi
Beraber Çalışabilmek Başarıdır
İki Fotoğraf Karesinin Verdiği Mesaj
Yaşananlardan Biz de mi Sorumluyuz?
Çocuklarımız İnsan Olmayı İnsanlardan Öğrensin
Çoğunluğun Yalnızlığı
Yakası Dar Gömlek Gibiler
Ne Kadar Adaletliyiz?
Ah Şimdiki Aklım Olsa…
Papa ve Moiz
Kendi Memleketine Yabancı Olmak…
Aborjinlik Yapalım
Süreç Yönetimi ve Aptallık
Kimin İşine Yarar?
Muhalif Duruş
Soba Borusu
Şekere Boy Abdesti Aldıranlar
Bir Fotoğrafın Hüznü
Buyur Buradan Yak
Ne Yapmak Lazım?
IŞİD’li Adıyaman Kimin İşine Yarar?
Körler Ülkesinde Şaşılar Kral Olur
Kırılan İlk Cam İhmale Gelmez
Memleket Meselesi
Adıyaman’ı Tanı(t)mak II
Zokayı Yut(tur)mak
Saray Soytarısı
Uyanık Terzi ya da Çıplak Kral
Kulak Misafiri Muhabbeti
Yön Verecekler Yönünü Şaşırırsa
Eşeğin Gölgesi
Adıyaman’ın Üzümle İmtihanı
Tottik Meselesi
İhtiyaca Binaen Bir Yazı
Beş Maymun Hikayesi
“Ben İyiyim, Kötü Olan Sensin”
Önce Kendi Çizgini Uzat
İlk Taşı Günahsız Olanınız Atsın!
Ya Benim Odunum?
“Ayağını Denk Al”
Cahilliğin Çeşitleri
Hemşehrilik Dayanışmadır
Pis Kokular Geliyor
Daha Kötüsü Kokuya Alışmaktır
Şişeye Konup Denize Atılacak Yazı
Postlara Bürünmüşler…
Derviş Hırkası Giymiş Avcılar
İnsan Kendine Yakışanı Yapar
Çiftçinin Verdiği Ders
Haram Olsun!
Antika Tipler
Dürüstlük Çiçeği
Kimin Kimi Yiyeceğine Suyun Akışı Karar Verir
Bacağından Asılan Koyunun Verdiği Ders
Her Ağzı Olan Konuşmalı mı?
Kral, Müneccim ve Eşek
Ne Ekersen Onu Biçersin
İğneyi Ahırda Aramak Gerekir
Önemli Olan Güçlüyken Adil Olmak
Maksat Sohbet Çay Bahane
İtibar ve Karakter
Say ki Sayılasın...
Hızır’ı Beklerken
Bakışımızın Açısını Belirleyen Unsurlar
Adıyaman Görücüye Çıkıyor
“Çakal” Sadece Bir Köprü Adı Değilmiş Adıyaman’da
Sultan Kim?
Adıyaman’ı Tanı/t/mak
Zor Olanı Yapmak
Öğrencileri Bekleyen Tehlike
Sen Yılma Öğretmenim
Boğa
Bırakın İyiler İyi Kalsın
Deve İle Fare
Baki Kalan Eşeklik(!)…
Risk Nedir?
Körlerin Hikayesi
Hesap Vermenin Dayanılmaz Hafifliği
Memleketim ve Tepkisizlik Üzerine
Projeler Kenti Adıyaman
Yaşlanmak Bir Dağa Çıkmak Gibidir…
Birlikte Ayrılık
Seyret, Sus ve Dinle
Beynimizdeki Zehir
“Hardal Yedirme” Taktiği
Dursun Çavuş Filmine Dair
Düzeltilmesi Gereken İnsanlar
Memleketimin Adını Silin Bu Kulüpten
Padişaha Verilen Ders
Makam Hırsı
Doğum Günü Hediyesi
Balıklar Ve Kuşlar
Çizgiyi Aşmak
Susturucu Takılmış Toplum
Denetime Takılmayanlar
“Mıh Çık”
Sürprizlerle Dolu Şehir; Tokat
Size Zahmet Olacak…
Başka Şehirler Görmenin Zararları
Ubuntu
Cahil Cesareti…
Bir Teşekkür, Bir Selam
“Adıyaman Günleri” Başlıyor…
Değerleri Yitirmeye Değer mi?
Anmaktan Anlamaya…
Harika Bir Memleketim Var
Boyda Değil İcraatta Cüce Olanlar
Esas Sorunumuz Zihniyet
Bakın Bakalım Kimleri Göreceksiniz?
Değer Vermek Üzerine
Maymun İştahı
Bir Öğretmenin Sitemi
Haydi, Yeni Köprüler Kuralım
Bir Vesile Daha…
AKSEB Buluşmaları
Farkı Fark Etmek
Gönül Vermek
Durduğumuz Yer
“İyi Olmak” ama Kime Göre?
Yine Bir Aralık, Yine Gönlüm Bulanık
''bizim mahalle''
Allah Islah Etsin
“Marifet İltifata Tabidir”
“Ağzı Olan Konuşuyor”
“Büyüyünce Senin Gibi Olacağım”
Hayırlı Yolculuklar
Öküzlüğüne Bağışlayın!
Basit Bir Tercih
Arpa ve Saman
Bana da mı Lolo?
Her Şeyi En İyi Ben Bilirim!
Her Deli Üstünü Başını Yırtmaz ki…
Freni Nerede?
Haddini Bilmek
Toplumsal Güven… Toplumda Güven… Topluma Güven…
İnsana Dair Notlar
Övgü ve Yergi
Ayağımı Sıkıyor!
Adıyaman ve YGS Sonuçları
Eşeklikten Kurtulma