DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Misafir Yorum
Misafir Yorum
Giriş Tarihi : 16-08-2008 00:00

Tütünümüz Karanfil Kokar

Evet biz, memleketimiz ve sümbül kokan memleketimizin karanfil kokan tütünü... Nasıl ki kendimizi memletetimizden ayrı düşünemiyorsak eğer, tütnümüzü de kendimizden ve memleketimizden ayrı düşünmemizin olanağı kalmamıştır artık.
Şu aşamada memleketimizin her türlü ekonomik ve sosyal gelişmesinin yolu tütnümüzü iyileştirmekten geçer. Yani üretimini yptığımız tütünümüzün hem verimini arttırmak ve hem de kalitesinin standardını yükseltmek.
Bilindiği üzere dünyada çok yaygın bir şekilde tarımı yapılan tütünün içeriğindeki nikotin maddesi insanların sinirleri üzerinde uyarıcı etki yaptığından tütün kullanan insanlarda alışkanlık yapmakta ve bu alışkanlık da daha sonra bağımlılığa sebebiyet vermektedir.
Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfetmesi tarihsel açıdan çok iyi bir gelişme olarak kabul görse dahi, aynı dönemde yeni dünyada Kızılderililer tarafından yetiştirilmekte ve kullanılmakta olan bu keyif verici bitkinin önce Avrupa'ya sonradan da bütün dünyaya yayılması, bana sorarsanız pek de hayırlı bir gelişme değildi. Çünkü aradan geçen beşyüz yıl sonra hala tütün ve tütün içerikli maddelerin insan sağlığına son derece zararlı olduğu yazılmakta ve anlatılmaktadır.
Şimdi bütün bunları bir tarafa bırakalım. Günümüzde ister gelişmiş ister gelişmekte olan ülkelerde bu ürüne büyük bir talep vardır. Bu talebi karşılamak için de bir çok ülke bu bitkinin üretimini ithalatını veya ihracaatını yapmaktadır.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatının son istatistiklerine göre dünyada tütün üretiminin yapıldığı alan 470 milyon dekardır. Ekim alanı yönünden Çin %33'lük payla ilk sırada gelmektedir. Hindistan'ın % 8.8 dir. Türkiye % 6.4 ile üçüncü, A.B.D.ise % 6'lık bir payla dördüncü sırada gelmektedir. Bu ülkeleri biraz daha düşük oranlarla Yunanistan, Bulgaristan, Pakistan ve Kanada takip etmektedir. Yunanistan ve Bulgaristan Türkiye'de olduğu gibi Şark Tipi kalite tütünün üretimini yaptıklarından dünya tütün piyasalarında Türkiye'nin de en büyük rakibi durumundalar.
Yine aynı istatistiklere göre dünya tütün üretimi 7.6 milyon tondur. Bu ürtimi gerçekleştiren ülkeler sırasıyla Çin, A.B.D., Hindistan, Brezilya ve Türkiye'dir. Dikkat edilirse Türkiye ekim alanı bakımından dünyada üçüncü, üretim miktarı bakımından ise A.B.D. ve Brezilya'dan sonra ancak beşinci sırada gelmektedir. Şark Tipi kalite tütünlerin dünyada hatırı sayılır ölçüde üretiminin yapıldığı düşünülürse Türkiye'nin bundaki payının % 49.4 olduğu gerçeği de hatırlandığında bu azımsanmayacak bir orandır. Şark Tipi Kalite tütün üretiminde Türkiye'den sonra sırasıyla Yunanistan %28.1, Bulgaristan %13.9 ve Yugoslavya %8.5 lik üretim kapasitesine sahiptirler.
Dünyadaki tütün ihracaatı yıllık 750 bin ton kadardır. Bunun %31'ini A.B.D. yapmaktadır. %12 lik bir ihracaat payı ile Türkiye dünyada ikinci sıradadır. Dünya tütün ihracaatının en önemli alıcıları ise İngiltere ve Almanya'dır. Arkasından A.B.D. gelmektedir.
Sigara üretiminde iki tip tütün kullanılmaktadır. Biri dolgu tütünlerdir, diğeride dolgu tütünlerin kötü özelliklerini bertaraf etmek için kullanılan kalite tütünlerdir. En büyük şansımız, gerek ülkemizde gerek memleketimiz Çelikhan bölgesinde tarımı yapılmakta olan tütünlerin dolgu tipi değil, kalite tipi tütünler olmasıdır. A.B.D. kendi ürettiği verimi yüksek ancak dolgu tipi tütün olan Virjinya tütünlerini ihraç ederek dünya tütün ihracaatında birinci sırayı alırken bunun yanısıra dünyanın diğer ülkelerinden de kalite tipi tütünleri ithal ederek kendi sigara imalatında kullanmaktadır. Nitekim kalite tipi tütün sattığımız ülkelerin başında A.B.D., sonra da Fransa, Almanya ve İtalya ile İngiltere gelmektedir.
Son yılların değerlerine göre ülkemizdeki tütün ekim alanı 282 bin hektar, üretilen tütün miktarı ise 241 bin tondur. Tütün tarımının kıraç alanlardan ovalık alanlara kayması, üretimde artış sağlamışsa da kalitede düşmeye neden olmuştur. Tütün ihracaatımız toplam ihracaatımızın %4.1 ini, tarım ürünlerinin toplam ihracaatı arasında ise %22.1 lik bir yer teşkil etmektedir.
Şimdi yukarıda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatının verilerine göre tütünün ülkemizdeki ve dünyadaki yerinin ve gelişiminin bir tespitini yaptıktan sonra gelelim asıl konumuza:
Tütünün üretimi ve pazarlanması perspektifinden bakınca memleketimiz derken merkez noktası Bulam Ovası olmak kaydıyla yuvarlak hesap Adıyaman Malatya arasını kastediyorum. Buna Doğanşehir, Sürgü, Erkenek, Gölbaşı, Gerger, Besni, Kahta, Sincik, Pütürge, Yeşilyurt gibi bir çok çevre ilçe ve bağlı köyleri dahil edebiliriz. Memleketimizin coğrafyasının, ikliminin, su ve toprak yapısı gibi tüm ekolojik özelliklerinin kendisine özgü bir karakteristiği bulunmaktadır.
İnsanoğlu kendisini her zaman önünde gidenle, kendisinden iyi durumda olanla kıyasladığı zaman bir ilerleme kaydeder. Toplumsal olarak da bu böyledir. Biz de memleketimizi gelişmişlik düzeyi iyi olan memleketlerle kıyasladığımız zaman, gerek ekonomik gerek sosyal gelişmişlik düzeyi bakımından yoksul ve geride olduğumuzu göreceğiz. Toplumsal gelişmişliğin temelinde her zaman ekonomik gelişmişlik yatar. Çünkü ekonomik yapı bütün toplumsal yapının alt yapısıdır. Alt yapı sürekli olarak üst yapıyı tayin eder. Eğer gelişmek istiyorsak, önce memleketimizin gelişmesinin lokomotifi olacak olan iktisadi yapımıza el atmak ve onu geliştirmek zorundayız.
Dünyadaki nüfus artışı teknik, bilimsel ve sosyal gelişmeler, dünyanın her tarafındaki iktisadi gelişmeleri zorunlu kılmaktadır. Çelikhan ve çevresini de ne bu gelişmelerden ne de bu küresel kuraldan ayrı tutamayız. Tabiki memleketimiz de gelişen ve büyüyen dünyanın küçücük bir parçasıdır. Her yörenin ekonomik gelişmesi kendi koşullarında değerlendirildiği gibi bizim yöremizin ekonomik büyümesi de ancak kendi koşullarında değerlendirilmeye alınabilir.
Memleketimiz Çelikhan'da tütün tarımı çok yoğun olarak yapılmazdan önce fasulye, mısır, buğday ve bağcılık gibi bir kaç ürünün tarımı çok ilkel metodlarla yapılmaktaydı. Bu ürünlerin tarımı tütün yetiştiriciliğinin başlamasıyla önce azaldı şimdi de yok denecek kadar az yapılmaktadır. Zaten üzüm bağlarının flokseraya yakalanması da üzüm yetiştiriciliğini tamamen bitirdi.
Kaldık tütüne. Yaklaşık otuz yıldır tütünümüzle başbaşayız. Kolumuz, Kanadımız, Ekmeğimiz, Aşımız. Her şeyimiz ama Her şeyimiz Tütünümüz, Sümbül kokan tütünümüz...
Daha önce de belirttiğimiz gibi tütünümüz "Şark Tipi Kalite Tütün"dür. Ülkemizde ve dünyada sürekli talep edilen bir tütün çeşididir. Bu tütün çeşidinin memleketimiz Çelikhan'ın ekolojik koşullarında çok iyi şekilde yetişiyor olması bizim için çok iyi bir şanstır. Tütünümüz az proteinli, organik maddece zengin ve şeker oranı yüksek olduğundan asit grubuna girmektedir. A.B.D.nin meşhur Virjinya tütünlerindeki nikotin oranı %2.5 olduğu halde bizim tütünümüzün nikotin oranı ortalama %1 civarındadır. Tütün tarımında uygulanan teknik ve kültürel yöntemler bu nikotin oranının daha da azalmasına yardımcı olmaktadır. Tütünümüzün yapraklarındaki salgı tüyleri bol miktarda eterik yağ ve reçine salgıladığından bu durum tütünümüzün aroması üzerinde olumlu etki yaparak hoş bir koku vermesini sağlamaktadır. Tütünlerimizin doldurma hacmi yüksektir. Bu da tütünlerimizin iyi yanmasını sağlamaktadır. Ayrıca doldurma hacminin yüksek olması istenen sıkılıktaki bir sigarada kullanılan tütün miktarının da az olmasına katkıda bulunmaktadır. Böylece bir sigaradan alınan nikotin ve zifir miktarı da az olmaktadır. Tütünümüzde azotlu maddelerin az, buna karşılık karbonhidratların fazla olması tütünümüzün tadını iyileştirmektedir. Ayrıca bu maddeler tütünümüze tokluk kazandırmaktadır.
Hakikaten bu kadar olumlu ayrıntının bir arada tütünümüzde bulunması, tütünümüzün de memleketimizin ekolojik şartlarına çok iyi uyum sağlaması Allah tarafından biz bu yörenin insanlarına başedilen büyük bir lütuftur. Burada bize düşen görev ise, Bu lütfun, bu nimetin kıymetini bilmektir; Allah'ın bu lütfunu temel alarak bu temel üzerinde bir ekonomik büyümeyi gerçekleştirmektir.
Peki, yöremizdeki bu ekonomik büyümeyi nasıl ve ne şekilde gerçekleştireceğiz?! Daha doğrusu ekonomimizin temel direğinin tütün olduğunu söylemiştik ya! Tütün üretimi ve pazarlamasına dayalı olan ekonomimizi nasıl geliştirebiliriz?İşte her şey bu soruya verilecek doğru cevabın içinde yatmaktadır.
Malatya ile Adıyaman arasında sert iklim özelliklerini taşıyan ortalama bin beşyüz rakımlı bu coğrafi bölgede net olarak ne kadar tütün ekim alanının bulunduğu ve ne miktarda tütün üretiminin gerçekleştirildiği konusunda elimizde her hangi bir istatistik bulunmamasına rağmen, bölgemizde hemen hemen binlerce dekar alanda dikimin yapıldığını ve bin tonun üzerindeki rakamlarla ifade edilebilecek miktarda da tütün üretiminin yapıldığını tahmin edebiliriz.
Ülkemizde devletin çiftçiden aldığı tütünün tamamını işlemeye almadan trilyonlarca liralık ödemeler yaptığı bilinmektedir. Bir gün devlet tütün alımını yapmaktan vazgeçebilir. Dünyada örneği görüldüğü gibi tütüne kota uygulamasını da getirebilir. Taban fiyat uygulamasından da vazgeçebilir. Nitekim 1994 yılında bakanlar kurulunun aldığı bir kararla tütün dikim sahalarının daraltılacağı sinyalini vermiştir. Öyle ise her şeyi devletten beklemek doğru bir davranış olmayacaktır. Dünyadaki ekonomik gelişmelere paralel olarak yine piyasa ekonomisi kurallarının gereği devletimiz de elini bazı alanlardan çekebilir. Bizler bu yörenin çiftçileri olarak yetiştirdiğimiz bu kalite tipi tütünümüzü en iyi şekilde yetiştirerek kaptı kaçtı piyasalarına değil, aynı zamanda işleyerek mamul hale getirdikten sonra tüketici piyasalarına sunmak durumundayız. Bunun büyük paralara ve yatırımlara mal olacağını biliyorum. Ancak altından kalkılamayacak bir durum da değildir. Yöredeki belediyeler, köy muhtarlıkları, ziraat odaları ve kooperatif gibi çiftçi örgütleri ayrıca sermaye koymak isteyen tüm özel kişi ve kuruluşlar bu yatırımları yapmakta baş rolü oynayabilirler.
Yapılacak iş; yetiştirdiğimiz tütünleri filtreli veya filtresiz sigara, puro, pipo, nargile ve tütün kolonyası gibi işlenmiş ürünlere dönüştürerek yurt içi veya yurt dışı piyasalara sunmaktır. Belki çok büyük kapasitelere sahip bir tütün işleme fabrikası kurulamayabilir. Ama bölgemizin bütün tütünlerini alarak işleyebilecek kapasiteye sahip bir entegre tesisin kurulup işletilmesine de hiç bir şey engel değildir.
Böyle bir yatırımı ortaya koymaya kalkışırken, işletmenin organizasyonunu ve kuruluş amacını geleceğe dönük olarak yapmak lazım gelir. Bu işletmeye alınacak hammadde olan tütün, sadece yöremizden değil, aynı zamanda yöre dışından da temin edilebilir. Örneğin dolgu tütününü dışardan temin etme zorunluluğu vardır. Dünyada en iyi dolgu tipi tütün olarak virjinya tütün çeşitleri gösterilir. Ülkemizde tarımı pek az yapılmakla beraber Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde virjinya tütününden çok iyi sonuçlar elde edilmektedir.
Memleketimize özgü böyle bir iktisadi yapıyı organize etmeye kalkarken vazgeçemeyeceğimiz bir gerçek daha var: Tütün araştırma istasyonları... Bölgemizin değişik noktalarında bir kaç tane istasyonun kurulması gerekir. Bu merkezlerde kalifiye teknik eleman ve işçiler istihdam edilerek tütün tohumlarının ve fidelerinin ıslahı yapılmalıdır. Memleketimizin ekolojik koşullarına en iyi adapte olacak şark tipi kalite tütün çeşitleri belirlenmelidir. Daha doğrusu memleketimizin geçmişte dillere destan olan, hatta romanlara dahi konu olan "Bulam'ın Kapı Önü Tütünü" dedikleri o tarihteki tütünlerin asıl menşei bulunmalıdır. Ve bütün bu çalışmalar tabiki başta Tarımsal Araştırma Enstitüleri olmak üzere devletin ilgili kumlarıyla birlikte yapılmalıdır. Tütün üreticilerine her sene mutlaka yöreye özgü geliştirilen sertifikalı tütün tohumu kullandırılmalıdır. Hatta hastalık ve haşarelerden arındırılmış dayanıklı tütün fidelerinin bu araştırma istasyonları tarafından yetiştirilmesi ve çiftçilere dağıtılması çok daha uygun olacaktır.
Ben bu yazıda hammaddesi tütün olan böyle bir entegre tesisin nerede, ne zaman kurulacağı, maliyetinin neler olacağı konusunda bir şeyler söyleyecek durumda değilim. Tütün yetiştiriciliğinde başından sonuna kadar hangi aşamada nelerin yapılacağı konusundaki teknik detaylar da bu yazının konusu değildir. Ancak şunu açıkça ve altını çizerek söyleyebilirim: Ülkemizdeki ve dünyadaki ekonomik gelişmelere paralel olarak, memleketimizin ekonomik gelişmesine ve büyümesine zemin oluşturacak bu anlamda büyük yatırımların hayata geçirilmesinin zamanı geldi, geçiyor bile!
Değerli hemşehrilerim, değerli okuyucular; bu makale 1995 yılında, tam 13 yıl önce yazıldı ve bir mahalli gazetede yayınlandı. Dönemin Çelikhan Kaymakamının bu yazıya üst düzeyde dikkat çekip bu düşünceleri ilgili bazı kişi ve kuruluşlarla görüştüğünden haberdarım.  Yazının içeriğinin hala güncelliğini koruduğuna inanıyorum. Ancak bugün şunu söyleme gereğide duyuyorum. Tütün bölgemizde kayıt dışı bir ürün olduğu için katma değeri şu an için yüksek görünüyor olabilir. Eğer tütüne devam edecek isek, bundan 13 yıl önce söylediğim yukarıdaki düşüncelerimin tamamen arkasındayım. Tütün tarımı ve pazarlaması yukarıda söylediğim gibi yapılır. Yok eğer memleketimizde topyekün bir değişime gidilecek isede o zaman hep birlikte söyleyeceğimiz çok şey var demektir.
Önder GÜMÜŞ


NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA