DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sadık Yalsızuçanlar
Sadık Yalsızuçanlar
Giriş Tarihi : 27-11-2009 01:00

kaybettiğimiz neyse rabbim verdiğin şiirler geri getirsin bize

Ergenekon soruşturma süreciyle birlikte şöyle haberlere sıkça rastlar olduk :  “Sayıştay raporunda, Prof. Dr…..’un üniversitede hileyle şirket kurmadan arazi işgaline, banka promosyonlarının başka kurumlara kaydırılmasından, kendi öğretim üyelerinin çocuklarına özel indirime kadar bir dizi alanda yolsuzluk ve usulsüzlük tespit edildiği ve bu yolla devletin en az 10 milyon ytl zarara uğratıldığının rapor edildiği iddia edildi.” Söz konusu okul, Ankara’nın iki büyük üniversitesinden biri. Bahse konu kişi, üniversitenin rektörü. Her fırsatta arkadaşlarıyla cübbesini giyip türbe ziyaretine giden, bu irticai tutumuyla, irticaya savaş açan, görevinin irticayla mücadele etmek olduğunu tekrarlayıp duran bir profesör. Uzmanlık alanı nedir bilmiyorum. Ama, Cumhuriyeti korumak ve kollamak gibi ‘bilimsel’ bir misyonu var. Atatürk devrim ve ilkelerine yönelik irticai faaliyetlerle ilgili bilgi toplamak, raporlar hazırlamak, bu yönde çalışanları fişlemek, ihbar etmek, cezalandırılmalarını sağlamak biçiminde ‘düşünsel’ bir ödevi var. Vaktiyle, İstanbul Üniversitesi’nin rektörü de benzer iddialarla takibata uğramış, hakkında birçok dava açılmıştı. Bu türden iddialarla hakkında yargı süreci işleyen onlarca rektör var. Şaşırtıcı olan (aslında olmayan) bu rektörlerin tümünün ‘irtica’ avcısı olması. Unutmuyorum, Hakan Özgün yazmıştı, yıllarca evimizin önünde hayali bir irtica canavarı vardı. Bir sabah uyandık, baktık yok olmuş, yerine başka bir canavar gelmiş. Bu bazen el-Kaide oluyor, bazen Hizbullah, bazen başörtüsü, bazen bir siyasal parti, bir cemaat, bir sivil toplum örgütü. Yine şaşırtıcı olan (tabii ki olmayan) bu işlerle, bilim adamlarının uğraşması. Pek çok akl-ı selim sahibi defalarca yazdı, yazıyor, birisi irticadan, ilke ve inkılaplardan, Cumhuriyetimizin çağdaş değerlerinden çok söz ediyorsa, biliniz ki, Cem Yılmaz’ın reklamdaki ifadesiyle orada ‘duygusal’ bir şey vardır. Dönemin başbakanını hatta bazı generalleri bile dolandırmayı başaran ünlü bir dolandırıcımız da, bu rant alanını fark etmiş, rozet, gençliğe hitabe, poster ve benzeri malzemeleri bağış karşılığı ‘satarak’ hayli vurgun yapmıştı. Kutsallaşan bu ‘değer’ler, insanların hırsızlıklarını, hukuksuzluklarını, bilimsel açıklarını örtmenin bir aracı haline gelmiş. Bizkaçkişiyiz türü oluşumların da hep böylesi finansal bir niteliği vardı. Bu toplumsal ve ahlaki bir çözülme olduğu kadar, bilimin, hukukun, düşüncenin, cihanşümul boyutlarının yeterince kavranamadığını da gösteriyor. Üniversite, sözümona cihanşümul olanın, hakikat’in belirlenmesi, tanımlanması ve kavranmasına dönük çabalar yürüten, farklı bilimsel alanlarda oluşan verilerin birleştirilerek, insanlığın hayrına yeni terkiplerin yapılması yönünde bir düşünsel imkan hazırlayan yerlerdir. Bizde böyle değildir. Vaktiyle, büyük hukukçu Domaniç ve Hatemi hocaların, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin hocalar kapısında kendi elleriyle beslediği sokak kedilerinden rahatsız olan Alemdaroğlu, hocalara, birer sarı zarf göndererek uyarmıştı. Sanırım Domaniç cevaba tenezzül etmemiş, Hatemi hoca ise, rektörün sekreterini arayarak, ‘rektöre söyleyin o kediler başörtülü değil’ demişti. Aslında Ergenekon, geriye doğru gidersek 28 Şubat, faili meçhuller, parti kapatma davaları, asker-siyaset ilişkileri vs. bizde ironik bir nitelik kazandı. Hukuk, bilim gibi alanlar o denli çürütüldü ki, benim gibi normal laf edenler dinlenmiyor artık. Nietzsche’nin, ‘hakikat yoktur’undaki gibi bir ironik durum var bizim gidişatımızda.
Sadık Yalsızuçanlar

Sadık Yalsızuçanlar

DİĞER YAZILARI Günün Işıma Sancısı Hayat Ve Film Derin Sularda Boğulmayan Hikaye Dağı Delen Irmak Akmaya Devam Ediyor Sabır Ve Öfke Mustafa Tatcı Derin Sularda Boğulmayan Hikaye Aşk Dini Kemalizmin Çoğullukla İmtihanı : Dersim 38 ‘Can tende emanettir’ Sabrın Öfkesi 'Her melek zalimdir' Ben Kerbela’yım ‘Can tende emanettir’ Galata’dan Avatar Said Nursi, Che ve Edith Piaf-Bütün Ölü Zamanlar- Harfler Ve Sırlar Hacı Bektaş-ı Veli Taş, Tarih ve Bilinç : Ankara Kalesi’nde Bir Bilge Onlar bizim cennetimiz... İnsan Şairane Oturur Yeryüzünde Ne Nurdan Ne Çamurdan… O’nun Gözü, ‘Büyük Sanatkarlık’taydı… Ailenin Ruhu “Sen ordasın... Acının Arkeolojisi Bir İç-Duyum Hali : Hayret Hacı Bektaş-ı Veli Ve Alevilik İnsan Şairane Oturur Yeryüzünde Uzun’u Hatırlarken Nefsini Bilen Rabbini Bilir Sol’un Ergenekon’la İmtihanı Bir Aydın Namusu : Cemil Meriç Çelikhan’da Birkaç Gün Bir Karşı Tarih Yazımı : ‘Son Devrin Din Mazlumları’ Demokratik Açılım’ın Said Nursi Boyutu ‘Biz’ derken neyi kastediyoruz? Hayat Mayat Diyorlar Sezai Karakoç ve İrfani Gelenek ‘Dağlarda ateşler yandıkça / Karanlıktan korkulmaz’ Vicdan ve Adalet Sorunu Olarak Ermeni Meselesi “Ben Ne Doğuluyum Ne Batılı…Güneşim Ben” Bir Hakikat Fatihi: İbn Arabi Şam’dan Darende’ye Erdemli Kentler Yüzyılın Başında Duran Büyük Bilge : Bediüzzaman Adalet ve Zulüm ‘Anadolu Mayası’ ‘Çelikhan Diye Bir Yer’
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA