DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Misafir Yazar
Misafir Yazar
Giriş Tarihi : 12-12-2014 10:14

Rusya için Çeçenistan neden bir sorun?

NURİYE AVCİ

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

 

   ÖZET

   Kafkasya bölgesi; enerji kaynakları, coğrafi konumuyla tarih boyunca uluslararası güçlerin ilgisini çekmiş, bölge üzerinde yapılan  politikalar, çatışmaları kaçınılmaz noktaya getirmiştir. Kafkasya'da Çeçenistan Sorununa baktığımızda, aslında bu çatışmanın kökenleri 1817'lere kadar gider. Ancak SSCB'nin dağılması sonrasında Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesiyle ciddi boyutlara ulaşır.

   Bu çalışmada Çeçenistan çatışmasını inceleyeceğiz. Öncelikle birinci bölümde çatışmanın tarafları üzerinde durularak, ikinci bölümde de çatışmanın konusuna kısaca değindikten sonra üçüncü bölümde çatışmanın nedenleri ve koşulları incelenecektir. Ardından dördüncü bölümde çatışma bağlamı ele alınacaktır. Beşinci bölümde çatışma stilleri/dinamiği çerçevesinde sorunu ele alıp son olarak çatışmanın çözümü için yapılacaklara değinilecektir.

   ÇEÇENLER NE İSTİYOR?

   Kafkasya'da dünya toplumlarının en eski yerleşik halkı olan Çeçenlerin Ruslarla ilişkileri çok eski zamana dayanmaktadır. Zaman zaman Rusya'nın değişen politikalarıyla ilişkiler şekillenmiştir. Özellikle  Rusya’nın güneye doğru genişleme politikası çerçevesinde Rus-Çeçen gerginliği 18. yüzyılın sonlarında başlamış, bu tarihten sonra da Çeçenler, Şeyh Mansur, Şeyh Şamil gibi liderler önderliğinde isyan hareketlerine katılmışlardır. Çeçenler, büyük bir devletin kıyıdaşlığında yaşamakta ve bu devletin politikalarından olumsuz etkilenmektedir. SSCB dönemindekinin tam aksine olmasa da SSCB sonrası dönemde siyasi politikalar nihayetinde etnik ve askeri çatışmalar artarak devam etmiştir. Zira SSCB döneminde etnik guruplar bir çatı altında tutulmuş, komünizmin gücüyle ekonomik ve politik unsurlar bu birlikteliği sağlamaya çalışmıştır. Ancak SSCB'nin çöküşüyle Kafkasya coğrafyasında çözümü zor ayrılıkçı etnik çatışmalar ortaya çıkmıştır. Etnik guruplar birer birer bağımsızlıklarını ilan etmiş, Çeçenistan da kendi bağımsızlığını sağlamak istemiştir. Çeçenistan uluslararası hukuk kurallarına dayanarak bağımsızlık söylemini dile getirmiştir. Bağımsızlığını ilan ederek kendini adeta bir savaşa doğru sürüklemiştir. "Çeçenistan’ın Müslüman halkı, Hıristiyan bir devletin yönetimi altında yaşamayı kabullenememiş; ülkenin Çeçen halkın seçtiği bir lider tarafından yönetilmesini istemiş, özellikle ekonomik ve siyasal olmak üzere her şekliyle bağımsızlık yönündeki direnişine günümüze kadar aralıksız devam etmiştir."

   Uluslararası ilişkilerde çatışma çözümü geleneksel yaklaşıma göre, çatışma kaçınılmazdır ancak önemli olan çatışmanın ortadan kaldırılmasıdır. Çeçenistan çatışması tarihi derinliği olan yıllardır süre gelen bir bağımsızlık serüvenidir. Bunu çözmek çok zor olmakla beraber çözüm için adım adım sorunu incelemek gerekir.

   ÇEÇENİSTAN ÇATIŞMASINDA ROL OYNAYAN TARAFLAR

   Birincil taraflar, çatışmaya doğrudan taraf olan aktörlerdir. Çeçenistan çatışması Rusya ve Çeçenistan arasında geçmektedir. İkincil taraflar; çatışmadan direk değil indirek olarak etkilenenlerdir. İkincil taraflar, Türkiye, ABD, AB, IŞİD.  Üçüncül taraflar; çatışmaya müdahale edenler yani çözüm sağlamaya çalışanlardır, tarafsız ve nötr olmalıdırlar. Üçüncül taraf, BM olarak değerlendirilebilir.

  Çeçen sorununa baktığımız zaman, Türkiye için önemli olan Kafkasya'nın güvenliğinin sağlanmasıdır. Çünkü Kafkasya'da çıkan her çatışma bölge ülkelerini etkilediği gibi Türkiye'yi de etkilemektedir. Dolayısıyla Türkiye, Kafkasya sınırının güvenliğini sağlarsa olası Rus tehlikesi önlenmiş olacaktır. ABD sorunu başlangıçta Rusya'nın bir iç meselesi olarak görmüştür. Ancak ABD Kafkasya'da kendi politikalarını engelleyebilecek güçte yapılara da karşı durmuştur. Bunun için bölgedeki çatışmaları Rusya'ya karşı kullanmaya çalışmaktadır. Amaç Rusya'yı "Yumuşak Karnı" olan demokrasi ve insan hakları ihlallerinden vurmaktır. AB de ABD gibi sorunu iç mesele olarak görmüş ancak bundan farklı olarak insan hakları ihlallerine çok büyük eleştiri getirmiştir. AB Komisyonu üyesi Van den Broek, Rus birliklerince yapılan orantısız gücü eleştirmiştir. Çeçenistan çatışmasında son olarak önemi artmaya başlayan IŞİD bazı Çeçenleri bünyesinde barındırmaktadır. "Suriye’de savaşan Çeçenlerin sayısı, 200 ila 1000 arasında tahmin ediliyor. Bunların çoğu daha önce başka bölgelerdeki çatışmalara katılan militanlar.  Çeçen savaşçıların  IŞİD içinde önemli bir rol oynadıkları biliniyor. Eylül ayında Rusya’yı doğrudan tehdit ederek, Çeçenistan’ı özgürlüğüne kavuşturacaklarını ilan etmişlerdi." Bu aslında Çeçenistan'ın geldiği boyutu Kafkasya'da artan tehlikeyi gözler önüne sermektedir.

   BM Çeçenistan çatışmasıyla ilgili olarak aktif bir rol oynayamamaktadır. Çünkü; "Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye olması hiç şüphesiz  kendisine Çeçenistan’da rahat hareket etme ve Çeçenistan’ı BM’nin  gözetiminden uzak tutma imkanı sağlamaktadır. Nitekim, 2000 ve 2001 yıllarında BM İnsan Hakları Komisyonu  Çeçenistan’daki insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak oldukça sert  kararlar yayınladı ve Rusya’yı BM mekanizmalarına uygun hareket etmeye  davet etti. Bu süreci izlemek için de Çeçenistan’da uluslararası bir araştırma komisyonunun oluşturulmasına karar verildi. Ancak, Rusya  bunu reddetti ve Çeçenistan’da sadece isimden ibaret olan bir insan  hakları ofisi açtı. Zaman zaman BM tarafından, iyi niyet göstergesi  olarak 'Rusya’nın Çeçenistan’da gerçekleştirdiği ihlalleri' kınayan kararlar yayınlansa da bunlar herhangi bir siyasi, diplomatik ya da finansal sonuç içermekten uzaktı. BM İnsan Hakları Komisyonu’nda ise Çeçenistan lehine alınan kararlar çoğunlukla, Rusya’nın diplomatik girişimleri sonucu veto ile karşılaştı."

   ÇEÇENİSTAN ÇATIŞMASI'NIN KONUSU VE TARİHİ

   Çatışmanın Konusu;

   Soğuk savaş sonrasında uluslararası ortam çift kutupluluktan tek kutupluluğa doğru bir yol almıştır. Bu uluslararası ortam bütün dünya devletlerini etkilediği gibi Ruslar ve Çeçenleri de etkilemiştir. SSCB yıkıldıktan sonra ortaya çıkan milliyetçilik tüm Rusya'ya yayılmış ve bütün Kafkas halklarına tesir etmiştir. Kafkasya'da birbirini izleyen bağımsızlıklar yaşanmıştır. Bu bağımsızlık dalgası Eski Sovyet coğrafyasına hızla yayılmıştır.  Bunun sonucunda SSCB'nin ardıl olduğu topraklarda bağımsızlık için direnişler ortaya çıkmıştır. Çatışmaların en şiddetlisi Çeçenistan çatışması olmuştur. Çeçenlerin bağımsızlıklarını elde etmeleriyle Rusya'nın asıl çekindiği şey bu durumun RF içindeki diğer cumhuriyetlere de bir bağımsızlık sıçrayışı yaparak Rusya Federasyonu içinde ayrılıklar yaşanmasına emsal teşkil etme ihtimalidir.

 

   "Çeçenistan Rusya için stratejik bakımdan son derece önemli bir bölgedir. Rusya’nın güneyini koruyan Kafkas Dağları’nın eteklerinde yer alan Çeçenistan Moskova’nın oluşturduğu güvenlik hattının en önemli parçasıdır." Jeopolitik konumu nedeniyle Çeçenistan'ın kaybedilmesi Rusya için Kafkaslardaki gücünün sarsılması anlamına gelmektedir. Ayrıca, SSCB'nin yıkılmasından sonra başta Azerbaycan olmak üzere enerji nakil hatlarının çoğunun Çeçenistan'dan geçmesi Rusya için son derece önemli bir konudur. Azeri petrolünün sevkiyatında Çeçenistan tek başına rol alması ve Rusya'nın en büyük petrol rafinerilerinden birinin Grozni'de bulunması Rus politikalarına uygun düşmemektedir.

   Çeçenistan; Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan gibi bağımsızlık hakkını kazanmak istemektedir. Bu bağımsızlık isteği Rusya'nın engellemeleri ile karşılaşmaktadır. Çeçenistan diğer devletlerin toprak bütünlüğünün korunması gibi kendi toprağının da bağımsızlığının korunmasını istemektedir. Bu noktada Rusya ile çatışmaktadır.

   Çatışmanın Tarihi,

   Ruslara karşı ilk silahlı direniş, 18.yüzyılın sonunda Ruslar ile savaş halinde olan Osmanlı devleti tarafından desteklenen Şeyh Mansur önderliğinde bugünkü Çeçenistan’ın dağlık bölgesinde başlamıştır. Ancak bu ayaklanma, 1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Ruslar tarafından bastırılmıştır. Asıl ses getiren mücadeleler 19.yüzyılda 30 yıl boyunca Şeyh Şamil önderliğinde süren mücadelelerdir. Çatışmanın tarihi derinliğine girmeden nasıl bir çatışmaya dönüştüğünü vurgulamak gerekirse;

 

   "27 Ekim 1991 tarihinde Çeçenler bağımsızlıklarını ilan etmiş ve Dudayev’i bağımsız Çeçenistan’ın ilk başkanı olarak seçmiştir. Dudayev, 1 Kasım 1991’de resmi olarak Çeçenistan’ın egemenliğini ilan etti ve bu şekilde Çeçenistan, hem Rusya’dan hem de SSCB’den ayrılmıştır. Rusya, bağımsız Çeçenistan’ı tanımamış, bu hareketin Rusya Federasyonu’nun toprak bütünlüğünü tehdit eden bir davranış olduğunu ve Çeçenistan’ın          Rusya’nın parçası olduğunu belirtmiştir. 7 Kasım 1991 tarihinde RF Başkanı Yeltsin, “anayasal düzeni” korumak gerekçesi ile Çeçenistan’da olağanüstü hal ilan etmiş ve Dudayev  hakkında tutuklama kararı çıkarttırmış ayrıca aynı gün Rus birlikleri Grozni’ye göndermiştir. Dudayev ise hapishaneleri boşaltarak eli silah tutan herkesi silahlandırarak karşılık verdi. Dudayev’in başarılı harekâtı Rus birliklerinin geri çekilmesine neden olmuştur."

 

   1996 yılında Çeçenya devlet başkanlığı görevine gelen Maşadov’un kendilerine yeterince hakim olamamasından yararlanan çeşitli Çeçen ayrılıkçı gruplarının, adam kaçırma ve cinayetlere girişmeleri ve haydutluklarını Çeçenya sınırlarının dışına taşırmaya başlamalarıyla ortaya çıktı. 1999 yılında bir grup Çeçen’in Dağıstan’a saldırması, ardından Rusya’da düzenlenen terör eylemlerinden Çeçenlerin sorumlu tutulması, Çeçenya sorununun bir terör sorunu olarak sunulma sürecini hızlandırdı.

 

   8 Haziran 2000 tarihinde Putin, Çeçenistan’ı Rusya’ya bağlayan kararı ilan etti. Ahmet Kadirov’u Çeçenistan’ının başına getirmiş, 2003 yılında kabul edilen yeni anayasaya göre Çeçenistan geniş yetkilere sahip olan bir cumhuriyet olarak Rusya’ya bağlılığı vurgulanmıştır. Çeçenistan’ın Rusya’ya bağlanması Çeçen direnişini engelleyememiştir. Çeçen direnişi dağlarda örgütlenmeye ve 2003 yılı sonrasında artan terör olayları ile etkinliğini sürdürmüştür. 11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında uluslararası toplum sessizce Rusya’ya destek vermiştir. Çeçen mücahitler ihtiyaç duydukları desteği görememiştir. Çeçen direnişini haksız gösterecek saldırılar gerçekleştirilmiştir. ABD’nin Afganistan’a müdahalesi, Orta Asya’da askeri ve lojistik üstlerin kurulabilmesi için Rusya’nın yardımı ve onayına karşılık Putin desteklendi. Çeçen direnişi ve El-Kaide arasında bağlantılar iddia edilmiştir. Ahmet Kadirov’un öldürülmesinden sonra oğlu Ramazan Kadirov Çeçen yönetiminin başına getirilmiştir. Kadirov kendisine bağlı kurduğu “Kadynovtsy” adlı birlikler ile ayrılıkçı Çeçen direnişçilere karşı operasyonları başlatmıştır. Rusya, bu şekilde Çeçen sorununu “Çeçenleştirmiş”tir

   ÇEÇENİSTAN ÇATIŞMASI'NIN SEBEPLERİ VE KOŞULLARI

   Yapılan çalışmalara göre Çeçenistan çatışmasının sebebi; Jeostratejik ve jeopolitik önemi ile Sovyet sisteminin tarihsel ve yapısal mirası olmasıdır. Çeçenistan, özellikle Orta Asya ve Kafkasya'daki petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarının Sovyet dönemi sonrası dış pazarlara arzında önemi artmıştır. Jeopolitik olarak Kuzey Rusya-Transkafkasya, Doğu Avrupa-Orta Asya, İran-Kafkasya arasında önemli bir koridordur. Çeçenler Stalin Döneminde zorunlu göçe/soykırıma tabi tutulmuşlardır. Bu olay Çeçenler içinde Rusya'ya karşı olumsuz bir travma yaratmıştır. İçten içe derinleşen bu güvensizlik Çeçenleri bağımsızlık yoluna sürüklemiştir.

   Çatışmanın nedenleri arasında Çeçenlerin 1800'lü yıllardan Şeyh Şamil'e dayanan psiko-tarih bakış açısına sahip olmaları sayılabilir. Çeçenlerin kimlik ve tanınma ihtiyaçlarına karşılık olarak Rusların güvenlik ihtiyaçlarının tatmin edilememesi ve Rusların güvenlik paradoksu ile yüz yüze kalmaları çatışmanın diğer bir nedenidir. Üçüncü olarak, 11 Eylül sonrası uluslararası sistemde Çeçenistan çatışmasının Rusya'ya yansıması, çatışmanın "uluslararası terörizmle savaş" stratejisinin bir parçası olarak anılmasıdır.

   İnsani İhtiyaçlar Teorisi'ne göre tarafların tanınma, güvenlik, kimlik ihtiyaçları karşılanmazsa çatışma ortaya çıkar. Çeçenistan çatışmasında kimlik ve güvenlik ihtiyacı söz konusudur. Çeçenler kimlik ihtiyacı olarak self determinasyon(kendi kaderini tayin) hakkını istemekte bu bağlamda bağımsızlık için çatışmaktadır. Ruslar ise güvenlik ihtiyacının karşılanması için Çeçenistan'ın bağımsızlığına karşı çıkmaktadır. Çünkü Rusya içinde ayrılmak isteyen tek halk Çeçenler değil. Bu çerçevede çekincesi Rusya içinde ayrılıkların yaşanmasına emsal oluşturma riskidir. Bu çatışma bir nevi seçilmiş travmadır. "Çeçen nüfusunun yaklaşık dörtte biri (400.000) 1944 sürgününde hayatını kaybetmiştir." Stalin Döneminde sürgüne maruz bırakılmaları 1991'de SSCB'nin yıkılmasıyla daha da derinleşmiştir.

   ÇATIŞMA BAĞLAMI

   "Kafkas halklarından olan konuşan Çeçenler, İslamiyetin 17. yüzyılda bölgeye girmesiyle müslüman olmaya başladılar. 19. yüzyıl başlarına gelindiğinde tüm Çeçenler, müslüman olmuşlardı." Çeçenlerin bilinen özellikleri; " saf ve soylu ırkları dünya otoritelerince tescilli Kafkas atlarının sahipleri olmaları sebebiyle doğuştan binici olmaları, çok iyi kılıç kullanıp keskin nişencılıkları ile müthiş savaşçılık ve mücadelecilik kabiliyetleri, tok sözlülükleri gelmektedir." Bu özelliklerinden dolayıdır ki Çeçenler tarih boyunca bağımsızlığa düşkün olarak yaşamışlar ve bunun için hala mücadelelerini sürdürmektedirler.

   "Rusların yarısı ateisttir. İnananların büyük bir kısmı Ortodoks’tur. İslam, Katoliklik, Yahudilik ve Budizm, Rusya’da yaşayan insanların mensubu oldukları diğer dinlerdendir."  Çeçenler Ortodoks bir yapının altında ezilmektense daha çok vatan, toprak bütünlüğüne önem vermişlerdir. Rusya'da ise demokrasinin olmaması ve Rusların tarihten beri daha çok güce önem vermeleri kültürel olarak da Çeçenlerle çatışma yaşanmasına sebep olmuştur.

   ÇATIŞMANIN STİLLERİ

   I. Çeçen Savaşı'nda Ruslar'ın kullandığı stil uzlaşma ve kaçınma stilleri olmuştur. Her iki taraf kendi isteklerini en alt düzeyde tutumuştur. Bu noktada, "Yeltsin’in Milli Güvenlik Danışmanı General Alexander Lebed ile Çeçen direnişçilerin siyasal lideri Aslan Mashadov arasında yapılan görüşmeler sonucu Hasavyurt Ateşkes Antlaşması 25 Ağustos 1996 tarihinde imzalanmıştır. Ateşkes antlaşmasında Çeçenistan’ın statüsüne 31 Aralık 2001 tarihine kadar referandum ile karar verilmesi kabul edilmiştir." Her iki tarafın kullandığı stil uzlaşma olmuştur. Çünkü her iki taraf da istediğini alamamaıştır; Çeçenler hemen bağımsız olamamıştır.cAslında bu durum var olan çatışmayı sadece negatif barışa çevirmiştir.

   II. Çeçen Savaşı'nda Putin'in başa geçmesiyle rekabetçi stili kullanılmıştır. Rekabetçi stiline göre taraflar kendi amaçlarını en üst düzeyde tutar, karşı tarafın amaçlarını da en alt düzeyde tutar. (kazan-kaybet) Çeçenistan çatışmasına baktığımız zaman Rus tarafı kendi güvenliğini sağlama çabasında, "Başbakanlık görevine getirilen Putin, Çeçen sorununu daha çatışmacı hale getirmiş, sorununun askeri yöntem ile en sert bir şekilde çözülmesi gerektiğini düşünmüştür." Çeçen tarafı ise self determinasyon hakkını elde etme amacındadır. Taraflar kendi amaçlarına ulaşmak için saldırgan bir tutum izlemekte bunun için çatışmaya girmektedir.

 

SONUÇ

I. Çeçen Savaşı sonucunda Hasavyurt Antlaşması yapılmış, en azından tam olarak barış sağlanamasa da silahlı çatışma son bulmuş, negatif barış sağlanmıştır. Yapısal şiddet ortadan kalkmasa da fiziksel şiddetin son bulduğunu görüyoruz. Yapısal şiddet son bulmadı çünkü Ruslarla Çeçenler hala birbirilerini düşman olarak görmeye devam etmektedir.

II. Çeçen Savaşı'na baktığımızda, ilk olarak hiçbir üçüncü taraf açıklanmadan Ruslar'ın II. Çeçen Savaşı sonunda Çeçenleri tamamen yendiğini Putin'in zaferini ilan ettiğini görüyoruz. İkinci olarak, ABD'ye 11 Eylül 2001 saldırısından sonra Rusya'nın Çeçenleri özgürlük savaşçısından tamamen terörist olarak nitelendirmesini görüyoruz.

Günümüzde Çeçen Sorunu negatif barış olarak görülse de zaman zaman sıcak çatışmalar da olmaktadır. Bu da bize çatışmanın özünde hala devam ettiğini, taraflar arasında çözüme yönelik caydırıcı adımın atılmadığını göstermektedir. Bu çatışmanın çözümü konusunda, ne üçüncü taraflardan ne de uluslararası kamuoyu tarafından gereken ciddi adımlar atılmamıştır. Gerekçe olarak Çeçenistan Çatışması'nın Rusya'nın iç işleri olarak görülmesi ve buna müdahalenin Rus egemenliğine yapılacak bir darbe şeklinde algılanmasıdır. Çatışmanın çözümü için pozitif barış sağlanmalıdır. Pozitif barışı sağlamak için de öncelikle Rusya'nın güvenlik endişelerini bir kenara bırakıp Çeçenlere bağımsızlıklarını vermesi gerekmektedir. Aksi halde Çeçen Sorunu Rusya için gittikçe büyüyen bir sorunun ötesine geçemeyecektir.

 

 

 

KAYNAKÇA

 

Ø  AKMAZ  Ahmet, “Kafkasya Müridizm Hareketinin Önderi İmam Mansur”, 1997,Yeni Türkiye, Yıl:3,Sayı:6

 

Ø  TANRISEVER  Oktay, "Moskova’nın Çeçenistan Çıkmazı  ve Çıkış Arayışları", 21.yyte, http://www.21yyte.org/assets/uploads/files/180-201%20oktay.PDF , (ET: 03.12.2014)

 

Ø  SAPMAZ Ahmet, " Rusya Federasyonu’nun Terörle Mücadele Stratejisinin Kuzey Kafkasya’nın İstikrarı Üzerine Etkileri",  Savunma Bilimleri Dergisi, s:12, Kasım 2013

 

Ø  SANDIKLI Atilla, KAYA Erdem, "Uluslararası  İlişkiler Teorileri ve Barış", Bilgesam, http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-81-2014021736teorilerisiginda.pdf , (ET: 05.11.2014)

 

Ø  ŞİMŞEK Asiye, "Çeçenistan Sorunu",  Akademik PerspektifÇanakkale 18  Mart Üniversitesi, http://akademikperspektif.com/2013/11/18/cecenistan-sorunu/ (ET: 02.12.2014)

 

Ø  ROBİNSON  Firdevs,  firdevstalkturkey, http://www.firdevstalkturkey.com/tr/dunyada-turkiye/isis-growing-sphere-of influence-in-central-asia-and-caucasus-poses-new-security-risks-for-turkey/ , (ET: 21.11.2014)

 

Ø  TUNÇ Fatma, "Batı'nın Çeçenistan ikilemi", https://groups.google.com/forum/#!topic/wwwbeyazrenklerorg/7rcbPgheQAo, (ET:05.12.2014

 

Ø  YEŞİL Caner, " ÇEÇEN SORUNU VE GÜNÜMÜZDE ÇEÇENİSTAN", Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, file:///C:/Users/CASPER/Downloads/Cecen_Direnisi_Guncel-libre.pdf, (ET: 29.11.2014)

 

Ø  YAPICI  Utku, "Tarihsel Süreç İçinde Rus-Çeçen Sorunu", Ankara Üniversitesi SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü, http://www.kafkasevi.com/index.php/article/detail/52 , (ET:05.12.2014)

 

Ø  ÖZÇELİK  Sezai, "Kafkasya Çatışmaları Analizler Ve Çözümler", Çankırı Karatekin Üniversitesi Avrasya Stratejik Uygulama Ve Araştırma Merkezi Avrasya Araştırmaları Serisi-6, Çankırı-2013

Ø  SHASHANİ  Muhammed, “1944 Çeçen Sürgünü’nün Altmış Altıncı Yıldönümü”, http://www.waynakh.com/tr/2010/02/1944-cecen-surgununun-altmis-altinci-yildonumu, (ET: 03.12.2014)

 

Ø  ÖZEY  Ramazan, "Çeçenistan'ın Tarihi, Kültürel ve Siyasal Yapılanması", Altınoluk dergisi, 1995-şubat, sayı 108, http://dergi.altinoluk.com/index.php?sayfa=yillar&MakaleNo=d108s038m1

 

Ø  SEVİNÇ  Aydın, "Çeçen Kimliği Üzerine Birkaç Not", Milliyet, 26 Kasım 2007

 

Ø  Rusya Kültürü, Dünya Dilleri Merkezi, http://www.ruscakurslari.com/rusya-kulturu-tarihi-hakkinda-bilgi.html

 

 

 

 

NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
Sitemizi nasıl buldunuz?
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA