Ganire Pasheyeva Ve Azerbaycan İzlenimleri

Fahrettin Çelik

28-12-2014 16:28

            Uzun zamandır Can Azerbaycan’ı görmek istiyordum.

            Orda kardeşlerimiz vardı ama bir birimizi tanımıyorduk. Özlem duyuyordum, merak ediyordum, tanıyordum ama gerçek anlamda bilmiyordum.

            “Ay balam” diye hitap denilen yerdi. “İki devlet, bir millet” dediğimiz yerdi ama gitmediğimiz, öğrenmediğimiz, sadece ağladıklarında ağladığımız, güldüklerinde güldüğümüz yerlerdi.

            “Size selam getirmişem” dediler bize ama bizde bu selam getirilen yere gidip  Türkiyeli kardeşlerinizden size selam getirdik diyemedik şimdiye kadar.

            Şahsen benim için bu bir eksiklikti. Ve Rabbimize hamdolsun ki, buraları ziyaret etmek, kardeşlerimizde kucaklaşmak, atalarımızın ayak bastıkları toprakları koklamak bizlere nasip oldu.

            GAP Gazeteciler Birliği cemiyeti olarak, Azerbaycan Milletvekili Sayın Ganire Paşayeva rehberliğinde Avrasya Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü’nün davetlisi olarak Azerbaycan’ı ziyaret ettik.

            Genel Başkanımız Zeynel Abidin Kıymaz, Genel Başkan Vekili Hamit Özpolat, Gehel Başkan yardımcısı latif Şimşek genel yönetim kurulu üyelerimiz İsmail Türk, Demet Şimşek, Mustafa Saim Ayhan, Halit Tunç ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Azerbaycan ziyaretimiz dolu dolu geçti.

            Gezimizin detaylarını okuyucularımla paylaşacağım. Birinci yazımda bu gezimizin mimarı, mihmandarımız, değerli Azerbaycan parlamenteri Ganire Paşayeva’dan bahsetmek istiyorum.

Ganire Paşayeva, Azerbaycan'ın Tovuz rayonundaki Düz Kırıklı kentinde dünyaya gelmiş. İlk ve ortaöğreniminin ardından Azerbaycan Tıp Üniversitesi Pediatri Bölümü'nü ve Bakü Devlet Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümü'nü bitirmiş.

1998 yılında ANS televizyonunda muhabir olarak çalışan Paşayeva, 2005 yılında Haydar Aliyev Vakfı'nın halkla ilişkiler bölüm başkanı olmuş.

2005 genel seçimlerinde Tovuz milletvekili olarak Azerbaycan Millî Meclisi'ne girmiş. Millî Meclis'teki Uluslararası ve Parlamentolar Arası İlişkiler Daimi Komisyonu'nun üyesi olan Ganire Paşayeva, aynı zamanda Azerbaycan-Gürcistan Parlamentolar Arası Çalışma Grubu'nun başkanı ve Azerbaycan-Türkiye, Azerbaycan-Hindistan ve Azerbaycan-Japonya Parlamentolar Arası Çalışma Grupları'nın üyesidir. Ganire Paşayeva, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nde Azerbaycan Cumhuriyeti'ni temsil eden kurulun da üyesidir.

            Duruşu, başarısı, ahlakı, dünya görüşü, vatan sevgisi ve her yönü ile örnek alınabilecek bir Türk kızı olan Ganire Paşayeva, Azerbaycan Türkçesi'nin yanı sıra Türkiye Türkçesi, Rusça, İngilizce, Fransızca dillerini iyi bilmekte ve birçok dili de kısmen bilmektedir.

            Azerbaycan’ın en aktif milletvekilleri arasında bulunan Paşayeva’nın yakın bir tarihte Vali ve bakan olacağı bütün vatandaşların dilinde aktarılmaktadır. Bu başarılı Türk kızı  sadece Azerbaycan için değil, 300 milyonluk Türk dünyası ve özellikle bağımsızlık mücadelesi veren, soykırıma uğrayan, ezilen halklar başta olmak üzere insanlık için bir nimettir.

            Özellikle Türk dünyasının bu değerli insanının önemli fikirlerinden istifade etmesi gerekir diye düşünüyorum.

            Bu değerli insan ve Azerbaycan ile ilgili diğer izlenimlerimi yazı dizisi şeklinde kaleme alarak, bilenlerin bilgilerini tazelemeleri, bilmeyenlerin ise öğrenmelerini sağlamaya çalışacağım.

            Selam ve dua ile…

 

AZERBAYCAN İZLENİMLERİ - 2

 

            "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda" denen yerlerden biri de Azerbaycan toprakları…

 

            Nereye baksanız soykırım izleri, nereye baksanız bir şehitlik, nereye baksanız buram buram cennet kokusu…

 

            “Fahri Hıyaban” olarak adlandırılan yerdeyiz. Azerbaycan’da tanınmış, Azerbaycan için büyük fedakarlıklarda bulunmuş devlet adamları, yazar, şair, ressam, sanatçıların mezarları ve heykellerinin bulunduğu müzeden çok bir parkı andıran ferah bir yer burası…

 

            Buraya milletvekili, üst düzey bürokrat, parası çok olan zenginler değil, vatanına milletine yararlı olabilmiş, alanında çığır açmış, Azerbaycan'ın sesini dünyaya duyurmuş kişiler defnedilebiliyor.

 

            Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve eşi Zarife Aliyeva’nın anıt mezarları ile Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey’in mezarı burada ilk ziyaret ettiğimiz kabirler.

 

            Daha başka kimler yok ki, ünlü şair Bahtiyar Vahapzade, Azerbaycan’daki ilk Türkçe gazete “Ekinci”nin yayımcısı Hasan Bey Zerdebi, “Molla Nasreddin” dergisinin yayımcısı Celil Memmedguluzade, tiyatro yazarı Cafer Cabbarlı, Azerbaycan’ın en önemli ressamı Azim Azimzade, Doğu’nun ilk opera bestecisi Üzeyir Hacıbeyli, Tofig Guliyev, Sait Rüstemov, Müslüm Magomayev, ses sanatçısı Bülbül, ünlü “Azerbaycan” şiirinin müellifi Samet Vurgun, bağımsızlık mücadelesinde şiirleri ile halkı mücadeleye çağıran Halil Rıza Ulutürk, oyuncu Nesibe Zeynalova…  heykelli anıt mezarları “Fahri Hıyaban”da bulunuyor. Hem de bu ünlü kişiler eserleri ile birlikte yansıtılmış.

 

            Bağımsızlık döneminde devletin üst kademelerinde görevde bulunmuş kişiler, bilim, edebiyat, kültür, güzel sanatlar dallarında üstün başarılar elde etmiş kişilerin kabirlerini gördükçe insanın bir anlamda içi ferahlıyor.  Çünkü, bu kişilerin ellerinde silah yok, top-tüfek yok. Bu kişilerin ellerinde kitap var, notalar var, sevgi var, aşk var…

 

            Yem yeşil bir alan, tertemiz bir görüntü ve milli duygularla burada gezinmek insanı dinlendiriyor.

 

            Biraz ötesinde Meclis binasının yanında ise Şehitler Hıyabanı (Şehitlik) adı verilen başka bir şehitlik mevcut…

 

            Burası da açık alanda, havadar bir yerde ve göze hitap eden mimarisi ile dikkatleri çekiyor.

 

            1918 senesinde Bakü uğruna savaşlarda şehit düşmüş Azerbaycanlı ve Türk askerlerinin gömüldükleri yerdir Şehitler Hıyabanı.

 

            Gap Gazeteciler Birliği heyetine bilgiler sunan ev sahibimiz Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, bu mezarlığın Sovyet döneminde  1924-1990 yıllarında lağvedildiğini ve yerinde bir eğlence merkezi yapıldığını ifade ediyor.

 

            1990 yılında Sovyet-Rus askeri birliklerinin Bakü’de sivil ahaliye karşı yapmış oldukları toplu 20 Ocak katliamından sonra arazi yeniden Şehitler Hıyabanı olarak adlandırılmış, düzenlenmiş ve Ocak katliamı şehitleri de buraya gömülmüşler.

 

            Türkiye'den gelerek şehit olanların isimlerine baktığımızda neredeyse bütün illerimizden şehirlerin olduğunu görüyoruz. Küçük bir Çanakkale şehitliği desek haksız sayılmayız.

 

            Yazımın başında da belirttiğim gibi "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda" denen yerlerden biri olan Azerbaycan toprakları Türk dünyası için kutsal sayılabilecek bir yer.

 

            Selam olsun şehitlerimize…

 

            Selam olsun Bakü'ye…

 

 

            Selam olsun Azerbaycan'a…

 

AZERBAYCAN İZLENİMLERİ - 3

 

            Azerbaycan ziyaretimizin önemli kısımlarından biri de Kuba Rayonunun idarî merkezi olan, XV. yüzyılda kurulmuş, XVIII. yüzyıldan şehir statüsüne getirilmiş Azerbaycan Türkçesine göre Quba adı verilen şehir oldu.

 

            Düz bir alana kurulmuş, mimarisi ile göz dolduran, gençliğin merkezi durumundaki bu şehirde ilin Valisi tarafından kabul edildik.

 

            Gap Gazeteciler Birliğinin değerli genel başkanı ve üyeleri ile birlikte gerçekleştirdiğimiz gezimizde, her zaman olduğu gibi Azerbaycan Milletvekili Sayın Doç. Dr. Ganire Paşeyeva bize refakat ettiler.

 

            "Quba Rayon İcra Hakimiyyetinin Başçısı" denilen, bizim dilimize en uygun şekli ile "Vali" dediğimiz Sayın Mübariz Ağayev yardımcıları ile birlikte heyetimizi kabul ettiler.

 

            Sayın Mübariz Ağayev, bizlere şehir hakkında geniş bilgiler aktardılar. Kendileri göreve geldikten sonra yaptığı hizmetler, uluslar arası projeler, gençler ile ilgili yürüttükleri projeler, Ermenilerin bu şehirde uyguladıkları soykırım, burada kutlanan Nevroz bayramı gibi konularda geniş bilgiler aktardılar.

 

            Daha sonra her birimizin gözlerinde damlaların süzüldüğü, yürekler burkan, "bu kadar da olur mu" denilen yere gittik.

 

            Burada çok önemli gerçeklere tanıklık ettik. Ermenilerin Türklere ve hatta Yahudilere uyguladıkları soykırımın gerçek belgeleri ile tanıştık. Quba şehrinde toplu mezarları ve soykırım müzesini içimiz yana yana gezdik.

 

            Mihmandarımız Azerbaycan Milletvekili Sayın Ganire Paşayeva ve görevlendirilen Tarihçi Rexşende Bayramova tarafından bizlere bilgiler sunuldu.

 

            Anlattıklarına göre 1918 yılında Taşnaklar ve Bolşevikler bu şehirde Yahudi ve Azerilere karşı saldırılar düzenlemişler. Kendilerine "ceza takımı" adını veren 2 bin kişilik Ermeni silahlı çetesi 1918 yılının Mayıs ayında, Kuba'da yerel halka karşı bir katliam gerçekleştirilmiş.

 

            2007 yılında tesadüfen yapılan bir kazı sonucunda çocuk , genç, yaşlı , kadın, erkek demeden işkenceyle katledildiği tespit edilen 400 kişinin kemiklerine rastlanmış.

 

            Burada çıkarılan cesetlerin bir çoğunun çıplak olduğu, kafalarında büyük çivilerin olduğu, kemiklerin kırıldığı tespit edilmiş.

 

            Sular alıp götürsün diye dere yatağına topluca gömülen bu cesetlerin bazılarının Qudyal Çayında kaybolduğu tahmin ediliyor.  Gerisi ise bir birileri üzerine yığılmış vaziyette daracık bir alanda bulunmuşlar.

 

            Toplu mezarların hemen yanında ise 2013 yılında açılan bir Soykırım Müzesi oluşturulmuş. Burada da Ermenilerin özellikle Müslüman ve Türk halkına uyguladıkları vahşice katliam ve soykırım girişimleri apaçık bir şekilde gözler önüne serilmiş.

 

            Burada kendilerine alan açmak isteyen Ermeniler sadece Müslüman Türkleri katletmekle kalmamış Yahudileri de katletmişler. Anlatılanlardan Ermeni Hamazasp komutasındaki çete yaklaşık 150 köy ve mahalleyi, 400 aileyi evleriyle birlikte yakıp yıkmışlar. Kaynaklardan Azeri Türklerinin yanı sıra 3 bin kadar Dağ Yahudi'sinin de katledildikleri anlaşılıyor.

 

            1915 yılında Anadolu topraklarında soykırıma başlayan, bazı insanları göçe mecbur eden Ermeniler, bu tarihten başlayarak Türklerin soykırım yaptıkları yalanlarını dünyaya yutturmaya çalışmışlar.

 

            Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu savaşta öldürülen, evlerinden yurtlarından edilen Ermenilerin olduğunu da biliyoruz. Bazı Ermenilerin yurtlarından, yaşadığımız yerlere göç etmek zorunda kaldıklarını duymuşuz ve eğer doğru ise bunları da tasvip etmiyoruz.

 

            Ancak, gerçeği öğrenmek için Quba’yı ziyaret etmemiz, oradaki mezalimi görmemiz yeterli olacak.

 

            Dilerim arşivler açılır, siyasilerden ziyade tarihçiler tarafından olay objektif olarak irdelenir ve gerçekler daha net bir şekilde dünya kamuoyuna sunulur.

 

            Barış ve huzur dolu yarınlar dileğiyle…

 

AZERBAYCAN İZLENİMLERİ – 4

 

            Azerbaycan’ın başkenti Bakü, tos pembe rüya gibi bir şehir. Gündüzleri kendinizi tarihin içinde, geceleri ışıl ışıl parlayan ışıklar, göz kamaştıran bir güzellik içinde görürsünüz kendinizi…

 

            Bir tanım getirmek isteseniz getiremezsiniz bu kente. Modern bir Avrupa kenti derseniz eksik kalır. Tarihi bir mekân derseniz eksik kalır. Petrol şehri derseniz eksik, dünya ticaret merkezi derseniz eksik kalır.

 

            Cenabı Allah ne kadar güzellik varsa vermiş buraya. Eski ile yeni kucaklaşmış Bakü’de…

 

            Bu kente gidince İçeri şehir denen surlar içerisindeki mekânlarda çay içmediyseniz Bakü’ye gitmiş sayamazsınız kendinizi.

 

            İçeri Şehir, Hazar Denizi’ne karşı, sıfırdan yükseğe doğru uzanan yolda otantik dükkânlar ile bütünleşmiş, Kafkasya’nın kültürünü yansıtan bir zenginlik…

 

            Çayı şekerden çok çeşit çeşit tatlı ve reçellerle içiyorlar burada. Dilleri, konuşmaları da bir o kadar tatlı. ‘Aybalam’ dedikçe gönüllere bir ferahlık geliyor.

 

            Bakü’nün 12. Yüzyılda burada kurulduğunu, ilk Azerbaycan devletini kuran Şirvanşah Hanedanlığı döneminde altın çağını yaşayan şehrin, 19. Yüzyıl başında üç bin nüfuslu bir kasaba iken, 20. Yüzyıla doğru bu bölgenin en önemli merkezlerinden biri durumuna geldiğini öğreniyoruz.

 

Gap Gazeteciler Birliği heyeti olarak buraya yaptığımız gezi kapsamında Şirvanşahlar Sarayı’nı gezdik. Burada Şirvanşahlar ve Seyid Yahya Bakuvi türbesini ziyaret ettik. Yer altındaki bu türbeye indiğimizde Gap Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Sayın Zeynel Abidin Kıymaz’ın gözlerinden yaşlar süzülerek okuduğu aşır ve dua hepimizi duygulandırdı. 

 

            Seyyid Yahya Bakuvi bir sufi aynı zamanda bir bilim insanı, filozof, astronom ve matematikçi.

 

            Burada yapılan restorasyon ve tadilatların ustaca yapılması ve orjinali bozmadan yapılmış olması, sıcaklığını korumasını sağlamış.

 

            Ve… Azeri Türkçesi ile “Qız Qalası”

 

            İçeri Şehir’deki yapıların en harika parçası da 27 metre yüksekliği olan Kız Kulesi… Bakü’nün her bir tarafı tarihi dokuya sahipse de en çarpıcı anıtı Kız Kulesi’dir.

 

Edebiyatçıların ilham aldıkları, şiirler yazdıkları bu eser ile ilgili birçok efsane aktarılsa da buranın savunma amaçlı bir gözlem evi olduğu düşüncesi ağır basmaktadır. Zaten yakın tarihe kadar deniz feneri olarak kullanılmış.

 

Bakü, sadece bunlarla ibaret değil elbette. Yazacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki. Anca en önemli hususları özetleyerek aktarmaya çalışıyorum.

 

Adını çokça duyduğumuz, az gelişmiş ülke yanılgısı ile zihnimizde tasarladığımız ama gerçekte bölgenin parlayan yıldızı diyebileceğimiz bu kardeş devleti yakından görmüş olmamdan dolayı kendimi şanslı sayıyorum.

 

Bu imkânı bize sunan Azerbaycan Milletvekili Sayın Ganire Paşayeva ve Avrasya Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü yetkililerine tekrar teşekkür ediyorum.

 

Selam ve dua ile…

 

 

AZERBAYCAN İZLENİMLERİ - 5

 

            Kaderin bir cilvesi midir, nedir?

 

            Hangi Müslüman beldelere giderseniz gidin, hangi Türk topraklarına gidin orada Ermeni, Yahudi veya Haçlı zihniyetinin zalim izlerine rastlarsınız.

 

            Soykırımlarla, toplu mezarlarla, işgallerle karşılaşırsınız. İşte Azerbaycan'da da bunu gördük. Toplu mezarlarla irkildik, kan izleri ile bunaldık ve işgallere tanık olduk.

 

            Bu işgallerden biri de Dağlık Karabağ'da yaşanıyor. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan topraklarının dörtte biri işgal altında ne yazık ki.

 

              Azerbaycan'a ait Dağlık Karabağ ve çevresindeki yedi Azerbaycan ilini kapsayan topraklarda Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Ermenistan'ın desteklediği Ermeni militanlarla Azerbaycan arasında çatışmaların çıkmasına neden olmuş.

 

            Burada yaşayan Türkler katliamlarla karşılaşmış, canını kurtaranlar topraklarını terk etmek zorunda kalmışlardır. 1991'de Azerbaycanlıların boykot ettiği ve yalnız Ermenilerin katıldığı halkoylaması sonucuna göre bağımsızlık kararı alınmış böylece işgale uluslar arası bir kılıf bulunmuştur. Öyle ki, Ermeniler bile bu sözde bağımsız ülkeyi tanımamışlardır.

 

            Bu tarihten sonra çeşitli yollarla sorun giderilmeye çalışılmışsa da, sürekli Ermenilerin işine yarayacak kararların alındığı gözlenmektedir.

 

            Ermeniler bu toprakların kendilerine ait olduğunu dünyaya söyleseler de kendilerine bile bunu kabul ettirememişlerdir.

 

            Nitekim, 2001 tarihinde dönemin Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan'ın Ermenistan parlamentosunda yaptığı konuşmasında; “İşgal ettiğimiz topraklar var. Bunda utanılacak bir şey yok. Güvenliğimiz gereği bu toprakları işgal ettik. Biz bunu 1992 yılı ve öncesinde de söylüyorduk, şimdi de söylüyoruz. Belki üslubum diplomatik değil ama gerçek bu" diyerek işgali itiraf etmiştir.

 

            Dağlık Karabağ sorunu sadece Azerbaycan sorunu olarak algılanmamalıdır. Dağlık Karabağ bütün Türk dünyasının, İslam dünyasının, hatta dünyada adaleti hakim kılma adına bütün insanlığın sorunudur.

 

            Karabağ sorununu aktarırken yakın tarihimizin kara lekelerinden biri olan Hocalı Katliamından bahsetmemek olur mu?

 

            25 Şubat 1992'de Hocalı kentinde, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından silahsız, savunmasız, orantısız bir güçle Azerbaycanlı Türk siviller öldürülmüşlerdir.

 

            10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylar sırasında yaklaşık 3 bin Azeri bulunmaktaydı. Bu kardeşlerimizden kadın, çocuk, yaşlılar başta olmak üzere 1.300 kişi katledilmiştir. Bunun yanında Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülmüşlerdir.

 

            Bu katliamda 700 çocuğun yetim bırakıldığı, sekiz ailenin bütün bireylerinin öldürüldükleri, yakıldıkları ifade edilmektedir.

 

            Ermeni cellatların kurşunlarından kurtulmayı başaran kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmek için yollara düşmüş, yolda bu zavallıların ayakları donmuş, bazılarının ayakları kangren olmuştu.

 

            O günleri yaşayanların ifadelerinde ihtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzlerinin jiletlerle doğrandığı, bazılarının kafalarının yüzüldüğü aktarılmaktadır.

 

            Böyle bir vahşeti yazmak, onu hayal etmek bile bana o kadar ağır geliyor ki...

 

           

AZERBAYCAN İZLENİMLERİ - 6

 

            GAP Gazeteciler Birliği Heyeti olarak Avrasya Uluslararası Araştırmalar Enstitüsünün daveti üzerine gerçekleştirdiğimiz gezinin son yazısını kaleme almaya karar verdim ama bundan sonra da zaman zaman Can Azerbeycan'ı konu alan yazılar yazmaya çalışacağım.

 

            Gezimize benim dışımda Gap Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Zeynel Abidin Kıymaz, Genel Başkan Vekili Hamit Özpolat, Genel Başkan Yardımcısı Latif Şimşek, İzmir Temsilcimiz Halil Tunç, Yönetim Kurulu Üyelerimiz İsmail Türk ve Mustafa Saim Ayhan ile  Demet Şimşek katıldılar.

 

            Cemiyetimiz 2003 yılında bölgesel olarak kurulduysa da, her geçen gün hızla büyüdü ulusallaştı ve uluslar arası arenada boy göstermeye başladı.

 

            Ülkemizin önemli ödül organizasyonlarından biri olan GAP Oscar'ı ile Adıyaman ve Türkiye tanıtımına katkı sağladık. Yurt dışı gezilerimiz ile gittiğimiz yerleri tanıyıp, tanıttık. Oralarda da ülkemizi en iyi bir şekilde tanıttık.

 

            Azerbaycan Milletvekili Doç. Dr. Ganire Paşayeva'nın rehberliğinde gerçekleştirdiğimiz Azerbaycan gezimizde de atalarımızın ayak bastıkları, şehitler diyarı, bayrağını bayrağımız kadar sevdiğimiz, özgürlüklerini özgürlüğümüz kadar önemsediğimiz, ayrı ülkeler olsak ta, tek millet olarak bildiğimiz yerleri tanıyarak, ülkemizde tanıtmaya çalıştık.

 

            Bu gezimiz dolu dolu geçti. Soykırım ve toplu mezarlar ile şehitlikleri bir bir dolaşarak duygulandık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Prof. Dr. Ali Hasanov ile görüşerek sıcak bir ortamda sohbet etme imkanı yakaladık.

 

            Azerbaycan Gençler ve İdman Bakanı Sayın Azad Rəhimov ile görüştük. Sayın bakanın davet ettikleri akşam yemeğinde uzun uzun sohbet etme imkanı yakaladık. Nemrut heykelcikleri hediye ederek Adıyaman'ın tarihini, güzelliğini aktardık. Samsatlı bayanların işledikleri bakır kahve takımı dediye ederek, az da olsa Samsat'ı konuşma fırsatı yakaladık.

 

            "Quba Rayon İcra Hakimiyyetinin Başçısı" olarak zikredilen, Azerbaycan'ın Kuba (Quba) Valisi Sayın Mübariz Ağayev ile sıcak bir ortamda görüşmelerimiz oldu.

 

            Atatürk Merkezi Başkanı Sayın Prof. Dr. Nizami Caferov ve Bakü'de çeşitli sanat, ve edebiyat teşekkülleri ile ünlü şair ve yazarları ile buluştuk.

 

            Değerli hemşerimiz, Samsat ilçemizin gururu, Adıyaman sevdalısı Azerbaycan Eğitim Müşaviri Abdulgafur Büyükfırat ile görüşerek, kendisine yeni görevinin hayırlı olması temennisinde bulunduk.

 

            Azerbaycan Türk Sanayi ve İşadamları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Musa Okumuş ve Azerbaycan Türkiye İş Adamları Birliği Genel Başkanı Cemal Yangın gibi iş dünyasının önde gelen isimleri ile birlikte olduk.

 

            Abdulkadir Toprak, Mustafa Yaman ve H. Yusuf Türkmen gibi değerli hemşerilerimizi ziyaret etme imkanı yakaladık.

 

            Bütün bu görüşmelerin yanında Azerbaycan Devlet Akademik Mili Dram Tiyatrosu'nda Hüseyn Cavid'in eserinden derlenmiş "Emir Teymur" oyununu izledik. Prof Dr. Gazanfer Paşayeva'nın kitap tanıtım etkinliğine katıldık.

 

            Gezdiğimiz yerler, kişiler, etkinlikler elbette ki bunlarla sınırlı değildi. Dolu dolu bir hafta geçirdik. Kendi soyumuzdan, kendi kanımızdan kardeşlerimizle kucaklaştık.

 

            İsmail Bey Gaspiralı'nın "Dilde, fikirde, işte birlik" düsturunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırladık. Kardeşliğin ötesinde bir güç birliği yapılması gerektiğini, Azerbaycan'ı bilmekle birlikte yeterince tanımadığımızı fark ettik.

 

            Ziyaretlerimizdeki mihmandarımız Azerbaycan Milletvekili Sayın Doç. Dr. Ganire Paşayeva ve emeği geçen diğer ilgililere teşekkür ediyorum.

 

 

Fahrettin Çelik

samsattema@hotmail.com

www.samsathaber.com

 

 

 

DİĞER YAZILARI KİM BU RAMAZAN HOCA… 01-01-1970 03:00 HİTLER VE NETANYAHU 01-01-1970 03:00 İSLAM KARŞITLIĞININ AĞIR YENİLGİSİ 01-01-1970 03:00 Emaneti Ehline Vermek 01-01-1970 03:00 Tütün Meselesi… 01-01-1970 03:00 BAKİ GAZETECİLERİN ONURUDUR 01-01-1970 03:00 Tam Bağımsızlık İçin… 01-01-1970 03:00 İnsan Olmak 01-01-1970 03:00 Hayatın Gerçeği 01-01-1970 03:00 ABD Aklı Ve İstiklal Mücadelemiz 01-01-1970 03:00 15 Temmuz 01-01-1970 03:00 Cemreler Aşka Düşer 01-01-1970 03:00 Kim hesap verecek? 01-01-1970 03:00 Bazı Kadınlar 01-01-1970 03:00 İnsanlar Niye Kavga Eder 01-01-1970 03:00 Çelikhan Sevdalıları... 01-01-1970 03:00 Silifke Gizli Bir Hazine 01-01-1970 03:00 Kanı Bozukluk 01-01-1970 03:00 Huzurun Başkentinde Neler Oluyor 01-01-1970 03:00 Bayram Tadında Bayram Olsun 01-01-1970 03:00 Sırada ki millet gelsin! 01-01-1970 03:00 Ramazan Hikmetleri 01-01-1970 03:00 Ne olacak şimdi? 01-01-1970 03:00 Adıyaman'da Rektörlük Seçimi 01-01-1970 03:00 Adıyaman'ın tut ilçesi... 01-01-1970 03:00 Hoş Geldin Bahar 01-01-1970 03:00 Aday listesini okumak! 01-01-1970 03:00 Suskunluğumu Bozuyorum 01-01-1970 03:00 Sanat Ve Edebiyat Huzura Açılan Kapıdır 01-01-1970 03:00 Özgecan'dan Alacağımız Dersler 01-01-1970 03:00 20 Ocak (20 Yanvar) 01-01-1970 03:00 İnsan Hakları Nutuk Atma Günü 01-01-1970 03:00 Helal Olsun Muhtar… 01-01-1970 03:00 Öyle Yağma Yoook… 01-01-1970 03:00 Tanıtım Günlerinin Ardından 01-01-1970 03:00 Herşeyimiz Var Tanıtamıyoruz 01-01-1970 03:00 Bizim Öğrenciliğimiz 01-01-1970 03:00 Ekmeleddin Bey 14 Partinin Başına Geçsin 01-01-1970 03:00 Dünya Kupası Maçında Ruh Halim 01-01-1970 03:00 Kendimi Arıyorum 01-01-1970 03:00 Seçim Rüzgârı 01-01-1970 03:00 Orda Bir Köy Var; Nizamiye Ardında 01-01-1970 03:00 Gap Gazeteciler Birliği Ve Kıbrıs 01-01-1970 03:00 Atasının İzinde Bir Düşünce Akımı 01-01-1970 03:00 Dostluk Bilinci 01-01-1970 03:00 Mısır’da Yaşananlar… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da Ay On Dördünde 01-01-1970 03:00 Kıbrıs Gezisi 01-01-1970 03:00 Adıyaman Tanıtım Günleri ... 01-01-1970 03:00 Sahnede Adıyaman… 01-01-1970 03:00 Gönül Kahvesi 01-01-1970 03:00 Bitmeyen Sevda; Samsat 01-01-1970 03:00 Gül Kokuluya Hizmet… 01-01-1970 03:00 Fırat’ın İstifası 01-01-1970 03:00 Akşam Haberleri… 01-01-1970 03:00 Suriye’deki Yangın… 01-01-1970 03:00 Anayasa Ve Başkanlık Modeli 01-01-1970 03:00 Toprak Yaşamdır 01-01-1970 03:00 Dursun Çavuş Ve Samsat 01-01-1970 03:00 Yazık Adıyamanspor’a 01-01-1970 03:00 Esad Ateşle Oynuyor… 01-01-1970 03:00 Samsatlılar Derneği 01-01-1970 03:00 Adıyaman Üniversitesi Sınıfta Kaldı 01-01-1970 03:00 Elli Yıl Daha Mı Bekleyelim… 01-01-1970 03:00 Gül, Gül Kokan Kabri Ziyaret Edecek 01-01-1970 03:00 Sahabe’yi Yazmak… 01-01-1970 03:00 Dil Bilinci 01-01-1970 03:00 Sabah Namazında Ölümü Düşünmek 01-01-1970 03:00 Şimdi Bütün Suriye Hama Oldu 01-01-1970 03:00 Devlet Bilinci 01-01-1970 03:00 Böyle hoca olur mu? 01-01-1970 03:00 Soğuk Memleketin Sıcak İnsanları 01-01-1970 03:00 Hey Nemrut...Nereye! 01-01-1970 03:00 Tren Gelir Hoş Gelir… 01-01-1970 03:00 Yine Doğalgaz Meselesi… 01-01-1970 03:00 Akmercan’a Teşekkür 01-01-1970 03:00 Adıyamanlıların Doğalgaz Çilesi 01-01-1970 03:00 Kendi Memleketimi Sevmek İstiyorum 01-01-1970 03:00 Demokrasi Bilinci 01-01-1970 03:00 Davranış Bilinci 01-01-1970 03:00 Yine Aynı Sahneler… 01-01-1970 03:00 Çevre Bilinci 01-01-1970 03:00 Tayyip Erdoğan’ın Gözyaşları… 01-01-1970 03:00 Samsat’tan Ayrılırken… 01-01-1970 03:00 Cumhuriyet Bilinci 01-01-1970 03:00 Bahane Yok Yardıma Koşalım 01-01-1970 03:00 Demokrasinin Zaferi 01-01-1970 03:00 Ticarethanelerin Sosyal Sorumlulukları 01-01-1970 03:00 Şanlıurfa’da Kültürler Kaynaşması 01-01-1970 03:00 Cömertlik Bilinci 01-01-1970 03:00 Samsat Eğitiminde Son Bir Yıl 01-01-1970 03:00 Yorumsuz Seçim Tablosu 01-01-1970 03:00 Başbakan sahabe’ye olmaz der mi? 01-01-1970 03:00 Başarı Bilinci 01-01-1970 03:00 Çirkin Kaset Savaşı 01-01-1970 03:00 Aşk Bilinci 01-01-1970 03:00 Kahve Bahane… 01-01-1970 03:00 Antalya Toplantısına Giderken 01-01-1970 03:00 Türkiye Parlayan Yıldız 01-01-1970 03:00 Haydi, Şimdi Git… 01-01-1970 03:00 Oscar Ödül Töreni Notları – 3 01-01-1970 03:00 Oscar Ödül Töreni Notları – 2 01-01-1970 03:00 Oscar Ödül Töreni Notları – 1 01-01-1970 03:00 Gap Oscarları 01-01-1970 03:00 Japonya’dan Öğreneceklerimiz 01-01-1970 03:00 Gafur Büyükfırat Siyasete Girmeli 01-01-1970 03:00 Chp’nin içini kim oydu? 01-01-1970 03:00 Mahalle Baskısı Çağrısı (Mı) 01-01-1970 03:00 Annelik Bilinci 01-01-1970 03:00 Kahtalı Mıçı… 01-01-1970 03:00 Sahabe Sadece Samsat’la Sınırlı Olmamalı 01-01-1970 03:00 Allah’la Pençeleşmek 01-01-1970 03:00 Wikileaks Bilmecesi 01-01-1970 03:00 Samsatlılar İçin Suyun Anlamı 01-01-1970 03:00 Akdeniz Gezi Notları - 2 01-01-1970 03:00 Akdeniz Gezi Notları - 1 01-01-1970 03:00 Bazen... 01-01-1970 03:00 Gap’a Sığmıyoruz 01-01-1970 03:00 Ahlak Bilinci - 2 01-01-1970 03:00 Adalet Bilinci 01-01-1970 03:00 Yazık Saadet’e 01-01-1970 03:00 Türkiye Kazandı 01-01-1970 03:00 Celal Topkan’a Yakışmadı 01-01-1970 03:00 “Hayır” Diyenler Bilinçli 01-01-1970 03:00 Ramazan’ı Sahabe’de Karşılamak 01-01-1970 03:00 Bir kez daha “evet” 01-01-1970 03:00 Eveeeettt 01-01-1970 03:00 Adıyamanlı Ünlüler Adıyaman’da Ünsüzler 01-01-1970 03:00 Gütmek Ve Güdülmek 01-01-1970 03:00 Öldürmeyeceksin mi? Öldüreceksin mi? 01-01-1970 03:00 Abd-Türkiye Çekişmesi 01-01-1970 03:00 Çelikhan’ı Seviyorum 01-01-1970 03:00