Kur'anı ve Allahın dinini bu batı kaynaklı derslerden temizlemedikçe esas islamla müşerref olunmaz.YÖK'e aynen katılıyorum. İlahiyat Fakülteleri şimdiye kadar,Müslümanların hangi problemini masaya yatırdınız.Kur’an ve sünnet çerçevesinde çare arayıp iştihatta bulundunuz.Sizlerde neredeyse bin yıl önce iştihadı yapan mezhep imamların iştihadıyla idare ediyorsunuz.peki ya o iştihatların bir çoğu , doğru değilse ,o zaman çekeceğiniz var.
Diyanet mensupları bu okullardan mezun kişileden oluşmaktadır.Daha düne kadar Cuma hutbelerinde şirkle yoğrulmuş selaten tuncina şirknamesini okutuyorlardı. Halen bazı camilerde sabah namazından sonra bu tuncina okutuluyor.Camianız bile içeriğinden habersiz veya şirkten habersizce bu dua’mıdır? değilmidir,diye sorgulamadı, onların arkasında namazlarına devam ettiler.Bu bid’at mıdır? Değil midir.sorgulama ihtiyacını duydunuz mu?Hangi ilahiyat fakültesi buna karşı argüman üretti.Bu cahil kalmış günahkar halk bu ilahiyat mezunları sayesinde, cahilliklerine devam etmektedirler.Nasıl olsa halk cahil, Hutbelerdeki hurafelerden tutun,peygamberimizi tanrılaştırmaya kadar götüren mevzular işlenmektedir.örneğin “Levlake “ denilen hadis! Gerek senedi ve gerekse metin bakımından Allahın bir sürü ayeti ile ters olan uydurma sözü,tabelaları camilere asacak kadar cahil hoca larımız var. Ey hadisçiler neredeydiniz?sahte mi, değilmi? araştırma zahmetinde bulundunuz mu?
İlahiyat fakülteleri; ilminiz eğer Allahın dinini önündeki engellerin doğrusunu bilgilendirmiyorsa ve İslam dininde bu kadar katlıam yapılırken ne yaptınız ilminizin benzini mi bitti, batı felsefe kaynaklarından aldığınız felsefe,mantık ve bunlarla yoğrulmuş kelam tam bir islam karşıtlığıdır.Şeytan bunlarla en az yüz yıldır,islam milletini ,şağdan yanaşarak oyalamaktadır.Bu tuzağın farkının ne olduğunu önce kendiniz.sonrada milleti bilgilendirdiniz mi?
Kur’an da,Allah iki-üç ayette bir gündeme getiren Nisa 48’de asla afetmeyeceği bir şirk günahını bile,önce kendi sonrada Müslümanların Gündemine getirmekten aciz bir topluluğun yetiştirilmesini sizin üretiminiz değil mi?.Kur’an devre dışı bırakılmış.Gündemlere yönelik bir üretimi olmayan İlahiyat fakülteleri , bu millette cemaatler ve tarikatlarla idare edilmektedir. Bunlar da hiç biri Kur’anı ana merkeze alamamış,hatta okunmaması yönünde telkinlerde bulunulmuş.anlayamazsınız diye öğütlerinde ısrar ederek,küfrün ve şeytanının ekmeğine bi nevi yağ sürmüştür.Bunlar insanları Allah’a değil,kendi cemaat ve tarikatlarına çağırmışlardır. kendi maddi çıkarlarını her zaman ön plana alarak yürütmüşlerdir.Bakıyorum ki, bu fakültelerde hoca olanlar bile bu çıkar gurupların içinde kendi yerlerini almışlardır.Halen cahilliğin,hurafenin ve en önemlisi dinsizliğin alası bu cemaat ve tarikatlar sayesinde milyonlara aşılanmaktadır.Niçin bunları masaya yatırma gereğini bile duymadınız.
İlahiyat fakültelerinin işleyişi ve amacı Allah rızası olsaydı.Başta Diyanet ve sonrada topluma öncülük edip,herkesi sürekli Kur’an çizgisine daveti görev edinirdi.Kur’an dan sapanları tekrar dosdoğru yolu gösterirlerdi. Gerekçesini, ayet ve sünnet çerçevesindengösterip ,bu Allahın dini değil, katımıyoruz ve red ediyor derdi,gerekli tekzipleri yapardı.Örneğin; 1987’lerde,daha dün Başörtüsü “ Kur’anın emri mi? değil mi?” sorusuna,O zamanlarda, bir devlet adamı çıkıp kur’anda yoktur dedi.İlahiyat fakülteleri yerinde uyumaya devam etmişlerdir.Diyanet ,cevap sayılmayacak cılız sesle ,çok sonraları bir cevap yazmıştır.Ama halk cevabı duyarlı öğrencilerin dövizlerle,meydanlara taşımıştı, Kur’anın emrini öğrencilerden öğrenmiştir.Birileri çıkıp yazdığı kitapları, Allah bana yazdırdı diyor,cifir hesaplarıyla kur’anı tefsire kalkışıyor,kimileri evliyadır diye camilere mevtalarını koydurmuş,üstünü mefsunlu türbeler yaptırmış,millet gidip bunlara tabiri caizse tapmaktadır.Bunların ne derece yanlış yaptıklarını diyanet aracılığıyla devlet millet Bu memlekette işbilirliğiyle kaldırma yollarınına acilen arardı. Faiz Allahla savaşmayı esas alan Kur’an,bu memlekette ,Kredi adı altında faizi, bazı ilahiyatçıların fetvası üzerine meşrulaştıracak,İlahiyat fakültelerinde ses seda bile çıkmamaktadır,konuyu gündemlerine alacak bilgi ve tecrübeleri sahip değildirler.Diyanet bazı ayetlerin mealen sözlerini yok edecek,örneğin bakara 187’deki” lekum =size göre”’yi tamamen kaldırmış o zaman ayetin anlamı değişmekte ,O ayetin hükmünün pratiği kalmamış oluyor. İlahiyat Fakülteleri ve İlahiyatçılar niçin bugünlere kadar bir özeleştiri yapmadı, bunu sormak lazım gelmez mi? Masa başında yan gelip yatıp ünvanlarına unvan katmayı alimlik mi biliyorsunuz,yoksa millete dini yönde fıkıh-iştihat mı üretmek mi?Nerededeyse yaklaşık bin yıl öceki iştihatlarla idare edip duruyorsunuz, islam bu mu?Allahın dinini, peygamberimiz nasıl tebliğ etmiş metodunun aslısını niçin bu millete lazım görmüyorsunuz.
Peygamberi bile bu ülkede tanrılaştırılırken ne yaptınız ey alimler! Topluluğu neredeydiniz.O kadar çok mevzu diyemeyeceğim.resmen uydurma hadisler gündemde dolaşırken,lütfedip diyanet uydurma hadis çalışması yaptığını söylerken sizler ne yaptınız?
Siz kendinizi düzeltirseniz kimse size bir fiske dokundurmaz.çünkü;sırtınızı Allaha verip sorumluluğu yaratıcıya yüklerlerdi
YÖK ne zaman bu tür batı kaynaklı dersleri azalma yoluna girdi,İlahiyatçılarımız hemen menfaatleri gereği ses çıkartma ihtiyacı hissettiler. Sayılarınız neredeyse her ilde bir, bazen iki fakültenizle beraber binleri aşan öğretim elemanlarınız var.
Nerdeydiniz,ne yaptınız ve en önemlisi bu insanların önüne dinin olmazsa olmaz olan hangi görüşe çözüm arayıp müzakere ettiniz ve çözdünüz. Konya - Mustafa UZAN