Ceylan, Diren, Erdoğan...

Misafir Yorum

06-06-2010 16:00

Latinlerin çok sevdiğim bir sözü var.

“Zehri yapan dozdur,” diyorlar.

Dozunu ayarlayamadığın zaman her şey bir zehre dönüşebiliyor.

Türkiye, son Mavi Marmara Gemisi olayında, dokuz insanımızın canı karşılığında da olsa İsrail’i geriletti, Gazze ablukasına bütün dünyanın dikkatini çekti ve sonunda Amerika bile İsrail’e “ablukayı kaldır” demek zorunda kaldı.

Erdoğan’ın ve hükümetinin başarılı diplomasisi bu sonucu getirdi.

Bizim başbakanın “koşma” sorunu yok, önünü açık gördüğü anda koşabiliyor ama bir “durma” sorunu var, her zaman nerede duracağını tam kestiremiyor.

Dünya olaylarındaki başarısının rüzgârına kapılarak savruluyor ve yönettiği  ülkedeki sorunları unutuyor.

Türkiye, sadece Gazze ablukasını kınamakla, orada acı çeken insanlara sahip çıkmakla kalmadı.

Buna bir de “Hamas” müttefikliğini ekledi ve Hamas’ı da sahiplendi.

Hamas’ı PKK ile kıyaslayanlara da çok kızdı Erdoğan.

Hamas’ın “seçim kazanmış bir parti olduğunu” söyledi.

“Seçime giren partilerle” bir sorunu olmadığı anlaşılıyor.

O zaman Başbakan’a sormazlar mı, “kapatılan DTP’nin yerine kurulan BDP seçime giren, parlamentoda milletvekilleri olan, belediyeler kazanmış bir parti değil mi?” 

Hamas’a, “bütün terör uygulamalarını kınamazsan seninle konuşmam” demiyorsunuz da neden BDP’yle konuşmak için bu partinin mutlaka “terörü kınamasını” istiyorsunuz?

Hamas da, BDP de iki siyasi parti, neden “dışarıdaki” bir parti konusundaki tutumunuzla, “içerdeki” bir parti konusundaki tutumunuz birbirinden farklı?

Bu farklılık bir “çifte standart” yaratmıyor mu?

Güvenilirliğinizi zedelemiyor mu?

“Din” vurgulu partilere başka, Kürt vurgulu partilere başka mı davranıyorsunuz?

Dışarıda özgürlükçü, hoşgörülü, “direniş” destekçisisiniz de, içerde hiç mi “hoşgörünüz” yok?

Ayrıca, İstanbul’un kaderinin Kudüs’ün kaderine bağlı olduğunu söylemek tam ne anlama geliyor?

Başka ülkelerdeki şehirlerden de mi Türkiye sorumlu?

Kendi ülkesindeki “şehirlerin” sorunlarını çözememiş bir ülkenin, başka ülkelerin şehirlerinin kaderini kendi şehirlerinin kaderine bağlaması biraz garip kaçmıyor mu?

Kudüs’ü bizim için bu kadar önemli kılan ne, “kutsal” bir kent olması  mı?

Öyleyse Mekke’yle Medine’nin kaderi de İstanbul’un kaderine bağlanacak mı?

Türkiye ve Türkiye’nin başbakanı, bütün insani trajedilere duyarlıysa, Darfur’da yaşananların, Tamillerin başına gelenlerin de Türkiye’nin gündemine girmesi gerekmez mi?

Gazze’deki ablukaya karşı çıkmak çok doğru, çok haklı bir davranıştı  ama işi Gazze’den Hamas’a, Kudüs’e kaydırmaya başladığınızda sorularla karşılaşmanız kaçınılmazdır ve bunlara mantıklı cevaplar veremezsiniz.

Gazze’deki ablukayı kınamanızı, o ablukanın kalkması için uğraşmanızı  herkes saygıyla karşılar ama Kürt sorununu çözmeden önce Filistin sorununu çözmeye kalkarsanız, “önce kendi vatandaşlarının dertlerine derman ol” derler.

Ama beni en çok şaşırtan, Başbakan’ın “çocuklar” konusundaki duyarlılığının “içerde” eksilmesi.

O küçücük Ceylan bir mezrada askerî bir bombayla parçalanarak öldüğünde ailesine bir telefon edip başsağlığı dilemediniz.

Filistinli çocukların çektiği acılar konusunda ne kadar duyarlı  olduğunuzu biliyoruz ama aynı duyarlılığı kendi ülkenizdeki bir Kürt çocuğuna göstermediğinizde, duyarlılığınız “politika”  kokmaya başlamaz mı?

Neden Ceylan’ın ailesinin acısını paylaşmadınız?

Kürt olduğu için mi?

Türk Ordusu’na ait bir bombayla parçalandığı için mi?

Filistinli olmadığı için mi?

Önceki gün on yaşındaki Diren şehir içinde inanılmaz süratle giden bir polis panzerinin altında kalarak öldü.

Ailesini aradınız mı?

Bir başsağlığı  dilediniz mi?

Başka çocuklar da ölmesin diye, Güneydoğu şehitlerinin sokaklarında cehennem hızıyla dolaşan polis araçlarına yavaşlamaları ya da güzergâhlarını  değiştirmeleri için emir verdiniz mi?

Ceylan’ın, Diren’in, onlar gibi nice Kürt çocuğunun ölümü sizin içinizi sızlatmıyor mu?

İnsanların acılarına, kederlerine, sorunlarına duyarlı olmak, o insanlar için çareler aramak çok “saygıdeğer” bir davranıştır ama tek bir şartla...

Bütün insanlara, dinlerine, ırklarına bakmadan aynı şefkati gösterdiğiniz zaman.

Kürt çocukları  için üzülmez de sadece Filistinli çocuklar için üzülürseniz, o insanca duyarlılığın içi boşalır ve kof bir politikaya döner.

Hakkı, hukuku, acı çeken insanları sadece Ortadoğu’da değil Türkiye’de de savunun...

Savunun ki Kürt çocukları da Filistinli çocuklar kadar güvenebilsinler size.

Ahmet Altan

ahmetaltan111@gmail.com

DİĞER YAZILARI Kot Gömlek Kombini 01-01-1970 03:00 Yüzük Dünyası 01-01-1970 03:00 Biotin 01-01-1970 03:00 Düğünden Geriye Kalan O Muhteşem Fotoğraflar 01-01-1970 03:00 Koçali barajı, yaşam alanları ve çevremiz için bir yıkımdır! 01-01-1970 03:00 Pensilvanya’yı bırakın çelikhan yoluna bakın! 01-01-1970 03:00 Şu çelikhan yolunada bir el atarmısın! 01-01-1970 03:00 Ramazan Gökay'dan 01-01-1970 03:00 Manidar Karşılama 01-01-1970 03:00 Ustalık Dönemi Ha(1) 01-01-1970 03:00 Aşkın yalan olduğunu söylemediler 01-01-1970 03:00 Sana mucizem diyemedim...!!! 01-01-1970 03:00 Küçüğüm...!!! 01-01-1970 03:00 Keşke bizde aşkı becerebilseydik...!!! 01-01-1970 03:00 Yalnızlığın Ne Demek Olduğunu Bilir Misin 01-01-1970 03:00 Sevdamın Sessizliği 01-01-1970 03:00 Uzaktan Sevdim 01-01-1970 03:00 Olacağı buydu. 01-01-1970 03:00 Çelikhan'ın Gidişine Göz Yummuyor muyuz? 01-01-1970 03:00 Allah’a Bağlıyız 01-01-1970 03:00 Sayın Başkan Hodri Meydan! 01-01-1970 03:00 Suçlu sistem mi? Biz mi? 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 7 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 6 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 5 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 4 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 3 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 2 01-01-1970 03:00 Çelikhan diye bir yer 1 01-01-1970 03:00 Açılım 01-01-1970 03:00 Şevket köse…. Sen çok yaşa… 01-01-1970 03:00 Tabutta Röveşata 01-01-1970 03:00 Doğrunun Doğrusu 01-01-1970 03:00 Erdoğan’ı dinlerken Demirel’i cuntacıları anımsadım 01-01-1970 03:00 Demokratik açılım mı ? 01-01-1970 03:00 Sevinebiliriz. 01-01-1970 03:00 CHP’de kimin hesabı tutacak? 01-01-1970 03:00 Tütünümüz Karanfil Kokar 01-01-1970 03:00 Çelikhan Anlaşılmak İstiyor 01-01-1970 03:00 Dönüşüm(Değişim) 01-01-1970 03:00 Toprak Herşeyimiz 01-01-1970 03:00 Reşat Nuri Güntekin: Acımak 01-01-1970 03:00 Simyacı’ya Farklı Bir Bakış 01-01-1970 03:00 Çılgın Bir Roman 01-01-1970 03:00 Mavi Saçlı Kız 01-01-1970 03:00