Röportaj
Giriş Tarihi : 14-02-2012 18:54   Güncelleme : 14-02-2012 18:54

“Adıyaman’ın Taşı Toprağı Para Ama Biz Kullanmıyoruz”

Sitemiz yazarı M.Emin Danış'ın Ticaret odası Başkanı uslu ile yaptığı röportaj

“Adıyaman’ın Taşı Toprağı Para Ama Biz Kullanmıyoruz”

ATSO Başkanı Mustafa Uslu;

 “Adıyaman’ın Taşı Toprağı Para Ama Biz Kullanmıyoruz”

 

Şubat ayı içerisinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanması gereken “yeni Teşvik Paketi öncesi Adıyaman’ın sorun ve beklentilerini iletmek üzere Ankara’da Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı ziyaret eden heyette Adıyaman’ı anlatan” Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Uslu’yla konuştum.

 

Bakan Çağlayan’a Adıyaman’ın ekonomik açıdan haksız bir rekabetle karşı karşıya olduğunu özetleyen Mustafa Uslu; “Dilimin döndüğünce Adıyaman’ın durumunu ve beklentilerini sıraladım. Dünyanın gözü önünde önemli bir yere sahip olan Atatürk Barajımıza 70 yerleşim birimini verdiği halde devletten umduğu desteği bulamayan Adıyaman’ın yaşadığı mağduriyeti anlattık. Bunun karşılığını alabilmemiz için öncelikle sulanabilir arazilerimizin sulanması için gerekenlerin yapılması gerektiğinin altını çizdim. Örnek olarak Şanlıurfa’da pamuk üretimi yapan çiftçimizin dönüm başına maliyetinin 30 lira, Adıyaman’da aynı üretimin dönüm başına maliyetinin 120 lira olduğunu hatırlatarak bu farklılığın giderilmesi gerektiğini talep ettik” dedi.

 

Yaşanan sorunun bölgeler arasındaki gelişmişlik farkından kaynaklandığını özetleyen Mustafa Uslu; “Yatırımları kapsayacak, eski yatırımları kapsamayacak ama Sayın Bakan eski yatırımlar için de ayrı bir takım çalışma içerisinde olduklarını ve bunu da yakında açıklayacaklarını ifade etti. Kısacası sektörel ve yöresel bazdaki teşvik sistemi devam ediyor ama bu sefer iller sosyo-ekonomik değerleriyle ele alınacak, her il olması gereken yerde olacak. Birkaç gün önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen ataması oldu. Herkes ekrana gözünü dikiyor, Şırnak çıkıyorsa ağlıyor, batı illeri çıkarsa gülüyor, Türkiye’de bunu ortadan kaldırmamız lazım. Çanakkale Savaşında herkes, doğulusu-batılısıyla, güneylisi-kuzeylisiyle çarpışmışsa, yan yana yatıyorsa, günümüzde yaşadığımız bu farkı ortadan kaldırmamız lazım. Çocukluğumdan beri ‘şark hizmeti’ diye bir şey var, böyle bir şey olamaz. Sigorta poliçesi yapacaksınız, sigortacı Türkiye haritasının üzerine cetveli koyuyor, acenteye “bu tarafın sigortasını yapma veya üç katını iste” diyor. Böyle bir şey olamaz. Bu hükümetin yapması gereken Şırnak’la Edirne’yi aynı kefeye koymaktır” diye konuştu.

 

 

Adıyaman’ı ilgilendiren önemli konularda yaşanan gelişmeleri kapsayan bu röportaj şöyle:

 

 

Mehmet Emin DANIŞ: Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı ziyaret ettiniz ve beklentilerinizi sıraladınız, o da size özetle “Adıyaman’ın hak ettiği yerde” olacağına dair garanti verdi. Peki, bu “hak ettiği yerde” olmak sözünden ne anlıyoruz? Kanunda Adıyaman için ne var?

Mustafa USLU: Kesin olan bir şey var, net olarak şunu anlıyoruz ki Adıyaman geçmiş dönemde yaşadığı mağduriyetini yaşamayacak. Bildiğiniz gibi Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız ve sivil toplum temsilcilerimizle birlikte Sayın Bakanımızla görüştük. Bu görüşmeye iki Milletvekilimiz de iştirak ettiler. Milletvekillerimiz konuyla ilgili giriş yaptıktan sonra bu işin mutfağında olan bir kişi sıfatıyla sözü bana bıraktı. Ben de dilimin döndüğünce Adıyaman’ın durumunu ve beklentilerini sıraladım. Dünyanın gözü önünde önemli bir yere sahip olan Atatürk Barajımıza 70 yerleşim birimini verdiği halde devletten umduğu desteği bulamayan Adıyaman’ın yaşadığı mağduriyeti anlattık. Bunun karşılığını alabilmemiz için öncelikle sulanabilir arazilerimizin sulanması için gerekenlerin yapılması gerektiğinin altını çizdim. Örnek olarak Şanlıurfa’da pamuk üretimi yapan çiftçimizin dönüm başına maliyetinin 30 lira, Adıyaman’da aynı üretimin dönüm başına maliyetinin 120 lira olduğunu hatırlatarak bu farklılığın giderilmesi gerektiğini talep ettik.

 

ADIYAMAN VE GAZİANTEP AYNI YERDE DEĞİL

E. DANIŞ: Sayın Bakana anlattığınız diğer sıkıntılar nelerdi?

M. USLU: Organize Sanayi Bölgesinde yaşadığımız sıkıntılar, Adıyaman’a Devlet Demir Yollarının gelmesi gerektiği gibi konuları da sıraladım. Özetle, ‘biz kimsenin hakkı olan bir şeyin bize verilmesini istemiyoruz, ama bizim hakkımız olan bir şeyin de başkasına verilmesini istemiyoruz’ dedik. Sayın Bakan da ‘şunu net olarak belirteyim ki Adıyaman, Gaziantep’le aynı yerde olmayacak’ dedi. Bu da bizim için çok önemliydi. Bir kere, teşviki doğru tanımlamak gerek. Teşvikte amaç iller arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmaktır. Örneğin İpekyolu Kalkınma Ajansında Gaziantep ve Kilis’le aynı bölgedeyiz. Orada dağıtılan para nüfusa göre dağıtılırsa, bu iller arasındaki uçurumu daha da açar. Ayrıca önemli bir konu daha var; Her ne kadar il olarak sakin bir durumda olsak da Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir sıkıntı var ve Adıyaman da bu sıkıntılı bölgenin içerisindedir. Bu durumda olmamız da bizim için, sanayici ve ticaret yapan herkes için çok büyük bir dezavantaj. Mesela ben Bingöl’de bir yatırım yaptığımı hatırlattım. Bingöl’de getirdiğimiz taşeronların araçlarını kasko şirketlerine sigortalatamadık. Bu araçları çalıştırabilmek için kendi firmamızdan araçların fiyatını iki katını teminat olarak biz karşılıyoruz. Sayın Bakanımız da bu anlattıklarımızı bildiklerini ifade ederek, durumu kabullendi. Bu bölgeye has bir teşvik paketi çıkması gerektiğine inandığımızı söyledik. Önceki teşvik paketinde bizim mağduriyetimizin sebebi Gaziantep’in ikide olması gereken üçe, bizim de dörtte olmamız gerekirken Gaziantep’le aynı yere getirdiler. Sayın Bakan da bu sefer illerin sosyo-ekonomik değerlerini baz aldıklarını söyledi. Bu da Adıyaman ve Gaziantep aynı yerde değil anlamına geliyor.

E. DANIŞ: Kısacası, dönüşte “yeni paketten umutluyuz” dediniz, halkın anlayacağı diller, Adıyaman’a ne çıkacak, sabit ve somut değer açısından neyi elde etmiş oluyoruz?

M. USLU: Öncelikle şunun anlaşılması gerekir. Mevcut teşvikin içerisi dolu değil. Bu sorunun cevabını net olarak verebilmek için örnekler vermek gerekiyor. Mesela Sayın Bakanımıza bunun içerisinde enerji desteği olacak mı diye sorduk, “hayır” dedi.

 

STRATEJİK YATIRIMLARA HER İLDE TEŞVİK VERİLECEK

E. DANIŞ: O zaman yine beklediğimizi bulamayacağız mı diyoruz?

M. USLU: Yani beklediğimiz yok derken, Türkiye’nin beklediği yok. Bu pakette normalde olan şeyler çıkacak. Yani yine vergi muafiyeti olacak, SSK İşveren Payını devlet ödeyecek, vergi istisnası olacak, zaten eskiden de vardı, bir de bunlar yeni yatırımları kapsayacak, eski yatırımları kapsamayacak ama Sayın Bakan eski yatırımlar için de ayrı bir takım çalışma içerisinde olduklarını ve bunu da yakında açıklayacaklarını ifade etti. Kısacası sektörel ve yöresel bazdaki teşvik sistemi devam ediyor ama bu sefer iller sosyo-ekonomik değerleriyle ele alınacak, her il olması gereken yerde olacak. Bizim için çok önemli bir şey var, Sayın Bakan, “stratejik yatırımlar var, bu stratejik yatırımlar hangi ilde yapılırsa yapılsın teşvik alacak” dedi.

 

KATMA DEĞER GETİREN KALICI YATIRIM BİZE LAZIM

E. DANIŞ: Stratejik yatırım deyince neyi anlıyoruz?

M. USLU: Biliyorsunuz ki Türkiye’nin en büyük sıkıntısı cari açıktır. Tamam, bir nebze olsun işsizlik oranları düşüyor, ekonomimiz iyi gidiyor ama önümüzdeki en büyük sıkıntı cari açık.

E. DANIŞ: Sıcak para sorunumu var?

M. USLU: Hayır, Anadolu’da meşhur bir atasözü var, “elin atıyla daima yaya kalırsın”, bu atasözünden anlayacağımız gibi, sıcak para çözüm değil, sıcak para ağrı kesicidir. Burada faizler yüksek olur, gelir burada seni sömürür, sonra başka yerde daha iyi bir imkân bulur çeker oraya gider. Yani sıcak para dediğimiz yürüyen paradır, bize yürüyen değil gömülen para lazım. Hem istihdam, hem de katma değer getiren kalıcı yatırım bize lazım. Mesela biz beyaz eşya ihraç eden en iyi ülkeler arasındayız ama beyaz eşyanın parçalarının yüzde 80’ini dışarıdan ithal ediyoruz, biz sadece monte ediyoruz. İhraç ettiğimiz kalemin kilosu yıllık ortalama kilosu 1.20 dolara geliyor ama Japonya’nın, Almanya’nınki 3.80 doları buluyor, bir başka örnek daha vereyim, bizim cari açığın en önemli faktörlerinden birisi enerjidir. Sadece enerjiden dolayı 2011 yılında 54 milyar dolar cari açığa etki olmuş. Enerjide dışa bağımlıyız, bu çok önemli. Ülkenin kalınması, Adıyaman’ın kalkınması, işsizliğin düşmesi için, fert başına düşen milli gelirin artması için yapmamız gereken bir şey var, ithalatı ihracatın altına düşürmeliyiz. Ha ev yönetmişsin, ha ülke, yapılması gereken ihracatı arttırmak, ithalatı düşürmektir.

 

SSK PRİMİ DESTEĞİNDEN DAHA FAZLA İŞVEREN YARARLANSIN

E. DANIŞ: Teşvikten sadece sanayici mi faydalanacak, esnaf veya tüccarlar da faydalanabilecek mi? Mesela işsizlik oranını düşürmek adına belirli sayıda işçi çalıştıranlar sanayicilerin SSK priminin devlet tarafından ödenmesi durumu var, bu diğer ticaret erbabı veya esnafları da kapsayacak mı? Desteklerden faydalanmak için belirlenen çalıştırılan işçi sayısında değişiklik yapılacak mı?

M. USLU: Şu anda revize edilen teşvik paketinin içeriğini tam olarak bilmiyoruz. Sayın Bakan bize içeriğini tam açmadı, detayları Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağını ifade etti. Burada bildiğimiz kadarıyla 10 kişinin üzerinde işçi çalıştıranlar bu destekten yararlanacak ama bizim arzumuz iş yapan herkes, istihdam ettiği kişi sayısına göre yararlansın. SSK primi desteğinden daha fazla işveren yararlansın.

 

YATIRIMCI KÂRI NEREDE VARSA ORAYA GİDER

E. DANIŞ: Diyelim ki, umduğumuz şekilde bir paket çıktı ve Adıyaman istediğimiz yerde değerlendirildi; Adıyaman’da önümüzdeki aylarda ne gibi bir gelişim, değişim olacak?

M. USLU: Öncelikle şunu algılamamız lazım. Teşvik paketi çıktıktan sonra hemen Adıyaman’da atağa geçeriz gibi bir hayalperestlik içerisine girmememiz lazım. Eğer bu pakette istediğimiz bir yerde olursak, hem dışarıdaki Adıyamanlılardan hem de diğer yatırımcılardan buraya yönelmeyi sağlamamız mümkün olarak ama bunun cazip hale getirilmesi lazım. Yatırımcı yörük gibidir; Yörükler sütünü, peynirini nerede iyi yapabilecekse, nerede yeşil bir ot varsa, nerede bahar varsa kazığını oraya çakar. Otlar kuruyunca da gider. Yatırımcı kârı nerede varsa oraya gider. İşte bu açıdan diyoruz ki, bu sıkıntılı bölgeler sıfır teşvik olsun. Bakın birkaç gün önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen ataması oldu. Herkes ekrana gözünü dikiyor, Şırnak çıkıyorsa ağlıyor, batı illeri çıkarsa gülüyor, Türkiye’de bunu ortadan kaldırmamız lazım. Çanakkale Savaşında herkes, doğulusu-batılısıyla, güneylisi-kuzeylisiyle çarpışmışsa, yan yana yatıyorsa, günümüzde yaşadığımız bu farkı ortadan kaldırmamız lazım. Çocukluğumdan beri “şark hizmeti” diye bir şey var, böyle bir şey olamaz. Sigorta poliçesi yapacaksınız, sigortacı Türkiye haritasının üzerine cetveli koyuyor, acenteye “bu tarafın sigortasını yapma veya üç katını iste” diyor. Böyle bir şey olamaz. Bu hükümetin yapması gereken Şırnak’la Edirne’yi aynı kefeye koymaktır.

 

ŞU ANDA BEKLEYEN 25 YATIRIMCI VAR

E. DANIŞ: Sayın Uslu, son günlerde Adıyaman’da bir haber bombardımanı yapıldı. Yeni Teşvik Paketi’yle ilgili beklentilerimizin olması durumunda bir atağa geçileceği şeklinde bir imaj belirdi, ancak şehir merkezinde 2. Organize Sanayi Bölgesi eksiğimiz var, demiryolu sorunumuz var, sulama sorunumuz var, ulaşımda tam istediğimiz noktada değiliz ve birçok başka eksiğimiz var. Bunca eksiğe rağmen çıkacak pakette umduğumuzu bulur muyuz, atağa geçer miyiz?

M. USLU: Az önce bu konudaki görüşümü özetledim, Sayın Bakan’a da izah ettim. Diyelim ki yeni pakette arzuladığımız yerdeyiz ve 6 ay içerisinde de herkes yatırım yapmak istedi, biz bu oluşabilecek talepleri karşılayamayacağız. Altyapımız yok. Altyapımız olmadan isterse süper teşvikin içerisinde olalım, beklediğimiz atağa yine kavuşamayız. Şu anda bekleyen 25 yatırımcı var, bunlardan birisi de benim.

E. DANIŞ: Sayın Başkan, teşvik artı ne lazım? Adıyaman’a teşvikte istediğimiz yerde olmak dışında ne yapılması lazım ki atağa geçelim?

 

DÜNYANIN MERMER REZERVİNİN YÜZDE 4’Ü ADIYAMAN’DA

M. USLU: Bizim olmazsa olmazımız teşvik paketinde yatırımcı açısından cazip bir yerde olmamızdır. İkincisi de altyapının oluşturulması.

E. DANIŞ: Altyapıdaki kastınız nedir?

M. USLU: Altyapıdaki kastım 2. Organize Sanayi Bölgesinin kurulmasıdır, müteşebbise yer gösterebilmemiz lazım. Ondan sonra yatırımcıyı buraya davet edebiliriz.

E. DANIŞ: Teşvikte istediğimiz yerde olduğumuzu ve 2. Organize Sanayi Bölgesini de kurduğumuzu düşünürsek, ilk etapta buraya yatırım yapacak birkaç isim sayabilir misiniz?

M. USLU: Bu konuda çok rahatım. Net bir şekilde ifade edeyim; Adıyaman’da faaliyet yapan iki örgü fabrikasını ben getirdim. Şu anda İstanbul’da bir Adıyamanlı hemşerimiz var, 5 bin metre yer verilebilseydi hemen kazmayı vuracak, tesisi kuracak, bu konudan Sayın Valimizin de bilgisi var. Yatırımcının dur, durağı olmaz. Mesela Adıyaman’da bir dünya hazinesi var. Dünyanın mermer rezervinin yüzde 4’ü Adıyaman’da. Bu hiçbir kente nasip olmamış bir şeydir. Sayın Bakan’a da izah ettim. Biz şu anda günde 100 TIR mermeri Uzak Doğu ülkelerine gönderiyoruz. Bu bize yetmiyor, bu mermeri işlememiz ve mamul hale getirmemiz lazım. Bu vesileyle kurulacak atölyeler, işletmeler istihdama katkı verecek, çeşitli sektörler bu sayede yeni girdiler kazanacak.

E. DANIŞ: O halde, bu röportajın başlığında “Adıyaman’ın taşı toprağı para ama biz kullanmıyoruz” diyebilir miyiz?

M. USLU: Adıyaman’ın taşı toprağı para ama biz farkında değiliz. Bunu iyi kullanırsak Adıyaman’ın sorunu kalmaz. Bakın tekrar söylüyorum dünyadaki mermer rezervinin yüzde 4’ü, Türkiye’nin de yüzde 10’u Adıyaman’da. Malatya’ya kadar olan dağlarımızın altı mermer dolu, hem de çok kaliteli bir mermer, bunu iyi değerlendirmemiz lazım.

 

2. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİYLE İLGİLİ “OLUR” ALDIK

E. DANIŞ: Programınızda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat Ergün beyle görüşme de vardı. Sayın Bakandan şehir merkezinde yapılması düşünülen 2. Organize Sanayi Bölgesi hususunda destek isteyecektiniz. Bu görüşme ne oldu?

M. USLU: Sayın Nihat Ergün beyle bu defa görüşemedik. Ama daha önce Milletvekilimiz Sayın Murtaza Yetiş’le birlikte gitmiştik. Kendisiyle görüşememiştik, yardımcısıyla ve bürokratlarıyla görüşmüştük. Bu görüşmeden bir hafta sonra 2. Organize Sanayi Bölgesiyle ilgili “olur” aldık ve bu konuyla ilgili “resmi başvurunuzu yapın” denildi. Onunla ilgili bir dosya yaptık, talebimizi resmen dile getirdik ve bu gidişimizde talep içeren dosyamızı Milletvekilimiz Murtaza beye verdim, o da dosyayı kendilerine iletmiştir. İnşallah, en kısa zamanda bir heyet gönderecekler, 3 tane alternatif yer göstereceğiz, uygun görülen yerle ilgili kamulaştırmaya gidilecektir.

 

BAZILARI NEREDEYSE “IRGAT KENTİ” DİYE TESCİLE BAŞVURACAK

E. DANIŞ: Sanayicilerimizin bir önemli sorunu da var, bu konuda bir açıklamanız da olmuştu. “İşçi arıyoruz, bulamıyoruz” demiştiniz, bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

M. USLU: Bu sadece Adıyaman’ın sıkıntısı değil, Türkiye’nin sıkıntısı. Dünyada herkesin ağa olacağı bir kaide yok, herkes sanayici, iş adamı da olamaz… Kimileri işçi olacak, kimileri de işveren. Dünyanın doğası budur ve bunun aksi olamaz. Ben tarladan gelen, tarlada çalışarak bu günlere ulaşan birisi olarak onların sıkıntısını da biliyorum. Patates mevsiminde bakıyoruz, Niğde’ye patatese gidenlerin hepsi neredeyse Adıyamanlı, Kayısı zamanı Malatya’ya gidenlerin hepsi Adıyamanlı. Bazıları neredeyse “Irgat Kenti” diye tescile başvuracak. Doğrudur bu işlerde çalışanımız var, ırgatçılık ayıp bir şey değildir. Namusuyla, şerefiyle çalışan insanın ayağının altı öpülür, ben de pamuk toplamaya giden bir insanım ama niye kapımızın önünde çalışmıyoruz?

 

ADIYAMAN’DAKİ İŞSİZLER İŞ BEĞENMİYOR

E. DANIŞ: Bunun sebebi Adıyaman’da ve Türkiye’de fazla dağıtılan sosyal yardımlar olabilir mi?

M. USLU: Önce şunu söylemek isterim, Adıyaman’da işsizlik vardır, son zamanlarda kısmen azaldıysa da bu böyle ama Adıyaman’daki işsizler iş beğenmiyor. Bütün sanayicilere gidin, başvuruların yüzde 80’i güvenlikçilik içindir.

E. DANIŞ: Yeşil Kart ve diğer sosyal yardımları topladığımız zaman ortalama olarak asgari ücretin üzerinde bir rakam çıkıyor. Bu yardımlardan faydalanan kişiler de “işe girersem bu gelir ve imkândan yoksun olacağım” düşüncesine kapılıyor olabilir, bu nedenle de işe gitmiyor, yani resmi anlamda işe girmek işlerine gelmiyor… Bu imkânları kaybetmektense resmi anlamda işsiz kalırım, işe girmem anlayışından bahsediyorum.

M. USLU: Onun da payı vardır ama devlet açısından bakarsak da sosyal devlet olarak fakir-fukaraya bakma zorunluluğu var. Bu dediğiniz de bir etkendir ama yüzde kaç etkendir derseniz ben bilemem.

E. DANIŞ: Bu konuda sizin başka bir düşünceniz, öneriniz var mı? Yani “devlet şunu şöyle yaparsa sorun çözülür” gibisinden bir öneri?

M. USLU: Bizim devlete bu sosyal yardımları kesin gibi bir öneride bulunmamız olamaz, bu vicdanen de ahlaken de uygun bir teklif olamaz. Ben asla böyle bir söylemem. Devlet muhtaç insanlarına bakmakla yükümlüdür, sosyal devlet anlayışında bu vardır. Zaten bunu yapıyor ama biraz da bu insanların yaşam standardını yükseltmeye yönelik çalışma yapılmalıdır. İnsanların çalışması ve daha rahat bir ortamda refah içerisinde yaşamaya yönlendirilmesi için bir çaba içerisinde olmalıyız. İnsanları çalışmaya özendirmemiz lazım.

E. DANIŞ: Adıyaman’ın turizmle ilgili sıkıntıları da var, bu sorun da ekonomik açıdan olumsuz etkilerden birisi.

M. USLU: Sayın Danış, elbette kentteki ticaretin her dalı bizi ilgilendiriyor. Turizm bacasız bir sanayidir. Her zaman Malatya-Adıyaman polemiği dile geliyor.

 

ADIYAMAN’DA 5 YILDIZLI BİR OTEL YAPILMALI

E. DANIŞ: Son zamanlarda Şanlıurfa da bu polemiklere dâhil olmaya başladı.

M. USLU: Bu konuda iğnenin ucunu kendimize batırmamız, sonra çuvaldızı başkasına batırmamız gerekir.  Yani Adıyaman’da turizmin gelişmesi için, özellikle Nemrut Dağı turizmini şahlandırmamız için potansiyeli arttırmamız lazım. Bunun da alt yapısı, olmazsa olmazı öncelikle en az bir adet 5 yıldızlı oteli burada yapmamız ve barındırmamız lazım. Böyle bir otelimiz yokken buraya gelecek insanları nerede tutacağız? Sadece Nemrut Dağı’nı da değil, Pirin’deki mağaraların, Palanlının, Turuş’un ve sayamadığım 150’den fazla kültürel ve turistik mekânlarımızın güzergâhını standart hale getirmemiz lazım. Örneğin buradan Nemrut’a giderken Narince’de bir tane kahvaltılık yer açılsın. Biz bunları sağlamadan ‘turist niye gelmiyor’ dersek olmaz. Bakın artık turistler grup şeklinde geziyor, ferdi gezinti yapan turistlere az rastlıyoruz. Malatya’dan gelir, şehir merkezinde gezer, Şanlıurfa’ya geçer… İşte bu geçişi yapan turistlerin burada kalması için mesela şehir merkezindeki turistik yerlerin restorasyonunun yapılması gerekir. Ayrıca bence çok önemli bir değerimiz daha var. Türkiye’deki iki Sahabeden bir tanesinin Adıyaman’da yatıyor olması bizim için inanılmaz bir zenginliktir. Sahabe ziyareti çevresini düzenleyip turizme kazandırırsak ben inanıyorum ki 5 yıl içerisinde hem inanç turizmi hem de kültürel turizm açısından çok iyi bir yere geleceğiz. Bu değerlerin hepsi bacasız birer fabrika niteliğindedir.

BÜROKRASİ 50 METREDE BİR SET KOYUYOR, İSTEDİĞİMİZ HIZI YAPAMIYORUZ

E. DANIŞ: Bizler yıllarca hantal bürokrasiden şikâyetçi olduk. Şu anda bürokraside istediğimiz hıza ulaştık mı?

M. USLU: Bunu söylememiz kesinlikle mümkün değil. Bakın bu konuyla ilgili olarak yeri geldiğinde her zaman konuşmuşumdur. Sayın Başbakanımızla beraber Ukrayna’da yaptığımız gezide de söz aldım ve bu noktaya aynen değindim. “Sayın Başbakanım siz Türkiye’de duble yollar yapıyor olabilirsiniz, her ilde bir hava alanı açmış olabilirsiniz, sağlık ve eğitim gibi alanlarda yaptıklarınızı herkes biliyor ama 6 metrelik yolları 60 metrelik yollara çevirmeniz yetmiyor. Bürokrasi 50 metrede bir set koyuyor ve istediğimiz hızı yapamıyoruz, Türkiye olarak bunu aşmamız lazım.

HERKES BERBERLİĞİ BAŞIMIZDA ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYOR

E. DANIŞ: Bunda formül ne?

M. USLU: Bunun formülü siyasidir. Çözümü yapacak biz değiliz, biz ancak sorunları dile getiriyoruz. Mesela bir iş kuruyorsunuz aylarca, hele hele belediye sınırları dışında bir yerde iş yapıyorsanız uğraşa bildiğiniz kadar uğraşın. Bir de Avrupa Birliği müktesebatı işin içine giriyor ki, herkes berberliği başımızda öğrenmeye çalışıyor, derken bakıyorsunuz 3 günlük iş 6 ay sürüyor. Bürokrasi Türkiye’de yatırımcının önünü tıkayan hantal ve yanlış önemli bir faktördür.

E. DANIŞ: Adıyaman’da bürokrasiyle iş dünyası arasında uyum var mı?

M. USLU: Kendi çerçevemden baktığım zaman Adıyaman’da bürokrasiden yakındığım pek bir şey yok. Yanlışlar vardır, doğrular da vardır ama sorun yasal mevzuatlarda, yasalar çerçevesinde düzeltme yapmak lazım. İki tip bürokrat vardır; biri inisiyatifini kullanır, bir de kanun ne diyorsa onu uygular. İşte o kanun ne diyorsa uygulayan bürokrasiden kurtulmak lazım. Hele bu bir de hükümetin zıttı biriyse işi engellemeye çalışıyor, daha da farklı bir boyuta taşıyor.

ADIYAMAN’IMIZA 24 DÖNÜMLÜK ALANDA FUAR ALANI KAZANDIRDIK

E. DANIŞ: Ticaret ve Sanayi Odasının yeni binası bitmek üzere, bu konuda ne söylemek istersiniz? Açılış yakın mı?

M. USLU: Tarih belli değil ama inşallah 1.5 ay kadar sonra yeni binamızda hizmet vermeye başlayacağız. Biliyorsunuz bir de, Adıyaman’ımıza 24 dönümlük fuar alanı kazandırdık. Hava Alanı yolu üzerinde, Adıyaman-Kâhta yoluna cepheli, 24 dönüm, 24 bin metrekarelik bir alanda, tapusunu aldık. Tam tarih vermem şu anda doğru olmaz ama sanırım Mayıs veya Haziran ayında fuar alanının temelini, yeni binamızın da resmi açılışını yaparız.

E. DANIŞ: Eklemek istediğiniz son sözlerinizi alabilir miyim?

M. USLU: Son olarak daha fazla çalışmamız lazım derim. Gaziantep’te şu oldu, Kahramanmaraş’ta bu oldu demek yerine bizler daha fazla çalışmalıyız. Biz 1954’te il olmuşuz. Dünyada ekonomisini kanıtlamış bir Gaziantep’le yarışmaya kalkmamız veya yarıştırılmamız 60’la giden bir arabayla 120’yle giden bir arabanın yarışı gibi olur. Biz ‘Adıyaman’da ne yapabiliriz’ sorusunun cevabını düşünmeliyiz. Birlik ve beraberliğimizi sağlarsak üstesinden gelemeyeceğimiz şey yoktur diye düşünüyorum. Büyümenin, gelişmenin, bir yerlere gelmenin, bayrağı yükseltmenin yolu birlik ve beraberliktir.

E. DANIŞ. Bütün olumsuzluklara ve imkânsızlıklara rağmen yine de Gaziantep’le iyi güreştik gibi düşünüyorum. Sizce de böyle mi?

M. USLU: Kendi çağımızda elbette çok da kaybımız olmadı, bir şeyler de oluyor, olmadı diyemeyiz. Kısır çekişmelerin içerisinde olmamamız lazım. İlimizin menfaati adına birlik ve beraberliğimizi sağladığımız müddetçe üstesinden gelemeyeceğimiz şey yoktur. Ben buna inanıyorum.

BİR İŞE BAŞLADIĞIMDA BİTİRMEDEN DURAMAM

E. DANIŞ: Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olduktan sonra kısa bir sürede Ticaret ve Sanayi Odası’nın yeni yerini aldınız, inşaatını bitirdiniz ve yaklaşık 1.5 ay sonra açılışını yapacaksınız. Aynı zamanda da 24 bin metrekarelik bir yer aldınız. Adıyaman’da görülmemiş, aklımızdan bile geçmeyen fuar alanını Adıyaman’a kazandırdınız. Bunlar hem Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak hem de bir sanayici olarak sizin başarınız. Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz?

M. USLU: Bu başarının notunu halkımız ve üyelerimiz verecektir. Yüzde 50’de olsa kamunun ve tabi’i ki sanayicinin görevini üzerimize almışız. Sonuçta Ticaret ve Sanayi Odası bir kamu kurumudur. Bizim karnemizi halk ve elbette üyelerimiz doldurur. Biz bu geçen 3 yıl boyunca, 14 Şubat’ta 3 yıl bitiyor, inşallah ayrıca bir toplantı düzenleyip yaptığımız çalışmaların raporunun basınla ve halkımızla paylaşacağız. Benim bir yapım var, bir işe başladığımda bitirmeden duramam, durursam hasta olurum. Seçildiğim 14 Şubat 2009’da televizyonda yaptığım ilk konuşmamda da bunu ifade ettim. Dedim ki ‘az konuşacağız, çok iş yapacağız’ bunu da gerçekleştirdik. Az konuştuk, çok iş yaptık. ‘Bu takım işidir ve takımı çok çalışarak şampiyon yapacağız’ dedim, binamız da bizim kupamızdır, ‘bu kupayı dikeceğiz’ dedik, diktik, Adıyaman’a hayırlı olsun. Fuar konusuna gelince, Türkiye’de fuar alanı olmayan il hemen hemen yoktur, biz göreve geldiğimizde bu eksiği gidermeyi önceliklilerimiz arasına aldık. Kısa ve uzun vadeli programlar yaptık ve uyguluyoruz. Önümüzdeki yıllarda Adıyaman için çok proje yapmamız lazım, bütün bunlar zaman içerisinde oluyor, ha demekle olmuyor. Bunu için odaya 2-3 eleman daha aldık, İngilizceyi ana dili gibi konuşuyorlar. Odamıza iki tane araç kazandırdık. Organize Sanayi Bölgesinde bir petrol istasyonu yeri vardı, orayı Odamıza kazandırdık. 24 bin metrekarelik fuar alanın yerini 200 bin lraya aldık, 1 milyon 175 bin lira da yapımı için İpekyolu Kalkınma Ajansına proje hazırlayıp sunduk. Parası da hazır, projesi bitmek aşamasında. Yakında temelini atarız. Milletvekillerimizle, Adıyamanla ilgili sorumluluk duyan herkesle omuz omuza vereceğiz ve sorunlarımızın üstesinden gelmek üzere elimizden geleni yapacağız, geçen üç yıl içerisinde de elimizden geleni yaptığımıza inanıyoruz.

E. DANIŞ: Teşekkür ederim.

 

AdminAdmin