Eski yıllarda yaptığımız bilgilerle destekleyen Karabatak’ın o haberi
Çelikhan Çat Barajı içerisinde bulunan, tarihi ve doğal güzelliklerimizden olan Yüzen Adacıkların suyun seviyesinin geri çekilmesi ile birlikte karaya oturdu.
Torf özelliği de olan yüzen adacıklar, üç kuruş için kurban ediliyor. Torf malzemesi çekilmesinden dolayı yok olmaya doğru giden adacıkların, bir an önce korumaya alınması halinde Çelikhan’ı dünya turizmine tanıtacağı belirtiliyor.
Çelikhan Kaymakamlığının, Adıyaman Üniversitesi’yle ortak projesinin İpekyolu Kalkınma Ajansı tarafından kabul görmesi durumunda bu adacıkların korunması gerçekleşecek ve Çelikhan dünya turizmine tanıtılacaktır.
Alınan bilgiye göre, Çat Barajı içerisinde torf madeni ruhsatı alan firmalar 29 Aralık gelmeden stok yapmak için gece gündüz çalışıyor, birer birer yok ediyorlar.
İKA’nın projeyi kabulünden önce önlem alınmaması durumunda, Çelikhan’ı dünyaya tanıtacak ve eşine ender rastlanan bir güzelliğimiz elimizden kayıp gidecek.
Yüzen adacıkları torf madeni olarak gece gündüz çeken firmalar, kanun gereği madenin bulunduğu alanın
İç Burkan Bilgiler
Geçen yıl, Erzurum Atatürk Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. İhsan Bulut, Yüzen adacıklarla ilgili çalışmasını bitirip kamuoyuyla paylaşmıştı. Rapor, yüzen adacıklarla ilgili iç burkan bilgilerle doluydu.
28 Mart 2010 tarihinde Çelikhan Çat barajı üzerinde bulunan yüzen adacıkları incelemek üzere Çelikhan’a gelen Prof.Dr. İhsan Bulut, Adacıkların mutlak suretle korunması gerektiğini ve torf alan şirketlerin çevreden uzaklaştırılması gerektiğini belirtti.
Çalışma raporunu yazılı olarak yayımlayan Prof.Dr. İhsan Bulut, yapılması gerekenleri teker teker sıralamış
İşte Konuyla ilgili olarak Prof.Dr. İhsan Bulut’un raporu:
Adıyaman-Çelikhan-Çat Barajı eski bir göl çanağı iken 1997 yılından itibaren baraj gölüne dönüştürülmüş bir depresyondur. Abdülharap çukurluğu olarak bilinen bu çanak içindeki baraj gölünde, suların kabarmasıyla zemindeki bütün halindeki çayırlar ve turbalar yüzeye çıkmış, parçalanarak artan baraj yüzeyine dağılmış belki de ülkemizin ve dünyanın en büyük yüzen adalarının yok olma süreci başlamıştır. Adalar hareket ettiğinde balıkları kaçırdığı ve ağlara zarar verdiği için bu adaların DSİ tarafından sabitlenmesi gerekir.
Bu adaların sayısı yıldan yıla değişmekte, bazı yıllar üzerlerinde hayvan sürüleri otlatılmak için bırakılmakta, en büyüğünün üzerinde ise çocuklar futbol oynayabilmektedirler.
Çat barajındaki yüzen ada oluşumları doğal göl ortamlarındakinden birçok yönüyle farklıdır. Her şeyden önce bunlar eski göl çanağında tamamen karalaşmış ortalama kalınlıkları
Adalar torf alımı için tahrip edildiğinde bir daha oluşmalarına imkan bulunmamaktadır. Çünkü baraj tutulunca suyun kalitesi, sıcaklığı, besin maddeleri oranları değişmiştir. Özellikle halen su yüzeyinde bulunan karaya oturmamış veya taşınmamış adaların mutlaka kenarla bağlanması veya yaslanarak kuruması önlenmelidir. Adaların yeniden gelişeceği ve yenilerinin oluşacağı şeklindeki yaklaşımlar ve kısa süreli gelir elde etme endişesi ile tahrip edilmesine kesinlikle izin verilmemesi gerekmektedir. Çünkü insan ömrü yıllarla, doğal olayların ömrü asırlar, bin yıllar hatta milyon yıllarla ölçülmektedir.
Baraj tutulmadan önce gölün sakin su ortamında göl çanağını kaplayacak düzeyde binlerce yılda gelişmiş yüzen ada ve sazlık çayırlık alan tıpkı vadi tabanındaki tarım arazileri ve doğal çayır alanları gibi alilerce bölünmüş parseller ve mülkler halinde imiş.ada yüzlerce dönümlük bir alana sahip ve onlarca aile tarafından üzerleri biçilmek suretiyle ot temin edilen ve hayvanlar için mera olarak kullanılan önemli bir sulak alan ekosistemi, baraj inşaası sonucu ortadan kaldırılmıştır. Bunun sonuncunda bataklık florasına ve faunasına ait pekçok türün belki de endemik türün yok edilmesi sağlanmış olsa gerekir.
Ayrıca o bölgede yakılan piknik ateşi veya diğer yangın nedenleri de tıpkı diğer organik malzemelerin tutuştuğu gibi gerçekleşmektedir.
Bu nedenle adaların göl ortasında sabitlenmesi, kıyıdan bu şekilde uzaklaşarak seviye değişmelerinde kenarlarda karayla birleşmesi ve oturması önlenmiş olur. Yangın tehlikesi en aza indirilir. En önemli çözümün kuşkusuz koruma önlemleri olacağını da unutmamak gerekir.
27 Mart 2010 tarihinde yaptığımız yerinde gözlemlerimiz oluşumu için binlerce yıl gereken doğal güzelliklerin birkaç yıl gibi kısa bir sürede nasıl tahrip edildiği gerçeğini göstermiştir. Suların yükselmesiyle rüzgarın şiddeti ve hızlı sürüklemesine maruz kalarak
Adaların daha fazla tahrip olmasını ve gölde kirliliği önlemek için alınması gereken acil önlemler şu şekilde özetlenebilir.
Acilen torf alımı durdurulmalı, kenara oturanların dışında alıma kesinlikle izin verilmemelidir.
Adaların kıyıdan belli bir mesafede tutulması için
a) Adalara bağlı göl tabanına çapa atılması
b) Yükselme seviyesi düşünülerek çekik dönemlerindeki kıyı çizgisinden itibaren belirli aralıklarla 7-
c) Adaların derinliğin fazla olduğu yüksek kıyı kesimlerine sürüklenerek birbirine bağlanması hareketlerini yavaşlatacaktır.
Baraj gölündeki balık ağları sayısı ve kapasitesi ÇED raporlarına uygun olarak belirlenmesi kirlilik yaratacak boyutlara ulaştırılmamalıdır.
Siltasyonu önlemek için baraj havzasından ağaç kesimini engellemeli, akasya türünden ağaçlandırmalar ile peyzajın düzenlenmesi ve erozyonun önlenmesi sağlanmalıdır.
Etkin tanıtım kampanyaları ile adaların turizme kazandırılması, barajda su sporları, tekne turları, tekne ve yelken yarışları gibi etkinlikler ile yamaç paraşütü türünden aktivitelerinin başlatılması gerekmektedir.
Güne Bakış Haber Merkezi