https://www.celikhanhaber.com/files/uploads/user/bd44f20ee6ac130433c642094cecd336-7592cd8e187c5cd2f2ed.jpg
Erkan Altaş

ZAMANA YENİK DÜŞMEK

04-02-2024 12:18

Arşivimi karıştırırken bir arkadaşımın eski tarihli bir fotoğrafına denk geldim. Yıllar içerisindeki değişimini görünce üzüldüm. Fiziksel olarak olumsuz anlamda baya değişmişti. Gözlerindeki neşe ve umut yerini hüzün ve karamsarlığa bırakmıştı. Hassas bir kalbe sahip olduğunu bildiğim için dünyanın onu yoracağını tahmin etmiştim. Yanılmamışım. Fotoğrafı gördüğünde dilinden şu cümle döküldü: ‘’Zamana yenik düşmüşüz.’’ Cümlenin derinliğinde kaybolduk…

İçerisinde olduğumuz anın geçmediğinden çoğumuz şikâyetçiyiz, buna karşın zaman çok hızlı ilerliyor. ‘Dün gibi’ dediğimiz bir olayın üzerinden yılların geçtiğini fark ettiğimizde irkiliyoruz. Geçmiş zamandan bize kalan ise hatıralar ve onların bıraktığı izler oluyor.

Toplumsal ve bireysel olarak hayat değişiyor, dönüşüyor. Bunu kabul etmek lazım. En nihayetinde her dönemin kendine ait bir iklimi vardır. Yaşadığımız çağın iklimine direnmek zor; kırılmamak elde değil. İçtenlik duygusunu kaybediyoruz. İnsanların öncelikleri değişiyor, basitleşiyor. İyi niyetle verilen emekler bir kalemde silinebiliyor. Hemen her ilişkide menfaat ön plana çıkabiliyor. Böyle bir ortamda hassas bir kalbe sahip olanların payına ise yenilmek düşüyor; zamana yenilmek. Kaç kez yenildik, artık sayamıyoruz.

İnsanlardan yana sürekli bir beklenti içerisinde olmak elbette ki doğru değildir. Samimi değilsek samimiyet bekleyemeyiz. Kıymet görmek için kıymet bilmek gerekir. Bir çiçeği düşünelim, gerekli bakımı yaparsak rengârenk açar, yapmazsak solar gider. İnsan ilişkileri de böyledir. Uzun soluklu ilişkiler karşılıklı bir fedakârlığın ve tahammülün eseridir.

Günümüzde ciddi bir tüketim çılgınlığı var. Alışverişi kastetmiyorum. Yiyecek, içecek ve eşyalardan daha önemlisi hoş görme, ayıp örtme, alttan alma gibi kıymetli davranışları kaybediyoruz. Bu durumu daha önceki bir yazımızda ‘minnetsizlik ve tahammülsüzlük had safhada’ cümlesiyle ifade etmiştik. Sürekli kazanmak, hep en iyisi olmak tavsiye ediliyor. Bu da insanı bencilliğe ve kibre itiyor. Buna kazanırken kaybetmek diyorlardı galiba.

Zamanın ruhuna uyum sağlayamıyoruz. Şaşkınlık ve üzüntümüz bundan. Kırılıyoruz. Görünen o ki daha da kırılacağız. Yukarıda buna ‘yenilmek’ demiştik. Tesellimiz şudur ki iyi niyetli olalım, iyilikten yana olalım yenileceksek böyle yenilelim.

[email protected]