Sinan Temel’in sunumuyla başlayan Programa AGAD Başkanı İbrahim Aslan, Milli Eğitim Şube Müdürü Ali Çalışır ve basın mensupları katıldı.
Basın sektörünü cazip kılmak ve yeni isimleri basın camiasına kazandırmak amacıyla Cemiyet olarak böyle bir proje başlattıklarını ifade eden Adıyaman Faal Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan; “Bilinçli birey ve vatandaş yetiştirmek adına öğrenciler ile basını buluşturarak, onlara demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan basının bilimsel anlamda işlevlerinden olan; haber ve bilgi verme, denetim ve eleştiri, eğitim ve eğlendirme, kamuoyu oluşturma ve açıklama işlevleri konularında diyalog ortamı oluşturarak bilgilendirmeler yapmak, basının, bireyin ve toplumun gelişmesindeki önemli katkılarını göstermek; bireyin bilgi edinme, haber alma, özgürce düşünme haklarını kullanabilmesini sağlamak; Yerel ve Yaygın Basın konularında bilgiler vermek, bu konularda öğrencilerde bilinç oluşturmak ve onları istediklerinde sürece katmak ve yerel basını tanıtmak amacı panelimize başladık.
Cemiyet olarak gençlere, öğrencilere çok önem verdiklerini sosyal etkinlik çerçevesinde basın olarak eğitime yönelik çalışmaların devam edecektir” dedi.
Basın sektöründe kalifiye eleman sıkıntısı çekildiğine dikkat çeken Başkan Aslan; “Basın kuruluşları şu an kalifiye elaman aramakta. Bu açıdan düzenlediğimiz bu paneller sayesinde öğrenci kardeşlerimizin arasından yeni yetenekler çıkacağından eminim. Bu vesileyle projemize destek veren İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Hüsnü Özyeğin Anadolu Lisesi Müdürü Muharrem Aytekin’e, öğretmen arkadaşlarımıza, panele katılan öğrenci kardeşlerimize, Sinan Temel’e ve meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Güne Bakış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Naif Karabatak, Gazete, gazetecilik ve Adıyaman yerel basınının geçmiş ve bugününü anlattı.
Karabatak, “Merak, insanların doğasında var. Gazetecilikse, bu merakın açığa çıkarılmasını sağlar. Gazete olmasaydı, bizi yönetenlerin neler yaptığından veya yapmadığından habersiz olurduk. Kentimizde meydana gelen olayları bilmez, yeniliklerden haberdar olmaz, aksaklıkların neden kaynaklandığının farkına varmazdık. Gazete olmasaydı, küçük bir köyde sürülen yaşamdan farkımız kalmaz, sınırları kaldıran, insanları kaynaştıran, uzakları yakın eden haber ve yorumları okuyamazdık. Gazete olmasaydı, bakkal Ahmet amcanın kampanyasından, kasap Mehmet efendinin ürünlerinin tazeliğinden haberdar olamazdık. Gazete olmasaydı, hayal gücümüz çok daha sınırlı olabilirdi. Aslında gazete olmasaydı, yönetenlerin sorumsuzluğunun veya sorumluluğunun farkında bile olmazdık, kendi kendine sürüp giden bir yaşamımız olurdu. Gazete, bütün bunları ayağımıza kadar getiren birkaç sayfadan ibaret kâğıt parçasıdır. Kâğıt parçasına değer katansa, içinde yazılan, emek verilen, kafa patlatılan, mücadele edilen, zorluklara göğüs gerilen, hayatların ortaya konduğu, hapislerin göze alındığı, aç ve açıkta kalmayı kabullenerek yapılan haber ve yazılan yorumlardır.” dedi.
Gazeteciliği, gazeteyi ve gazetenin tarihsel geçmişini anlatan Karabatak, Adıyaman’da yerel gazetenin tarihsel geçmişini de anlattı. Adıyaman’da yerel basının tarihinde üç önemli evre olduğunu söyleyen Karabatak, “Birincisi ilk çıkışı, ikincisi 12 Eylül darbesi öncesindeki hararetli atışmaların yaşandığı dönem ve üçüncüsü ise 1 Aralık 2003’tür…” dedi.
Adıyaman’da ilk gazetenin kaymakam eliyle çıktığını da belirten Karabatak, “İlk yerel gazete, gazeteci eliyle değil, kamu görevlisi tarafından, bir başka deyişle de Adıyaman ilçesinin son kaymakamı sayın Hayrettin Kalkandelen eliyle gerçekleşmiştir. Sonra 1970’li yıllar başlar… Siyasi kavgaların basına da yansımasıyla, sağ ve sol cenahta hatırı sayılır gazeteler yayınlanır. Öyle ki, Ali Deniz, Sami Nakipoğlu, Nakip Üstün ve Mahmut Allahverdi gibi büyüklerimizin çıkardığı gazeteler, aynı zamanda siyasi atışmaların yapıldığı gazeteler olarak da bilinir. 12 Eylül darbesiyle birlikte Adıyaman’da basın da eski, ‘Kaymakam Gazetesi’ kimliğine bürünür.
Üçüncü evrenin ise Adıyaman’da Bugün Gazetesi’nin yayın hayatına başladığı tarih olan 1 Aralık 2003 olduğunu söyleyen Karabatak, “O güne kadar vasıfsız olarak yayın hayatını sürdüren, resmi ilan alan Doğuş ve Yeniyol gazetelerinin dışında Adıyaman’da Bugün Gazetesi yayın hayatına başlar ve vasfa müracaat eder. Uzun yıllardır yayın hayatını sürdüren Yeniyol ve Doğuş’un da vasfa müracaatıyla bir anda üç vasıflı gazeteye kavuşuruz… Daha sonra Güne Bakış, Adıyaman’da Olay, Adıyaman’da Gündem ve Işık gazetesinin yayın hayatına başlamasıyla vasıflı ve ilan alan gazete sayısı da yediye yükseldi. Etkili haberleri, zengin yorumlarıyla bir anda yerel basın, eski şöhretine kavuşmakta gecikmez.” dedi.
Adıyaman basını, bölgenin en güçlü ve en zengin içeriğine sahip sektörü olarak kendisine haklı bir yer edindiğini de söyleyen Karabatak, “Yazılı, görsel ve işitsel basınla birlikte gazeteci, yazar, programcı sayısı artar, meslekten ekmek yiyen geniş bir kitleyle karşı karşıya kalınır. Aynı zamanda yerel yazarların yayımladığı kitap sayısında da hatırı sayılır bir artış yaşanır. Ve Adıyaman basını, halkın gözü, kulağı ve dili olmak için, çok zor şartlar altında, kıt kanaat bir kazançla, yerelde yayın yapmanın bin bir zorluklarıyla her gün yeniden doğar, her sabah yeni bir sesle, yeni bir nefesle, yeni yorumlarla ve güncel haberlerle okuyucusuyla, izleyicisiyle, dinleyicisiyle buluşur…” dedi.
Radyoculuğun ilk kuruluşuna değinen ASU Tv Genel Müdürü Erdal Ayna Lise öğrenimini sürdürdüğü yıllarda radyoculuğa nasıl başladığını anlattı. Dünyadaki teknolojik gelişmelere Türkiye’nin biraz geç kalındığını söyleyen Ayna şunları söyledi: “Televizyonun hayatımıza girmesiyle birlikte bizler o kadar şeyler sormaya başladık ki teknoloje bizi hep uzaklaştırdı sosyal hayatımızdan. Radyo yayıncılığı çok önemliydi. Çünkü insanlar dinleyerek gelişir konuşarak iletişimini sağlarlardı. İlk iletişiminlerini de radyodan sağlamışlardır. Haberleri en uzak noktadan nasıl alabiliriz diye radyonun çok hızlı bir şekilde hayatımıza girdiği bir dönem yaşadık.İlk olarak Türkiye Radyo ve Televizyon Kurulu kuruldu yani hepimizin de çok iyi bildiği TRT. TRT kısa ve uzun vadeli olarak iki dalgadan hayatına başladı ve burada haberleri Haber ajansına taşıdı. Buradan Türkiye’ni farklı yerlerinden almış olduğu haberleri aldı ve tabi ki radyo geri planda kaldı. Ta ki ne zaman çoklu televizyon kanallarının yayın hayatına başlamasına ile birlikte TRT 1, TRT 2, sonra Türkiye’nin ilk özel televizyonu Star TV, peşinden SHOW TV, ATV sonra yüzlercesi, sonra binlercesi. Uydu yayıncılığı ortaya çıkmaya başladı. Hem karasal, hem de uydu yayıncılığı. Adıyaman’da ilk defa 1994 yılında MERCAN TV ve onun öncesinde Adıyaman Radyo ve Televizyon açıldı. Sonrasında radyolar artmaya başladı. Karasalda yayın yapan MERCAN Tv ve Uydudan yayın yapan ASU TV var Adıyaman’da. Bunlar Adıyaman için büyük bir zenginlik. MERCAN TV hepimiz için birer okul oldu. Ben ilk televizyonculuk deneyimimi MERCAN TV’de yaşadım. Radyo yayıncılığı 1993 yılında yaygınlaştı. Bende lise yıllarımda bir yandan okurken bir yandan da radyo yayıncağılı yapmaya başladım. Daha sonra arkadaşlarımız ile yapmış olduğumuz görüşmelerden sonra yeni şeyler üretmeye çalıştık. Bu vesile ile kısmet oldu ve İstanbul’a giderek orada bazı Ulasal kanallarda seslendirme yaptım. Farklı farklı film şirketlerinde dublaj yapamaya başladım. İlk ekran deneyimimi Star Tv’de yaşadım. Televizyonculuk Siperliği benim hep hayalimdi. En alt basamaktan başlayıp, en üste doğru tırmandım ve halen hayalime ulaşamadığım bir yolculuktayım. Sizlerde bu yolculuğu yaşayabilirsiniz. Sizlerinde içinizde keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneğiniz vardır. Öncelikli bunun sizin kendinizin farkına varması gerekiyor sonrasında bir Erdal Ayna, bir İbrahim Aslan, bir Naif Karabatak’da sizi keşfedecek ve şu anda bizim bulunduğumuz noktaya getireceklerdir sizleri. ”
Yaman Haber Sitesi İmtiyaz Sahibi İbrahim İnan; “İçinde yaşadığımız dijital çağ, diğer bir çok alanda olduğu gibi kitle iletişim araçlarını da yapı ve yöntem bakımından değişime zorlamaktadır. Gazeteler varoluş nedenleri olan haber verme işlevlerini geleneksel yapısının yanı sıra internet ortamında da sürdürmeye çalışan etkin bir medya ortamıdır. Yayıncılığın ekonomik boyutu düşünüldüğünde online gazeteciliğin ne kadar önemli olabileceği ortaya çıkmaktadır. Öyle ki birçok ulusal gazetelerin toplan giderlerinin sadece yüzde 40’ı haberi toplama, yazma ve kurgulamaya ayrılmaktadır. Geriye kalan basım, pazarlama ve dağıtıma gitmekte olan yüzde 60’lık giderler ise, online gazetecilik ile ortadan kalkmaktadır. Bu çalışmada bir kitle iletişim aracı olan gazeteciliğin ‘dijital devrim’ yoluyla online gazeteciliğe dönüşümü ele alınmaktadır” dedi.
Sanal gazetelerin ilk uygulamaları öncelikle ABD’de ortaya çıktığını belirten İnan; “Ülkemizde internet uygulamaların başlangıç tarihini 1994 olarak verebiliriz. Ancak bu yılda ve ardından gelen iki yıllık süreç içinde kullanılın dil ağırlıklı olarak Türkçe olmadığından internetin sunduğu olanaklar sadece İngilizce bilen okurlara ulaşmaktaydı. Türkçe dilinin de yavaş yavaş internet ortamında kabul görmesiyle 1995 yılının ortalarından itibaren ülkemizde varolan geleneksel gazete ve dergilerin web ortamında yayın hazırlıklarına başladığını görmekteyiz. Türkiye’de internet ortamını kullanarak, geleneksel basından online yayıncılığa ilk adımı Temmuz 1995 yılında Aktüel Dergisi atmıştır. İnternette gazetecilik uygulaması ve genel olarak interneti bir medya ortamı olarak kabul ederek, bu alanı doğrudan ya da dolaylı biçimde kapsayacağı öngörülen, ülkemizdeki yasal çerçeveyi ise başlıklar halinde şu şekilde sıralayabiliriz; Bunlar 5680 sayılı Basın Kanunu, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların kuruluş ve yayınları hakkında kanun, 765 sayılı Türk
Ceza kanunu, 743 sayılı Türk Medeni Kanunu ile 818 sayılı Borçlar Kanunudur. İnternet ile ilgili konular içinde yer alan ve online gazeteciliği yakından ilgilendiren, yasal olarak henüz çözüme kavuşturulmamış ve üzerinde çalışmalar devan eden bir sorun telif haklarıdır” dedi.
İnternet gazeteciliği sadece teknoloji tabanlı yeni özelliklerin basit toplamının geleneksel gazeteciliğe eklenmesi olmadığının altını çizen İnan; “bir haber sitesinin etkileşimli veya tartışma sitesi olarak internet gazetesine dönüşümü için teknolojiyi etkin kullanıma sokarak zengin çoklu ortam olanakları ile donatılmış içeriğin elde edilmesinin yanı sıra haber merkezlerinin de genel gazetecilik kültürünün parçası olan değerler, amaçlar ve standartları da kapsayacak şekilde bütünsel bir değişimi başlatmış olması gerekmektedir. Geleneksel gazetecilik alışkanlıklarıyla internet ortamında online gazetecilik yapmak dijital çağda mümkün olmayacaktır. Bu yeni gazetecilik kültürünün yaşatılması ve tanıtılmasının, günümüz online gazete uğraşı içinde olan muhabirler, editörler, araştırmacılar tarafından henüz yeterince önemsenmediği görülmektedir. Ayrıca önemi sözel olarak dile getirilen fakat uygulamaya geldiğinde, ‘biz yazarız siz okursunuz’ cümlesiyle ifade edilen çelişki oluşturduğu aşikardır. Online gazetecilere düşen görev ise gazetecilik mesleğini standartlarına yükseltmek ve sürekli gelişmelerle kendini yenilemektir. Bunun yanı sıra olabilecek etki dışı her türlü olumsuzluklardan kaçınılması ve online gazeteciliğin gelecekteki, konumu açısından da önemli olacaktır.
Adıyaman Faal Gazeteciler Cemiyeti’nin başlatmış olduğu projeden büyük mutluluk duyduklarını belirten Milli Eğitim Şube Müdürü Ali Çalışır; “Basın olmazsa olmazlarımız arasındadır. O nedenle ilimiz basınının geldiği nokta bizleri çok sevindirmektedir. Basın günlük yaşamımızın bir parçasıdır. Basın mesleği özveri ve zahmet gerektiren bir meslektir. Bu vesileyle ilimiz basın mensuplarına ve kuruluşlarına hizmetlerinden dolayı kutluyor, Adıyaman Faal Gazetecileri Cemiyetine ve üyelerine teşekkür ediyorum” dedi.
Program sonunda Adıyaman Faal Gazetecileri Cemiyeti tarafından öğrencilere kitap, futbol topu ve voleybol topu hediye edilirken, okul müdürü Muharrem Aytekin, Adıyaman Faal Gazetecileri Cemiyetine etkinliklerinden dolayı teşekkür etti.
