Dün itibariyle huzur kenti olarak bilinen Adıyaman’ımızda ve Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde hepimizi derin bir üzüntüye boğan iki elim terör olayı yaşanmış ve yine hain eller tarafından bu ülkenin çocukları yetim ve öksüz bırakılmıştır. Huzurlu bir bayram ertesi ülkemizin huzurunu bozmayı hedefleyen bu terörü şiddetle kınıyoruz, lanetliyoruz. Hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyoruz. Yaşadığımız bu elim ve vahim olayların sorumlularının en kısa sürede bulunup cezasız bırakılmayacağına olan inancımızı korumak istiyoruz.
Terör, zulümdür ve kimden, nereden gelirse gelsin kınanmalıdır. Sahnelenen bu oyunun, tüm ülkemizin huzur ortamını, Ortadoğu’nun barışını hedef aldığı ortadadır. Ülkemize yönelik bu tür provokasyonlarla defalarca karşılaşmış olan milletimiz, dün olduğu gibi bugün de bunların üstesinden gelebilecek kudrettedir. Milletimiz, engin sağduyusuyla birlik ve beraberliğini bozacak oyunlara gelmeyecektir.Bugün küresel bir senaryoyla karşı karşıyayız. Bu senaryoda rol alan aktörleri iyi tanıyor ve uyarıyoruz: Amacınıza asla ulaşamayacaksınız. Basiret sahibi bu millet size bu fırsatı vermeyecek ve oyununuzu bozacaktır.
Huzur kenti Adıyaman’ımızda yaşanan ve bir askerimizin şehadetine varan, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 32 vatandaşımızın ölümüne yol açan saldırıların Türkiye’nin huzuruna kastettiğini, failleri görünürde farklı olsalar bile aynı hain eller tarafından yönlendirildiği apaçık ortadadır. Her iki saldırının aynı gün ve birbirini takip eden zaman dilimlerinde meydana gelmiş olması kaygı verici olmakla beraber Türkiye’de yıllardır birlik ve beraberliğimize kasteden terörden beslenen yerli yabancı odakların varlıklarını devam ettirme çabalarını sürdürdüklerini göstermektedir.
Bu terör olayları ile hedeflenen siyasi emel Ortadoğu’da gün geçtikçe politik ağırlığını hissettiren Türkiye’yi hükümet kurma çabalarını sürdürdüğü bu dönemde zayıf göstermek, kardeşliğimizi pekiştirecek çözüm sürecini sabote etmek ve anarşik grupların ülkemizde mevzilenmesine imkan sağlayacak ortamı hazırlamaktır.
Terör olayları sonrasında yapılan birtakım açıklamalar, maksadını aşan ve teröre destek niteliği taşıyan halkın kendi güvenliğini kendisinin sağlamasına yönelik çağrılar art niyetli olup, durumdan vazife çıkaran her iki terör olayının da aynı karanlık odaklar tarafından gerçekleştirildiğini gösteren açıklamalardır. Bilinçsizce ve öfke ile yapılan açıklamaların tahrik etmekten öteye gitmeyeceğini ve milli birlik ve beraberliğimizi zedelemekten başka bir sonuç vermeyeceğini hatırlatıyor, bu ve benzeri açıklamaları yapan sivil toplum kuruluşlarını itidalli ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Memur Sen ailesi olarak halkımızın sağduyusuna güveniyor bu türden açıklamalara prim vermeyeceğine inanıyoruz. Bugün suçlama değil, sorumluluk alma; yalan ve iftiraya sarılarak senaryoda rol alma değil, birlik olarak oyunu bozma vaktidir. Milletimize düşen görev sağduyulu olmak, terör örgütlerinin ve onları kurgulayan oyun kurucuların tuzağına düşmemektir.Daha önce yaşadığı ve yaşattığı medeniyetin köklerini damarlarında hala hisseden, inancın ve zaferin sembolü haline gelmiş olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun her renkten, her dinden, her mezhepten, her ırktan mensubu olan bu halk sağduyusunu koruyarak bugün yaşadığı zorluğu da atlatacak, karanlık ve hain ellere bir kere daha “dur” diyecektir. Bu halka olan inancımız sağlam ve tamdır.
Memur Sen Çelikhan temsilciliği olarak, kimden gelirse gelsin, zalimin karşısında, mazlum ve mağdurun yanında olduğumuzu ifade ediyor; saldırıları gerçekleştirenleri lanetliyor, kaybettiğimiz askerimizin ve vatandaşlarımızın ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.