Sivil Toplum
Giriş Tarihi : 29-03-2015 19:32   Güncelleme : 29-03-2015 19:32

“Su, tüm canlıların ve insanların yaşam kaynağıdır ve ortak kamusal varlığımızdır”

Tema vakfı adıyaman il temsilcisi dr. Ahmet çelik:“Su, tüm canlıların ve insanların yaşam kaynağıdır ve ortak kamusal varlığımızdır”

“Su, tüm canlıların ve insanların yaşam kaynağıdır ve ortak kamusal varlığımızdır”

22- 27 Mart Dünya Su Günü nedeniyle açıklamada bulunan Tema Vakfı Adıyaman İl Temsilcisi Dr. Ahmet ÇELİK şunları söyledi: “Su varlıklarını korumak için ve tüm canlıların suya eşit ve adil erişimi sağlamak için tüm insanlığın ortak hareket etmesi gerekiyor. Su bir ihtiyaç maddesi değildir. Tüm canlıların ve insanların yaşam kaynağıdır ve ortak kamusal varlığımızdır. Su, aynı zamanda temel bir insan hakkıdır. Su hizmetlerinin tekrar kamunun sorumluluk alanına dahil edilmesi ve demokratik, katılımcı bir su yönetiminin gelişmesi, su krizini gerçek manada çözecek temel adımlar olacaktır. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun, dünya genelinde içilebilir temiz suya erişimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek, içilebilir su varlıklarının korunması ve artırılması konusunda somut adımların atılmasını sağlamak için 22 Mart’ı “Dünya Su Günü” olarak ilan etmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Su sorunu bu 22 yıl içinde azalmadığı gibi daha da büyüdü. 2015 yılına kadar suya erişemeyen insan sayısının yarıya indirilmesi hedeflenmişti. Hala dünya nüfusunun dörtte biri temiz suya erişemiyor. Üstelik Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu oranın önümüzdeki yirmi sene içinde artacağı ve dünya nüfusunun yaklaşık yarısının suya erişimde ciddi sıkıntılar çekeceği tahmin ediliyor. Hala her sekiz saniyede bir çocuk, kirli su içtiği için ölüyor ve hastalıkların %80’i kirli su kullanımından kaynaklanıyor” dedi.

“Havzalar Büyük Bir Baskı Altında”

Dünyanın her yerinde havzaların büyüyen bir baskı altında olduğunu ifade eden ÇELİK şöyle devm etti: “İnsan ve canlı türlerinin hayatta kalmasını sağlayan tatlı su varlıkları bir yandan endüstriyel faaliyetler ve enerji projeleri ile kirlenip tükeniyor, bir yandan da iklim değişikliğinden negatif olarak etkileniyor. Bilimsel raporların sonuçları, su varlıklarının yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik ve sosyal açıdan tüm yaşamı suya bağlı olan kırsal nüfus, su krizinden en fazla etkilenen kesimi oluşturmakta. Ama su krizi sadece kırsal kesim için değil, şehirlerde yaşayanlar için de giderek büyüyen bir sorun” dedi.

“Topraklarımız Tehtit Altında. Suyun Etkin Kullanımı ile ilgili Eğitimler Öncelikli Olmalı”

Yakın gelecekte Adıyaman ve çevresinde sulamaya açılacak yeni alanlarda çiftçilerimizin bilinçlendirilerek suyun etkin olarak kullanımıyla ilgili bilinçlendirme faaliyetlerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. Çelik: “Bölgemiz verimli tarım alanlarına sahip. Suyun bilinçsiz ve orantısız kullanımı sonucu toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısında bozunumlar gerçekleşebilir. Su ve toprak gibi doğal varlıklarımızın sürdürülebilir olması açısından çok ciddi tedbirlerin zaman kaybatmaden alınması gerekmektedir” dedi.

 

 

AdminAdmin